"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hoş bulduk, hoşluk bulduk, hoş olduk

Mehmet YAŞAR
12 Temmuz 2013, Cuma
Bekliyordum, bekleniyordum. Merak etme geldim.

Son ayrılığımız biraz hüzünlü olmuştu, ama şükür on bir ay çabuk geçti. İşte bak yine geldim.
Yine yükledim heybeme feyiz, bereket ve muhabbeti... Paylaşmayı, sevgiyi ve diğerini fark edebilmeyi...
Anlayacağın hazır geldim. Şükür ki sen de hazırmışsın. 
Zaten benden önce gelen iki dostum da senden güzel haberler getirmişti bana. Öyle ki kavuşmamızı dört gözle beklemişsin. 
Gecenin en derin saatlerindeki buluşmalarımız için hazırlıklar bile yapmışsın.
Hatta dostlarıma göre, yüklerinden yavaş yavaş kurtulma fırsatını çok iyi değerlendirmişsin bile.
Benden önce dostlarımı da aynı muhabbetle kucaklamışsın. Onlarda gıpta ile bahsettiler senden. Senin için çok özlemiş dediler.
Özlemiş olmalısın, iftara yakın saatlerde fırınların önündeki muhabbet dolu o pide kuyruklarını ve açlığına rağmen sıcacık pideyi bekleme sabırsızlığını. Hatta o sabırsızlığı mahalleli dostlarınla, büyüklerinle tatlı muhabbetlere çevirmeyi de çok özlemişsindir.
Hele o fırından aldığın sıcacık pideye izin gelmediği için dokunamayışın, kıyısından bir lokma koparamayışının zor anlarını kim bilir nasıl da özledin?
Özlemiş olmalısın, bütün günün iş telâşından sıyrılıp evine veya dâvet edildiğin mekâna ulaşabilme keyfini. Sevdiklerinle, sevebileceklerinle ve sevmek istediklerinle aynı sofranın etrafında aynı emri beklemenin huzurunu kim bilir ne de bekledin? Ya o sofranın üzerindeki her bir ikramla midenden önce gönül açlığının doyuruluşuna ne diyeceksin…
Özlemiş olmalısın, akşam hazırlayacağın o muhabbet ve duâ dolu ikramlar için mutfakta yaşadığın o en tatlı heyecanları... Ya bugün ne hazırlasam, ne yapsamların kararsızlığı sonunda, her şey tamam olup o cennet numunelerinin sergisine şöyle bir uzaktan bakıp da bin şükür ile beklediğin kapı zilinin sesini. Nasıl da kalbin pırpır ediyor değil mi?
Özlemiş olmalısın, belki hâlâ kulaklarında çınlayan, çocukluğunda pür dikkat beklediğin ‘buyur hadi’ diyen topun sesini ve arkasından okunan o güzel akşam ezanlarını. Hatta ‘Buyurunuz’ emrini duyduktan sonra elini uzattığın kâinat sofrası nimetlerinin şükrünü eda edebilmeyi. Büyük sevinçle başlayan o nimetlerle bayramlaşma ânının doyumsuz ve leziz anını.
Özlemiş olmalısın, günün yaşanmışlığının ardından gününü taçlandırmak için ‘kâinatın güzeller güzeline’ selâmlar söyleyerek bütün dostlarınla baş koyduğun teravih secdelerini.
Özlemiş olmalısın, manilerle süslenen, davulcularıyla renklenen uykulu gözlerin gecenin nurunu aradığı o bereket dolu sahur gecelerini.
Kim bilir nasıl özledin hepsini?
Biliyor musun ben de çok özledim seni. Yeryüzünün göğe açılan ellerinin arasındaki mahyalara yazıyorsun ya “Hoş geldin Ya Şehr-i Ramazan” diye, hoş bulduk, hoşluk bulduk, hoş olduk.
Şükürler olsun bizi kavuşturana, şükürler olsun bizi buluşturana...

Okunma Sayısı: 724
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı