Günümüzde ise “özgürlük” algısıyla birlikte kendimizi hiçbir zorlama olmadan gözler önüne seriyoruz.
Bilgilerimizi, fikirlerimizi, nerede, neyi, nasıl yaptığımıza dair verilerimizi kimlere ulaştığını bilmeden sosyal medya hesaplarımızda gönüllü olarak paylaşıyoruz. 12 Her ne kadar bir efsane olarak görünse de büyük bir veri bankasındaki dosyalardan biri haline geliyoruz. Nelerden hoşlandığımıza, neleri tercih etmediğimize, satın aldıklarımıza, fikirlerimize göre kategorize ediliyoruz. “Like, Retweet, Share” gibi masumane görünen butonlar ile gayet insanî görünen dijital bir Big Brother’a yardım ediyoruz. Bunun getirdiği bir büyük problem de, artık davranışlarımız sayısal verilerle öngörülebilir hâle geliyor. Öngörülebilme durumu ise bizim için yeni pazar imkânlarının meydana gelmesi halini alabiliyor. Bu da dolaylı olarak bir hürriyet krizini başlatıyor. Apple firmasının 1984’te yayınladığı bir reklâm filmi herkes için mânidardır.
Marx’a göre de ferdî hürriyet fikri sermayenin hilesinden başka bir şey değildir. İşçi, köle ya da yönetilen halk artık pasif değil bir girişimci rolündedir. Kendisi hakkında karar veren kişi hem efendidir hem de dolaylı bir köledir. Yurttaş artık tüketicidir. 13 Rousseau’nun “İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur.” 14 sözünü ve Kazancakis’in “Hayır özgür değilsin. Senin bağlı olduğun ip, öbür insanlarınkinden biraz daha uzun, hepsi bu kadar…!” 15 sözünü bu bağlamda unutmamak gerekir.
Hürriyet kavramı üzerine yeniden odaklanırsak İngilizce’deki “free” ve “friend” kelimeleri aynı kökene sahiptir. Hür olmak bir anlamda arkadaş ile olmak da denilebilir. İnsanın aslında hür olabildiği bir ortam, herkesin kendi alanını bildiği, kimsenin hakkına tecavüz etmediği, diğerleriyle mutlu bir ilişki içerisinde olduğu bir ortamdır. 16 Sınırsız hürriyet kavramında fert eninde sonunda başka bir ferdin hürriyet alanını ihlâl edebilir. Bu durum bir çatışma ile sonuçlanabilir. Bu anlamda herkes kendi dairesi içerisinde sınırsız hür olabilir.
Hürriyet kavramına İslâm temelli bakarsak da benzer sonuçları görmüş olacağız.
“Dinde zorlama yoktur. Doğru eğriden açıkça ayrılmıştır. Artık kim sahte tanrıları reddeder de Allah’a inanırsa kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir ve bilir.” (Bakara, 256)
Bediüzzaman’a göre de benzer bir kavram olarak hürriyet “insan olmaktan kaynaklanan bir atiye-i Rahmaniye’dir.” 17 Bu cümle ile yukarıda bahsettiğimiz La Boetie’nin fikri örtüşür. Ayrıca yine Bediüzzaman’a göre hürriyet “imanın hassasıdır”. 18 Bir anlamda fert, Allah’a olan kulluğu neticesinde hürdür. Bu da Allah’ın bize emrettiği emr-i bi’l ma’rûf nehy-i ani-l münker kavramıyla bağdaşır. Bu emir ile fert hem toplumdaki yerinin ve sınırlarının farkındadır hem de toplumun sıhhati için aşırılıklardan kaçınır ve gerektiğinde toplumu uyarır. Bu sayede kendi alanında sınırsız hür olan insan, başkasının hürriyet alanına tecavüz etmeyecek ve toplum düzeni korunacaktır. “İman ne kadar mükemmel olursa hürriyet o derece parlar” 19 sözü de bu cümleleri destekleyici niteliktedir. “Zira rabıta-i iman ile Sultan-ı Kâinata hizmetkâr olan adam, tezellüle tenezzül etmeye ve başkasının tahakküm ve istibdadı altına girmeye, izzet ve şehamet-i imaniyesi bırakmadığı gibi; başkasının hürriyet ve hukukuna tecavüzü dahi şefkat-i imaniyesi bırakmaz.” 20
Sonuç olarak; hürriyet kavramı günümüzde yanlış anlaşılmaya müsaittir. Model kimliklerin ya da davranış biçimlerinin pazar tarafından belirlendiği bir dünyada ferdin “özgürüm” diyebileceği durum yalnızca gelen talimatları izleme halidir. 21 Bu durumda akılcılık, ihtiyaç olanın temini ve doğru satın alma davranışının gösterilmesidir. Aksi durum ise hürriyet adı altında pazara bağımlı halde olmaktır. Bunun yanında diğer bir kavramla mutlak ve sınırsız hürriyet düşünceleri de temkinle yaklaşılması gereken bir olgudur. Yine Bediüzzaman’ın deyimiyle “Hürriyet-i mutlaka, vahşet-i mutlakadır, belki hayvanlıktır.” 22
Dipnotlar:
12- Byung-Chul Han, Psikopolitika, Metis, 2019. 13- A.g.e. 14- Jean-Jacques Rousseau, Toplum Sözleşmesi, İş Bankası, 2015. 15- Nikos Kazancakis, Zorba, Can, 2017. 16- Byung-Chul Han, Psikopolitika, Metis, 2019. 17- Said Nursî, Münâzarât, Yeni Asya, 2019. 18- A.g.e. 19- A.g.e. 20- A.g.e. 21- Zygmunt Baumann, Özgürlük, Ayrıntı, 2016. 22- Said Nursî, Hutbe-i Şamiye, Yeni Asya, 2011.