"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Filistin’in Nakba girişimi

Muhammet ÖRTLEK
20 Mayıs 2023, Cumartesi
Ortadoğu’nun derin ve etki alanı geniş sorunu Filistin-İsrail arasındadır.

Birçok kaynak bu sorunun temelini 14 Mayıs 1948’de İsrail devletinin kurulmasına dayandırsa da, aslında sorunun başlangıcı İngilizlerin General Edmund Allenby komutasında 11 Aralık 1917’de Osmanlı toprağı Kudüs’ü işgal etmesine kadar uzanmaktadır.

İsrail’in kurulmasıyla Mısır liderliğinde 1948, 1967 ve 1973’te yapılan Arap-İsrail savaşları ile sonrasındaki gelişmeler sorunu daha da derinleştirmiştir. Birde Filistin meselesi bölgede Arap milliyetçiliğinin, siyasal İslamî ve silahlı grupların fikriyatlarını dayandırdığı zemin haline gelmiştir. 

Bununla birlikte Filistinliler ise bazen siyasî bazen silahlı bazen de Nakba/Nekbe gibi sivil direniş veya mücadele yöntemine girişmişlerdir. Filistin meselesinde Nakba’da 75. yıla gelindi. Arapça’da “Nakba” kelimesi “felaket” anlamında. Nakba’ya yüklenen etimolojik anlam “Filistinlilerin İsrail/Siyonist güçler tarafından kasıtlı ve sistematik bir şekilde kitlesel olarak kendi topraklarından sınır dışı edilmeleri”dir. 

Ayrıca İsrail’in 1947-1949 yıllarında devletleşme sürecinde, toprak mülkiyeti oldukça önemlidir. İsrail’in toprak mülkiyeti edinmesindeki itici güç, hem Batı’nın Ortadoğu kaynakları üzerinde materyalist hegemonya kurma çabalarının hem de 19. yüzyıl Avrupa’sında siyasî Siyonizm’in ortaya çıkmasıyla birlikte, Yahudilerin yüzyıllarca süren “Yahudi aleyhtarı zulümden kurtulmaları için ulus-devlet kurma konusundaki artan kararlılıkla yakından ilgilidir”. Böylece Yahudilerin “vaat edilen topraklara göçü” de, Filistin’in siyasî kolonizasyonunun 1948’den çok önce başladığına işarettir.

Filistin lideri Yaser Arafat 1998’de Nakba Günü’nün her yıl 15 Mayıs’ta, yani İsrail’in kurulduğu 14 Mayıs’tan bir gün sonra anılmasına karar verdi. Elbette Nakba’nın tarihi 1948’e kadar uzanıyor. Her yıl Filistinlilerin etnik temizliği, mülksüzleştirilmesi/ topraksızlaştırılması veya Filistin içerisinden yerlerinin değiştirilmesi gibi maruz kalınan uygulamalar 15 Mayıs’ta “Nakba Yürüyüşü” olarak anılıyor.

İsrail’in uyguladığı mülksüzleştirmenin başladığından beri Yahudiler “vaat edilen topraklara göçerken”, Filistinliler de yerlerinden zorla gönderilmektedir. Bu uygulamayla Filistinliler dünyanın dört bir yanına dağılarak, yeni Filistinli diaspora nesillerin ülkelerinden uzakta doğup bazı hürriyetlerden yoksun yaşadıkları biliniyor. Filistin-İsrail sorunu çatışması yoğun biçimde sürüyor. Geçmişte yaşanılan olaylar bütün bir Filistin toplumunu parçalayarak ekonomik gelişmeyi de engellemiştir. Böylece bir ulusun hayatta kalabilmesi büyük ölçüde uluslararası yardıma bağımlıdır.

Arap devletleri de Filistin meselesine yer yer siyasî, milliyetçi, İslamî reflekslerle yaklaştı. Önce Mısır (1979) sonra Ürdün (1994) geçtiğimiz iki yılda Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Fas’ın İsrail’le “Normalleşme/İbrahim Anlaşması” imzaladıkları görüldü. Yine Suudi Arabistan, Sudan ve Umman da iç dinamikleri göz önünde bulundurarak İsrail’le üstü kapalı şekilde ilişkilerini geliştirdiler. Tüm bunlar, bölge ülkelerinin Filistin meselesinde sessizliğe büründükleri eleştirilerini beraberinde getirdi. 

Diğer taraftan Arap Birliği Liderler Zirvesi’nin 32.’si Cidde’de 19 Mayıs’ta toplandı. Filistin’in Arap Birliği Daimi Temsilcisi Muhenned el-Akluk, Zirve’den Nakba’nın tanınmasına dair karar çıkartılması için çalıştıklarını belirtiyor. Tarihi misyona sahip Nakba’nın Arap devletleri nezdinde tanınarak uluslararası meşruiyet kazanması Filistin mücadelesi açısından önemli bir adım olacaktır.

Okunma Sayısı: 1045
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    20.5.2023 05:56:29

    "Arap devletleri de Filistin meselesine yer yer siyasî, milliyetçi, İslamî reflekslerle yaklaştı." Çok doğru muhterem kardeşim. Yalnız hayli eksik. Çünkü en başta Türkiyedeki siysal islamcılar iktidar olmadan bu meseleyi hep kullandılar. İktidar olunca, Filistin davası unutuldu İSRAİL'in alî menfaatlerine von dikkat edildi. Misal mi ISTIYORUZ? "Mavi MARMARA insani yardım gemisini şehidlerinin kann yer kaldığı gibi, bana mı sordunuz giderken havasına ve moduna geçildi maalesef! Aynı zamanda diğer Arab olmayan İslâm Devletlerinin de duyasızlığı yanında, Dünya hakim Devletleri ve ABD, BM, NATO, AB hep seyirci kaldılar, sebepleri üzerinde de ayrıca tartışılabilir. Allah c.c bu Masum ve Mazlum ve de Sahipsiz FİLİSTİNLİ kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun inşaallah, Amiiin. Elfü elfi Amiiin, bi adedi zerrati Kainati Amiiin. 😪🌷🤲🌷🌙☝️🤔

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı