Bazı hayvanlar kışlık yiyeceklerini yazdan biriktirirler. Kök, kabuk, meyve gibi yiyecekleri toprağa gömerler.
Karıncalar kadar geleceğini düşünen hayvan az bulunur.
Yuvalarının içi bir erzak deposundan farksızdır.
Karıncalar kışlık yiyeceklerini yazdan hazırlarlar.
Kış aylarından yaprak bitlerinin yumurtalarını yuvalarında saklayan karıncalar, baharda onları dışarı çıkarırlar. Sıcakta yumurtalar çatlar ve yavrular dünyaya gelir.
Çıkan yavruları, karıncalar, teker teker yaprakların tepesine çıkarır, otlatırlar. Mayıs ayında bunlar kimi kanatlı, kimi kanatsız yavrular yaparlar.
Haziran ve Eylül ayları yaprak bitlerinin sağılma zamanıdır. Karıncalar iğnelerini yaprak bitlerinin karınlarına batırarak onları sağar.
Çok ilginç değil mi?
Bazı karıncaların besini, mazı meşesinden elde ettikleri tatlı bir maddedir. Fakat karıncaların bunları depolayacak yerleri olmadığı için kendileri depo vazifesi görürler. Depo vazifesi yapan karıncaların mideleri büyür. Bunlar yuvanın tavanında asılı dururlar ve karnı acıkan karıncalara bir damla tatlı sıvı verirler.
Karıncaların bunları nasıl öğrendiklerini düşünmek ve Allah’ın yüce kudretini hatırlamak, yerinde olmaz mı?