"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Levh-i Mahfuz ve Levh-i Mahv İspat

M. Fahri UTKAN
08 Mart 2016, Salı
Âlim-i Mutlak olan Allah her bir varlığın kader programını İmam-ı Mübin’de yazmış ve kudret kalemiyle de o programı işlettiriyor ve her bir sayfada programını uygulamaya koyuyor.

Bu uygulanan işlemlere de Levh-i Mahv İspat denmektedir. Yani Levh-i Mahfuz’da yazılanların yazar bozar, sonra tekrar yapar tahtası.

Levh-i Mahfuz; olmuş ve olacak her şeyin Allah tarafından üzerinde yaz(dır)ıldığı ve mahiyetini yalnız Allah’ın bildiği kader levhası veya Allah’ın ilminin bir ünvanıdır. 

Bu konuyla ilgili Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm Hac Sûresi 70. âyetinde “Bilmez misin ki, Allah gökte ve yerde ne varsa hepsini bilir. Bunları da Levh-i Mahfuz da yazmıştır.” demektedir.

 Sözün kısası; “İmam-ı Mübin’in imlâsıyla yani kaderin hükmüyle ve düsturuyla, Kudret-i İlâhiye, icad-ı eşyada her biri birer âyet olan silsile-i mevcudatı Levh-i Mahv1 İspat denilen zamanın sahife-i misaliyesinde yazıyor, icad ediyor, zerratı tahrik ediyor.”  ve “bu âlemde tasarruf eden Sâniin öyle bir Kitab-ı mübîni vardır ki, en küçük ve en büyük, o kitapta yazılıp hıfz edilmemiş hiçbir şey yoktur.”2

 Kur’ân-ı Kerîm’deki şu âyette bu hakikat okunmaktadır. “Yaş ve kuru ne varsa apaçık bir kitapta yazılmıştır.”3 Nitekim her şeyi bir maksada uygun ve benzersiz hikmetli bir şekilde yaratan, “Fâtır-ı Hakîm, Kitab-ı Mübîn’in düsturlarını gayet güzel bir surette ve muhtasar bir tarzda ve has bir lezzette ve mahsus bir ihtiyaçla icmâl edip derc eder. Her şey öyle has bir lezzet ve mahsus bir ihtiyaçla amel etse, o Kitab-ı Mübînin düsturlarını bilmeyerek imtisal eder… Bak o Hakîm-i Zülcelâle, nasıl Kitab-ı Mübînin düsturlarından, arı vazifesine ait miktarını bir tezkerede yazmış, arının başındaki sandukçaya koymuştur.”4

Ayrıca “bir çekirdekte hem bedihî olarak, irâde ve evâmir-i tekviniyenin ünvânı olan Kitâb-ı Mübîn’den haber veren ve işaret eden, hem nazarî olarak emir ve ilm-i İlâhînin bir ünvânı olan İmâm-ı Mübîn’den haber veren ve remzeden iki kader tecellîsi var”5dır.

Nasıl ki, insanlar bir tohumun ne tohumu olduğunu ve o tohumun ekildikten sonra hangi safhalarda geçeceğini ve nasıl şekiller alacağını tecrübeleriyle bildiği gibi bunlar İmam-ı Mübin’de yazılıdır. Kitab-ı Mübin’de yazılmış olan olayları da görebilmek için, o tohumun ekildiğinden itibaren alacağı her durumu bir kamera ile tesbit ederek görebiliriz.

Bununla beraber herhangi bir varlığın “… vücudundan sonra her şeyin sergüzeşt-i hayatı yazıldığına delil ise, âlemde Kitâb-ı Mübîn ve İmâm-ı Mübîn’den haber veren bütün meyveler ve Lehv-i Mahfuz’dan haber veren ve işaret eden insandaki bütün kuvve-i hâfızalar birer şâhiddir, birer emâredir.”6 ve bunun gibi bütüm tohum ve çekirdekler de Lehv-i Mahfuz hakikatini ortaya koyan misallerdir diyebiliriz.

Dipnot:

1. Mektubat, s. 41
2.Mesnevî-i, Nuriye, s. 40.
3. En’am Sûresi, 59.
4. Mesnevî-i. Nuriye, s. 138.
5. Sözler, s. 433. 6. Sözler, s. 433.

Okunma Sayısı: 6564
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı