Sekiz yıl kaldığım bu ecdad diyarından ayrılalı beş yılı aşkın bir zaman oldu..
“Madem her yer misafirhanedir; eğer misafirhane sahibinin rahmeti yâr ise, herkes yârdır, her yer yarar. Eğer yâr değilse, her yer kalbe bârdır ve herkes düşmandır” der Said Nursi Hazretleri…
O bulunduğu mekânı gül ve gülistana döndürmüştü… İşte Bursa’da geçirdiğim günlerin her anı hayatımın unutulmaz anları olarak hafızama yer etmişti...
Ecdadımın at koşturduğu ovalarda, derelerde ve dağlarda at nallarının izlerini aradım…
Bursa’nın neresinden başlasam ve neresiyle bitirsem bilemiyorum… İnegöl’den mi, Gemlik’ten mi, Orhangazi’den mi, İznik’ten mi, Mudanya’dan mı, bilemiyorum.
Bu aziz beldelerde Nurlar vasıtası ile aziz ve kahraman Nur talebeleri ile geçirdiğimiz nurlu hatıraları… Çevresindeki İstanbul, İzmit, Balıkesir, Çanakkale, Adapazarı, İzmir gibi il ve bazı ilçeler var.
Bursa Yeni Asya Derneğinin bahtiyar heyetinin hangisini anlatayım? Çarşı dershanesinden ahirete uğurladığımız rahmetli İhsan Paşalıoğlu, Mehmet, Mevlüt, Kasım ağabeyler ile geçirdiğimiz o güzel zamanları…
Ulu Cami’den, Yeşil Cami ve Emir Sultan’dan yankılanan ilâhî nidalar hâlâ kulaklarımda... Rifat kardeşimin Uludağ altındaki mekanı sanki kendi tenezzühgâhımızdı… Gemlik’te Tevfik ağabeyin tebessümünden, İznik’te Mehmet kardeşimin fedakârlıklarını, İnegöl’de Beytullah hocamın samimi hallerini, Mudanya’da Ali Osman kardeşimin fedakârlıklarını...
“Bursa’da işin ne idi?” diyenlere anlatacak elbette daha çok şey vardır. Anadolu’nun dört bir yanından Bursa’yı şenlendirenlerin elbette bir bildikleri vardı. Mezunlar pikniğine, bu ilimizde tahsil yapmış ve geçmişte başka sebeplerle kalmış olan nice bahtiyar Nur talebeleri eski hatıralarını yad etmek için kilometreleri aşıp gelirler... İşte, Bursa’da zaman böyle güzel hatıraları bıraktı sinemizde...
Demirtaş sakinleri ise hasret dolu hasbihalleri ile hala hayalimde… Bursa’ya binler selam, sevgilerimle ve muhabbetlerimle…