Hindistan’ın başşehri Yeni Delhi’de 9-10 Eylül 2023’te yapılan G20 zirvesinde Hindistan’ın etkisi fazlasıyla hissedildi.
Aslında Yeni Delhi’nin bu tutumu, Çin’in hegemonyasında gerçekleştirilen BRICS’in (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti) 22-24 Ağustos 2023’teki Güney Afrika toplantısına, cevap niteliğindeydi.
Hindistan ile Çin arasında sınır anlaşmazlığı ve bölgesel rekabet olmasına rağmen, her iki ülke BRICS ve diğer alanlarda işbirliği içerisinde. Ayrıca Moskova’nın öncülüğünde St. Petersburg’da 27-28 Temmuz 2023’te yapılan Rusya-Afrika Ülkeleri zirvesinde, Rusya’nın Afrika ülkelerine karşılıksız tahıl taahhüdü hatırlardadır. Birde Çin’in arabuluculuğunda 10 Mart 2023’te Suudi Arabistan ve İran arasında anlaşma sağlanması; 02 Haziran 2023’te Çin’in Basra Körfezi’nde İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Umman’la birlikte Körfez’in güvenliğini sağlamak için ortak donanma kuracağı haberleri, Pekin’in Ortadoğu ve Afrika’da artan etkisini gösteriyor.
Bununla birlikte Afrika Birliği’nin G20’ye ortak statüde alınması, Rusya ve Çin’in başarısı olarak görülürken, Hindistan’ın da uluslararası siyasette ABD’ye karşı Çin ve Rusya’nın yanında durduğuna işarettir. Yine Afrika Birliği’nin G20’ye ortak statüde kabulü de, Küresel Güney’i güçlendiren gelişmelerdendir.
Ukrayna’daki savaşın başlangıcından beri, gelişmeler daha çok ABD-Avrupa-Rusya ekseninde değerlendiriliyor. Ancak Soğuk Savaş döneminde Üçüncü Dünya diye tanımlanan ülkelerin de Ukrayna’daki sürece (Suudi Arabistan, Güney Afrika ve Batı bloğundaki Türkiye’nin barışın sağlanması için arabulucu rolü oynaması) ve uluslararası meselelerdeki etkisi günümüzde Küresel Güney kavramıyla ifade ediliyor. BRICS’in Güney Afrika zirvesinde genişleyerek Arjantin, Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) üyeliğe dahil etmesi ve hâl-i hazırda 22 ülkenin daha üyelik için bekliyor olması da Küresel Güney kavramını güçlendiriyor.
Soğuk Savaş döneminde taraflar, İki Kutuplu dünya sisteminde NATO ve Varşova Paktı askerî nüfuz alanlarına bölünmüştü. Her iki taraf arasında neredeyse ekonomik ilişki yok denecek kadar azdı. Hatta birbirlerine karşıt Kapitalist ve Sosyalist ekonomik sistemleri savunuyorlardı. Şu anda ise durum farklı. ABD’nin dünyaca ünlü teknoloji şirketleri, ürünlerinin parçalarını Çin’den tedarik ediyor veya Çin’in de söz sahibi olduğu pazardan pay almaya çalışıyorlar.
Diğer taraftan AB 12 Mart 2019’daki “Stratejik Görünüm” isimli ortak tebliğine atıf yaparak, AB, Çin’le eşzamanlı işbirliği ve müzakere ortağı, ekonomik ve sistemik rakip şeklinde ilgilenmeye devam ediyor.
AB’ye ek olarak ABD, Avustralya, Kanada, Japonya vd. müttefikler de Çin’i giderek daha fazla “sistemik rakip” algılıyorlar. Bununla ilgili Batı merkezli adımlar Avustralya (A), İngiltere (Birleşik Krallık-UK) ve ABD (US) arasında Güvenlik Paktı AUKUS’un 16 Eylül 2021’de kurulmasıdır. İkincisi de 2004 yılındaki Asya’daki tsunami felaketinin ardından kurulan ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya’dan meydana gelen Dörtlü Grup’un son toplantısını 24 Eylül 2021’de yapmasıdır. Dörtlü Grup’u “Çin’in gelişen gücüne karşı en önemli demokratik siper” şeklinde değerlendirenler de mevcut.
G20 zirvesinin ardındaki başarının Hindistan’dan çok, Çin ve Rusya’ya ait olduğu hususunu yazmaya devam edeceğim.