“Otuz kırk seneden beri ecnebî hesabına ve küfür ve ilhad namına bu milleti ifsad ve bu vatanı parçalamak fikriyle, Kur’ân hakikatine ve iman hakikatlerine her vesileyle hücum eden ve çok şekillere giren bir gizli ifsad komitesi…” bulunduğundan bahseden Bediüzzaman, bu gizli ifsat komitesinin tahripkâr faaliyetlerine dikkat çekmektedir. Bu komitenin kendine perde yaptığı insafsız, dikkatsiz memurların ve Müslüman kisvesinde propagandacılarının bulunduğunu ifade eden Bediüzzaman, bu Müslüman kisvesindeki propagandacıların mahkemeyi şaşırttığını belirtmektedir. Onlara hitaben mahkemede dehşetli bir konuşma yapacağını, fakat mahkemenin verdiği beraat kararıyla o konuşmanın geri kaldığını söyleyen Bediüzzaman, bu tahripkâr komitenin birilerini perde olarak kullanmada nasıl maharetli olduğuna dikkat çekmektedir.

Menfi fikirlerini ve icraatlarını açıktan yürütemeyen bu gizli ifsat komitesi gibi tahripkâr komiteler kendine perde olarak istimal ettiği unsurların eliyle yürümektedir. Özellikle Müslümanlara karşı yine Müslümanları kullanmak, karşı çıkarmak ve çatıştırmak yoluyla hareket ederek, dehşetli faaliyetlerini daha iyi perdelemek istemektedirler. Çok şekillere girme özelliğine sahip bu komite hesabına çalışanlar zahiren Müslüman kisvesine de girmekte, görünüşüyle Müslüman olmakta, fakat fikir ve hareketleriyle söz konusu menfi komiteler lehine hareket etmektedirler. Gayet fena bir surette aldatabilen bu komiteler, harice sarf edilecek mânevî kuvvetimizi dahilde tüketerek milletin can damarını kesmek istemektedirler. Müslüman kardeşliğini yok eden bu zararlı komiteleri bizlere göstererek, onların planlarını bozan Risale-i Nur’a sarılmak duâsıyla…