"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tek derdimiz “başkanlık” mı?

Mehmet KARA
15 Mayıs 2016, Pazar
Türkiye’nin onca sorunu varken, konuşulan tek konu başkanlık. Başkanlık mı olsun, yarı başkanlık mı, yoksa partili cumhurbaşkanlığı mı olsun? Sistemin adını başkanlık sistemimi koyalım, cumhurbaşkanlığı sistemi mi?

Türkiye’nin tek derdi başkanlık mı peki?

Terör sorunu var, ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı bizzat ekonominin iyi yolda olmadığını söylüyor, hayat pahallığı var. Atanamayan öğretmenler, milyonlarca işsiz var. Dövizdeki dalgalanma esnafın canını yakıyor. Kepenkler kapanıyor. Türkiye’nin bir numaralı gündemleri bunlar olduğu halde neden hep başkanlık, hep başkanlık?

Türkiye geçen dönem olduğu gibi bu dönemde de yeni, demokratik, hürriyetçi bir anayasa yapmak için komisyonlar kurdu, aylarca çalışıldı, ama “başkanlık” dayatıldığı için bir noktada sekteye uğradı ve Türkiye darbe anayasası ile yaşamak zorunda bırakıldı. 

Haziran ayı içerisinde Meclis’e bir anayasa paketi sunacağını açıklayan AKP, bu kararından vazgeçip 4-5 maddelik “mini bir paket” getireceğini duyurdu. Bu maddeler içinde yine demokrasiyi ve hürriyetleri güçlendirecek, anayasayı sivil yapacak bir teklif yok. Tek hedef, başkanlık… 

“Başkanlık sistemi”nden antipati duyulduğunu anlayan AKP şimdi adını “partili cumhurbaşkanlığı” koyarak geri adım atmış görüntüsü vermeye çalışıyor.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, bazı vatandaşların “başkanlık sistemi” kavramından hoşlanmadığını belirtirken ve “yerli ve millî” dediği sistemin adının “Cumhurbaşkanlığı sistemi” olacağını söyleyerek bunu açıkça deklare etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da “adı ne olursa olsun bu sistemin getirilmesi” gerektiğini söylüyor. Açık yazalım, AKP, “A plânı” tutmadığı için başkanlık başka bahara bırakılırken, “B plânı”nı devreye sokup “partili cumhurbaşkanlığı”nı gündeme getirmeye başladı. Tıpkı, yeni anayasada olduğu gibi başkanlıkta başka bahara bırakıldı. Yani, gerçek niyetini gizlemeyi tercih etti.

AKP, parlamentodaki 316 milletvekili sayısıyla başkanlık sistemi endeksli anayasa teklifinin 330 oy gerekli olan referandum ya da 367’yle kabul edilmesinin imkânsız olduğunu görerek bu yola başvurdu. Ama kafasının arkasındaki “başkanlık” sistemi hâlâ duruyor. Erdoğan’ın, “Er ya da geç anayasa ve başkanlık milletin önüne gelecek” diye de bunu dillendiriyor.

Parlamentoda grubu bulunan muhalefet partilerinin başkanlık sistemine karşı olduğu bilinirken, “partili cumhurbaşkanı”na “evet” diyebilecekleri düşünüldü ki, böyle bir plân değişikliğine gidildiği anlaşılıyor. CHP ve HDP zaten destek vermez de, MHP’nin bu plana destek verebileceği hesaplanıyor? Bahçeli’nin, “Fiilî desteğimiz hukukî boyut alabilir” sözü cesaret veriyor? Bunu da hem AKP’nin hem de MHP (yapılırsa) kongrelerinden sonra göreceğiz.

* * *

Rahmetli Demirel ve Özal da başkanlık modelleri sistemini savundular. O zaman neden milletin bu kadar tepkisini çekmedi de şimdi çekiyor. Oturup bunu düşünmek gerekmez mi? Belki de şimdilerde başkanlık bu kadar ön plana çıkmasa, millet başkanlığa daha çok taraftar olur. Hem ihtiyaç varsa talep de kendiliğinden oluşur. Dayatmayla yapılmaz.

Şu anda yeni bir anayasa, ön şart olarak başkanlık sunulduğu için yapılamadığı neden görmezden geliniyor?

Hem, Cumhurbaşkanının AKP’den olduğu Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde 12 yıllık sürede bu neden gündeme gelmedi? O zaman “iki başlılık” yok muydu? Yetki çatışması yok muydu? O zaman MİT ve Genelkurmay’dan Cumhurbaşkanı mı sorumluydu da, bu dönemde mi başbakan sorumlu yapıldı. Şimdi neden başkanlıkla yatıp, başkanlıkla kalkılıyor?

Milletin oyuyla cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan seçim kampanyası yürüttüğü zaman bunu neden gündeme getirmedi? Şimdi kalkıp “sistem tıkandı” diye şimdi gündeme getiriliyor?

Partili cumhurbaşkanı konuşulamaz dahi... Partili cumhurbaşkanı sadece o partinin cumhurbaşkanı olmaz mı? Zaten kutuplaşan milleti daha da kutuplaştırmaz mı? Başkomutan olan kişi partili olursa orduyu da siyasallaştırmaz mı?

Başkanlık sistemi gerçek gündemin önüne geçerken, bir yandan da gerçekten milleti bıktırdı ve yordu…

Okunma Sayısı: 2087
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı