Klâsik adet hâlâ devam ederse ve işi olmayana kız vermezlerse evlilik oranlarında büyük düşüş yaşanacağı bir gerçek. Çünkü yaklaşık olarak % 14.1 işsizlik oranı olan bir ülkede yaşadığımızı düşünürsek bu kadarlık bir topluluğun bekârları hiç evlenemeyecekler. İşsizlik ülkemizin kapanmayan yarası ve büyüyerek devam ediyor. Hatta “işsizlik sektörü” gibi bir sektör bile türemeye başladı. Ama işsizleri öyle yadırgamayalım efendim. Bir siyasî parti kursalar , % 10’luk barajı aşarak meclise girmeleri ihtimali çok yüksek.
Genç erkekler askerlik ile oyalanıyorlardı. İş bulamayınca “hele bir askere gidip geleyim” diyorlardı. Şimdi askerlik de kısaldı. Askerden terhis edilen ve bir koşu askerlik yapıp gelen binlerce genç de işsizlik ağına katılacaklar. Devletin iş bulma kurumuna yakında “işsizler giremez” yazarlarsa hiç şaşırmam.
Yandaşlardan bahsetmiyorum tabiî ki. Onlar ailecek “liyakatli” ve özgeçmişlerinde soyadından sonrası incelenmeyen arkadaşlar. Sıradan bir iş pozisyonuna sıradan bir vatandaş yerleşmeye çalışır, bu torpilli tiplere tam tersi bir işleyiş olur; önce eleman gelir, sonra onun için pozisyon açılır. Aileden ise “Hamili yakinimdir”, değilse “İş olsa da versek” diye yakınılır. Bu ailelerde yoğun liyakat genlerden ileri gelir. Ama bu genler öyle bir özellik taşır ki, siyasî iktidar değişince gen yapısı birden bozulur ve liyakat ortadan yok olur.
Bir kişilik açılan iş pozisyonuna binlerce insan başvuruyor. Okuduğu okulun verdiği unvan ile ifade edecek olursa kocaman unvan sahibi insanlar “ne iş olsa yaparım abi” formatına geçmiş durumda. Bir iş arama platformunda “Maaş istemiyorum, yol+yemek verin gelip çalışayım” yazılı bir çok mühendis mesajı gördüm.
Bence bu günlerimiz iyi günlerimiz. Robotlar da sanayi sektörüne tamamen girerse ve iş hayatımızdaki her işi yaparlarsa hapı yuttuk. Artık ilerde bütün işleri robotlar yapar, insanlar da robotlara hizmet ederler. Yıkama, yağlama, bakım, üretim, güncelleme vesaire. İşsizlik kahvehanelerinde bile çayı, kahveyi robotlar yapar. Devlet vatandaşa doğduğunda bir robot zimmetlese. O kişi de ömrü boyunca o robotun bakımını yapıp, geliştirse ve robotu işe gönderip, kazandığı maaşı beraberce iaşe olarak kullansalar iyi olurdu aslında. Ha “Ben kendime robot maaşı yiyor dedirtmem arkadaş” gibi çıkışacak abilerim olabilir tabiî.
Sizlere işsiz kaldığım bir dönem yazdığım şiiri paylaşmak istedim;
“Oku dediler okudum geldim
İş aramaktan epey gerildim
Yaz kış demeden iş arayıp gezdim
Akşam gelip koltuğa serildim.
Bayım der ki; sen çok yaşa
Bir yandaş bul, götürsün başa
O da haklı, kendi bir maşa
İş yapmadan bağladı maaşa
…
Pazarola, işsizler iş bula…”
Ahmet SAFA