"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hürriyet (2)

Özgür ÖZCAN
22 Haziran 2021, Salı
Psikopolitikanın ön planda tuttuğu söylemlerden biri bedenin disipline edilmesinden ziyade ferdin kendini optimize etmesidir.

Fert kısa ve uzun hedefler koyarak kendini keşfetmeli, verimliliğini ve performansını arttırmalıdır. 7 Bu amaçla fert hayat koçlarına başvurur; kişi gelişimi seminerlerine, motivasyon arttırıcı faaliyetlere gider. Bunun yanında estetik cerrahî ve spor salonları ile kişi beden güzelliğine odaklanır. Kozmetik ürünleri pazar payında hatırı sayılır bir pay alacaktır. Reklâm sektörü dinçliği ve bedenî olarak kusursuzluğu ön plana taşır ve bütün bunlar “sen”, “ben” gibi öznelerle ve “yapabilirsin”, “hakkın var”, “sen buna değersin” gibi söylemlerle “özgürlük” kavramı altında pekiştirilir.

Hem çalışma zamanını, hem de çalışmadan arta kalan zamanını birçok faaliyetle dolduran fert “özgürlük” algısını doyasıya yaşar(!) ama bunun yanında birçok açmaza düşecektir. Zamanını yönetme konusu ferdin öncelikli problemidir. Bunun için zaman yönetimi üzerine seminerler alacaktır veya şahsî gelişim kitapları okuyacaktır. Ayrıca şahsî hedeflerine ulaşamayan veya ulaşmakta zorluk çeken ve gösterilen rol-modeller ile kendisini kıyaslayıp hayal kırıklığına uğrama ihtimali bulunan ferdin bu problemi yine tedavi edilmelidir. Çünkü kişi toplumu ya da sistemi sorgulamak yerine kendini sorgulayacaktır. Kendisi ile savaş halinde olan fert depresyon denilen hastalığa tutulmaya başlar. Ferdin yeni ihtiyacı artık psikolojik destek sağlayacak kurum ve kuruluşlardır. Üstelik bütün bu süreçte fert “özgürdür”.

Byung-Chul Han, Psikopolitika adlı kitabında günümüz hürriyet algısının bir epizot (ara bölüm) olduğunu iddia eder. 8 Han’a göre bu süreç bir yaşama biçiminden diğerine geçerken ortaya çıkar ve hürriyet kavramı yeniden bir zorlama biçimi halini alır. Han, bu yeni hürriyeti, yapabilme hürriyeti olarak tanımlar ve bu “yapabilme özgürlüğünün”, “ yapmalısın” veya “yapmamalısın” gibi diretmelerden daha etkili olduğunu savunur. 9 Çünkü “yapmalısın” sınırlıdır, ama “yapabilirsin” kelimesinin bir sınırı yoktur. Günümüzün şahsî gelişim programlarında yaygın bir şekilde kullanılan “yapabilirsin” kavramının insanı bir süre sonra hürriyet hissiyatı altında performans öznesi haline getirmesi ve efendi olmadan gönüllü bir kölelik süreci içerisine girmesi Han’ın bu kitaptaki temel tartışma konularından biridir. 10 Çünkü dıştan zorlamalara belli oranda direnen insanın, içten güdülenme ile “yapabilirim” demesi daha iyi bir performans göstermesini sağlar. Belki de zorlama ile hedeflenen davranış gelişimine, içten güdülenme ile daha kolay ulaşılabilir.

Modern hürriyet algısının Neoliberalizm’in bir aldatmacası olduğunu savunan Han, hedefin bizzat hürriyetin sömürülmesi olduğunu belirtir. 11 Bunun için heyecan, oyun ve iletişim gibi araçlar insan hayatında hürriyete giden yolda mihenk taşlarıdır. Özellikle dünya çapındaki oyun endüstrisi ve sosyal medya alanları kullanıcıya büyük oranda sınırsız hürriyet sağlar. İnsan bu alanlarda iradesini etkili bir biçimde kullanır ve oluşturulan gerçek dışı bir sistemde hürriyetini doyasıya yaşayabilir. Aslında herkes bir anlamda efendi olabilir. Bir bilgisayar oyununda oynadığı karaktere istediği doğrultuda yön verebilir ya da sosyal medya araçlarıyla istediği fikri paylaşabilir, beğenebilir veya eleştirebilir.

Psikopolitikanın bir yandan ferde “yapabilirsin” söylemleri ile hedefler oluşturmasını teşvik etmesi, bir yandan da ferdin kendini sınırsız hür hissetmesini sağlayacak ortamlar oluşturmasının bir bağlantısı vardır. Gözetim mekanizması yakın döneme kadar hem politikanın, hem de sosyolojinin temel odak noktalarından biri olmuştur. Bir iktidarın, efendinin ya da patronun kendi emrindekilerin şahsî bilgileri ve duygu ve düşünceleri hakkında bilgi sahibi olup, bunları yönlendirmek istemesi her dönem istenen bir olgudur. Hür irade de buna karşı çıkar. Burada Orwell’in eseri 1984’ü ve “Big Brother” kavramını hatırlamak gerekir. Orwell’in tele-ekranlı gözetim devletinde hürriyet kavramı ortadan kaldırılmıştır. Big Brother her daim sizi gözetliyordur. Bu yüzden bırakın aykırı bir fikir belirtmeyi, aykırı bir düşünceye bile sahip olamazsınız. İktidar, Bentham’ın tasarladığı panoptikon tarzı hapishanedeki gibi görünmez, ama her daim gözü sizin üzerinizdedir. Jeremy Bentham’ın özellikle hapishanedeki mahkûmları disipline etmek için özel olarak tasarladığı panoptikonda hapishane sakinleri birbirlerinden yalıtılmış haldedir ve iletişim yasaktır. Sakinler görevlileri göremez, ama görevlilerin her daim gözünün üzerlerinde olduklarını düşünürler. Bu durum ferdî hürriyetleri engelleyici bir unsurdur.

Dipnotlar:

7- A.g.e.  8- A.g.e.  9- A.g.e. 10- A.g.e.  11- A.g.e. 

Okunma Sayısı: 1604
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı