Üstad Barla Lâhikasındaki mektuplarından birinde Yemen’deki Zeydîler için “Şiaların en mutedili ve en Sünnîsidir.
Hem ehl-i insaf ve hem çabuk hakkı kabul eder bir taifedir. İnşaallah Vehhabîlerin tahribatını tamire sebep oldukları gibi, Ehl-i Sünnet ve Cemaatten inhirafları istikamet kesbedip, Ehl-i Sünnete iltihak edip imtizac edecekler” diyor (s. 383).
İmam-ı Zeyd’in de büyük seyyidlerden ve Âl-i Beyt imamlarından biri olup, müfrit Şiaları reddeden, onları “Gidiniz, siz Rafızîlersiniz” diyerek kovan, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer’den (ra) yüz çevirmeyi kabul etmeyen ve bu iki halife-i zîşanı hürmet edip kabul eden bir zat olduğunu vurguluyor.
Yemen’den gelen acı haberler bize “Bu mutedil zümre nerede?” diye sorduruyor.
70’li yıllarda Yemen’in, Sovyet etkisindeki Kuzey ve ABD kontrolündeki Güney olmak üzere ikiye bölündüğünü hatırlıyoruz.
Sonra Ali Salih Abdullah’ın liderliğinde bu bölünmüşlük sona erdirilip iki Yemen birleşti ve istikrara kavuştu. Öyle ki, Türkiye ile birlikte BOP’un eşbaşkanı yapıldı.
Arap âleminde onca güçlü ve zengin ülke varken bu işe Yemen’in uygun görülmesindeki bityeniği bilâhare ortaya çıktı.
2011’de Tunus’ta başlayan Arap Baharı fitnesi kısa sürede Yemen’e de sıçradı ve Ali Salih Abdullah’ı koltuğundan etti. Yerine gelen hükümet ve Cumhurbaşkanı da birlik ve barışı sağlayamadı. İran destekli Husilerle Suud destekli Sünniler birbirine girdi. 2017’de Ali Salih, Kaddafi gibi öldürüldü.
Ondan sonra iç savaş daha da şiddetlendi ve bedelini masum sivillerle çocuklar ödedi, ödemeye devam ediyor. ABD destekli Suud koalisyonunun saldırılarında can veren çocukların haberleri yürek yakarken, Husiler de savaşa devam ediyor.
Siviller ve çocuklar ise savaşın yanı sıra açlık ve hastalıktan da kırılıyor. BM’nin bu konudaki uyarılarının ardı arkası gelmiyor.
Nobel ödüllü aktivist Tevekkül Kerman’ın Suud ve İran’a yaptığı “Yemen’den elinizi çekin” çağrısı hâlâ cevapsız. Memnun olan ise savaştan nemalanan silah tacirleri.
Gelinen nokta “Yemen’e BOP eşbaşkanlığının bedeli mi ödetiliyor?” diye sordururken, Zeydîlerin artık inisiyatifi ele alıp bu gidişata “dur” demesi bekleniyor, isteniyor.
***
İzlemek için tıklayınız
Hani herşey hukuk içinde yürüyordu?