"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstismarlara da, linçlere de hayır

Kâzım GÜLEÇYÜZ
10 Aralık 2022, Cumartesi
Tarikat bağlantılı bir isim üzerinden gündeme gelen çocuk istismarı olayı, on yıllardır nöbete bindirilen bir suçlama kampanyasını tekrar tetikleme fırsatı yapıldı.

28 Şubat sürecinde çokça örneğini gördüğümüz bir kampanya bu. Sonrasında da dönem dönem ısıtılıp servis edildi ve özellikle cemaat ve tarikatlar toptan hedef alındı.

Öyle bir hava oluşturuldu ki, “Münferit örnekler üzerinden genelleyici suçlamalar yapılamaz, suç ve ceza şahsîdir” denilerek hukukun en temel prensiplerinden birinin hatırlatılmasına bile tahammül edilemiyor.

Oysa hele gündemdeki olayda olduğu gibi yargıya intikal etmiş bir konuda hukuk ne diyorsa o olacak, onun gerekleri yapılacak.

Gerçek şu ki, insan olan her yerde yanlışlar olabilir. Bu, bütün insan toplulukları ve her kesim için geçerli. Cemaat ve tarikatlar da, onları suçlayanlar da bunun dışında değil.

Nitekim Üstad son derece orijinal tahliller yaptığı Telvihat-ı Tis’a isimli eserinde, tarikatların yüzyıllar boyunca manevî hayatımıza yaptıkları büyük hizmet ve katkıları anlatırken, “Ehil olmayanlar bir işe girseler elbette suiistimal ederler” diyerek bu riskin tarikatlar için de vârit olduğu ikazında bulunuyor.

Sıkıntının sebebi de işte bu suiistimaller.

Bunlara karşı öncelikle cemaat ve tarikatların son derece müteyakkız olmaları, dinin gerekleriyle de çelişen böyle hallere meydan vermemek için olağanüstü bir hassasiyet göstermeleri, bunun için de istişare mekanizmasını çok iyi işletmeleri icab ediyor.

Gündemdeki olay için de birkaç söylemek gerekirse: İddialar doğru ise, herşeyden önce 6 yaşındaki bir çocuğun evlendirilmesi dine de, fıtrata da aykırı. Tarikatla ilgisi olmayan bazı kesimlerin de “beşik kertmesi” adıyla uyguladığı bu gelenek için bazıları “Nikâh değil, nişan gibidir, çocuklar büyüyünce bozabilir, onun için dinen sakıncası yok” deseler de, bunun kabul edilmesi mümkün değil.

Çocukların büyüyünce kendi verecekleri kararı onlar adına anne-babaları dahil hiç kimse veremez. Ve gençler, özellikle de kızlar rızaları olmadan istemedikleri kişilerle evlenmeye zorlanamaz. Bunun dinde yeri yok.

Durum bu iken, bu olay bahane edilerek cemaat ve tarikatların yeni bir linç kampanyasına hedef yapılması da kabul edilemez.

Okunma Sayısı: 3297
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sebahattin UNAL

    10.12.2022 13:48:46

    Bu minvalde Cemaat bireylerinin dinimizi hedef tahtasına koydurtma fırsatını verdirtmemeleri gerekiyor. Sunnet-i Seniyeye uyulmuş olsa bu tür yanlışlara sebep olunmaz. Deccal ve avanelerinin her fırsatta dini cemaatleri yıpratma manevralarına fıtraten zaten girecekler. O Deccal ve avaneleri aslında bozguncu olarak, okullarda ana okulu yaşındaki çocuklara cinselliği öğretip, çizgi filimlerinde sub nominal sinyaller ile seyrettirirler ve insanoğlunu sapıklığa yönlendirirken bu normal olur da (Avrupa sapıklarının Tayland ve diger fakir ülkelerde neler yaptıklarını medyada herkes duydu), her cemaat ferdi değil, bir tanesi bir hata yapsa, sanki bütün cemaat bireyleri aynı durumda gibi ima edip, bütün cemaatleri yıpratma fırsatını hiç kaçırmazlar. Vela teziru düsturunu ne bilsinler degilmi? Suçu işleyen kendi mesuldur, başkası mesul olamaz. Bu sebepten her cemaat bireyi kendine çeki düzen verip, dinimize söz söylenmesine fırsat vermemeleri hepimizin faydasına diye düşünüyorum.

  • Mehmet Türeli

    10.12.2022 05:53:44

    Bu tür olaylar müslümanların özellikle dindarların daha dikkatli olmaları gerektiği önem kazanıyor, çünki dindar bir insan islamiyete aykırı bir tavra girdiği zaman kötü insanların saldırısı ile islamiyete büyük zarar vermiş oluyorlar. Çare asrın reçetesi olan Risale-i Nuru okumak ve herkese okutmak.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı