"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kendi deveni, kendin ara!

10 Temmuz 2013, Çarşamba
“Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.” Bediüzzaman Said Nursî
Peygamber Efendimizin (asm) büyük dedelerinden Nizar bin Mead bin Adnan’ın dört zeki oğlu vardı. İsimleri: İyaz, Mudar, Enmaz ve Rebia idi. (Bunlardan, Peygamber Efendimizin (asm) nuru o an Mudar’da bulunmaktaydı.)
Bu ferasetli çocuklar, babaları Nizar öldükten sonra Bahran ülkesinin reisi Efia-i Cerhemî’ye gittiler. 
Giderken yolları bir otlağa uğradı. Bu otlaktan bir deve otlayarak geçmişti.
Kardeşler devenin özellikleri hakkında tahmin yürütmeye başladılar:
Mudar: “Devenin bir gözü körmüş!” dedi.
Rebia: “Ayağı topalmış!” dedi.
İyaz: “Üstünde hamile bir cariye varmış!” dedi.
Enmaz: “Deve kaçağanmış!” dedi.
Kardeşler tahminlerini söyleye söyleye yolda giderlerken devenin sahibi ile karşılaştılar. Devenin sahibi üzüntü içinde kaybolan devesini arıyordu. Kardeşlere sordu:
“Devemi kaybettim. Bir deve gördünüz mü?”
Mudar: “Devenin bir gözü kör müydü?” dedi. Deve sahibi: “Evet!” dedi.
Rebia: “Ayağı topal mıydı?” dedi. Deve sahibi: “Evet, topal idi.” dedi.
İyaz: “Üstünde hamile bir cariye mi vardı?” dedi.
Deve sahibi: “Evet, doğru söyledin!” dedi.
Enmaz: “Deve arsız mıydı?” dedi. Deve sahibi: “Evet!” dedi.
Mudar: “Devenin yükü yağ ile bal mıydı?” dedi.
Deve sahibi: “Evet! Devemi buldunuz ve gasp ettiniz değil mi? Lütfedip devemi verin!” dedi.
Kardeşler büyük yemin ederek: “Biz senin deveni görmedik!” dediler. 
Deve sahibi: “Nasıl olur? Devemin bütün özelliklerini nasıl bildiniz öyleyse?” dedi.
Kardeşler: “Devenin bıraktığı izden!” dediler, ama deve sahibini inandıramadılar. Deve sahibi Bahran ülkesinin emirine kardeşleri şikâyet etti.
“Efendim; devemin kaybolduğu yoldan bu adamlar geçtiler. Devemi yakalayıp gasp ettiler. Buna delilim: Devemin bütün özelliklerini biliyorlar” dedi.
Emir Efia-i Cerhemî kardeşleri dinledi. Kardeşler deveyi görmediklerini; özelliklerini bilmenin ise suç olmadığını iddia ettiler. Emir devenin özelliklerini nasıl bildiklerini sordu.
Mudar: “Çayırın bir tarafından yemiş, diğer tarafa hiç dokunmamış. Bundan bir gözünün kör olduğunu anladım” dedi.
Rebia: “Devenin bir ayağının izi diğerinden daha çok belirgindi. Topal olduğunu buradan anladım” dedi.
Enmaz: “Otları talan etmiş. Anladım ki arsızdır” dedi.
Mudar: “Devenin izine sinek ve karınca üşüşmüştü. Sinek bala, karınca ise yağa gelir” dedi.
İyaz: “Cariye yere oturmuş. Kalkarken el izini ayak izinden fazla bırakmış. Yani eline dayanarak kalkmış. Bundan hamile olduğunu anladım” dedi.
Kardeşleri merakla dinleyen Emir Efia-i Cerhemî, deve sahibine:
“Bunlar zeki ve feraset sahibi kardeşlerdir. Senin şüphelendiğin adamlar değildir. Var git, kendi deveni kendin ara!” dedi ve kardeşleri konağında ağırladı.
 
 
MAZİ SAYFASINDA İBRET SATIRLARI    Şeyma Kösmene
Okunma Sayısı: 568
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı