Üç aylar ile başlayan zaman diliminde yoğun bir manevî iklime girdik.
Bazı ehli iman için bu zamanlar ve günler âdeta bir bayram havası yaşattı.
Ve, Ramazan’ı yaşadık.
Son günlere geldik.
Kimileri buna sevindi.
Bu günler, samimî ehli iman için hüzünlü günlerdir.
Adına sayısız mersiyeler ve şiirler yazılmıştır.
İlâhiler söylenmiştir.
Ramazan ayı sayısız mânevî sevinçler ve mânevî huzur günleridir.
Kur’ân ayıdır.
Okunan mukabeleler, leziz iftar sofraları, dersler ve muhabbetler…
Bunlar bir anlamda manevî bakım ve tedavi günleridir.
Onun için son on güne girdiğimiz zaman, içimizi bir hüzün kaplıyor ve “Elveda” diyoruz..
Bu üç aylar, sadece kendi dünyamıza değil, bütün bir ülkeye veya bütün dünyaya bir nimet, bir rahmettir.
Bundan sonraki hayatımız, üç ayların başlangıcına kadar aynı atmosferde gitmesi gerekir.
Günahlar ve haramlar devam etmesin.
Bitsin eski hayat…
Yeni günler ve aylar başlasın.
Muhabbet devam etsin, şûrâ kuvvet busun,
Nefis ve hevanın bütün yersiz istek ve arzuları yerin dibine batsın.
Bitsin artık nefretler.
Zamanın bütün menfiliklerini geride bırakalım.
Evet dersler önemli...
Merhum Zübeyir Abi çok hasta olduğu halde, iki büklüm derse gelirmiş.
Elveda Ramazan!
Seni bir yıl müddetince çok özleyeceğiz.
Biz senden çok memnunuz..
Sen de bizden memnun ol..