Peygamberimizin (asm) müjdesine mazhar Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethettikten sonra ilk yaptığı işlerden biri Ayasofya Kilisesini camiye çevirmek olmuştu. Böylece İstanbul’a İslam mührü onun üzerinden vurulmuştu.
Fatih Ayasofya ve müştemilâtı için bir de vakıf kurmuş ve vakfiyede fetih sembolüne asırlar sonra vurulacak darbeyi hissetmişçesine, onu önlemeye matuf şartlar koymuştu.
O darbe 1934’te geldi ve Ayasofya cami olmaktan çıkarılıp müzeye çevrildi. Aynı zamanda Fatih’in emanetine ihanet niteliğindeki bu son derece yanlış ve haksız tasarrufa en esaslı itiraz Bediüzzaman Said Nursî’den geldi.
Ve Said Nursî 1950’de milletin oylarıyla tek parti rejimini bitirip iktidara gelen DP iktidarına ısrarla ve tekrar tekrar şu çağrıyı yaptı:
“Bu kahraman milletin ebedî bir medar-ı şerefi, Kur’an ve cihad hizmetinde dünyada pırlanta gibi pek büyük bir nişanı ve kılıçlarının yadigârı olan Ayasofya Camii’ni 500 sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirin.”
Risale-i Nur’un medyadaki dili olan Yeni Asya da, öncüsü İttihad’la birlikte, çıkmaya başladığı tarihten bugüne, yarım asrı aşkın süreçte bu talebin ısrarlı takipçisi oldu.
Arşivimiz bunun örnekleriyle dolu: Manşet, köşe yazısı, röportaj, çizim, konuşma...
Menderes Üstadın çağrısını yerine getirmeye teşebbüs etti; ama muvaffak olamadı; buna mukabil Demirel 1980 Ağustos’unda fetih sembolünün Hünkâr Mahfili kısmını ibadete açtı ve dört minaresinden ezan okuttu.
Bir ay sonra gelen 12 Eylül’ün ilk işi buna engel olmak oldu. 1991’e kadar Mahfil “onarım” gerekçesiyle ibadete kapalı tutuldu ve ancak o tarihte yeniden açılabildi. DYP’nin “Ayasofya açılsın” diyen kanun teklifi sonrası.
Gelinen noktada Danıştay’ın vakfiyeyi gerekçe göstererek müze kararını iptali üzerine Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Ayasofya’nın ibadete açılacak olmasını değerlendirirken bu arkaplanı da hatırlamak gerekiyor.
Bu süreçte mahzun mabedin 87 yıllık hicranına son verme kararında emeği ve katkısı olan herkese teşekkürler. Umarız, uygulamada bir engel çıkmaz. Diğer hukuksuzlukların da artık bitirilmesi ve aynı günkü Cuma’yı zehir eden fitne hutbesi gibi garabetlerin Ayasofya’ya da taşınmaması dileğiyle.
Hayırlı olsun...