"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Peygamberimizin meslek-i kudsîsi hem sübutî, hem tamir...

Risale-i Nur'dan
30 Kasım 2023, Perşembe
(Dünden devam)

Ehl-i hidayet ve başta ehl-i nübüvvet ve başta Habib-i Rabbü’l-Âlemîn olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın meslek-i kudsîsi, hem vücudî, hem sübutî, hem tamir, hem hareket, hem hudutta istikamet, hem akıbeti düşünmek, hem ubudiyet, hem nefs-i emmarenin firavuniyetini, serbestliğini kırmak gibi esasat-ı mühimme bulunduğundandır ki, Medine-i Münevvere’de bulunan o zamanın münafıkları, o parlak güneşe karşı yarasa kuşu gibi gözlerini yumup, o cazibe-i azîmeye karşı şeytanî bir kuvve-i dafiaya kapılıp dalâlette kalmışlar.

Eğer denilirse: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm madem Habib-i Rabbü’l-Âlemîn’dir. Hem elindeki hak ve lisanındaki hakikattir. Ve ordusundaki askerlerin bir kısmı melâikedir. Ve bir avuç su ile bir orduyu sular. Ve dört avuç buğday ve bir oğlağın etiyle bin adamı doyuracak bir ziyafet verir. Ve küffar ordusunun gözlerine bir avuç toprak atmakla, o bir avuç topraktan her küffarın gözüne bir avuç toprak girmesiyle onları kaçırır. Ve daha bunun gibi bin mu’cizat sahibi olan bir kumandan-ı Rabbanî, nasıl oluyor Uhud’un nihayetinde ve Huneyn’in bidayetinde mağlûp oluyor?

Elcevap: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, nev-i beşere mukteda ve imam ve rehber olarak gönderilmiştir. Tâ ki o nev-i insanî, hayat-ı içtimaiye ve şahsiyedeki düsturları ondan öğrensin ve Hakîm-i Zülkemal’in kavânîn-i meşietine itaate alışsınlar ve desâtir-i hikmetine tevfîk-ı hareket etsinler. Eğer Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hayat-ı içtimaiye ve şahsiyesinde daima harikulâdelere ve mu’cizelere istinad etseydi, o vakit imam-ı mutlak ve rehber-i ekber olamazdı.

İşte bu sır içindir ki, yalnız davasını tasdik ettirmek için ara sıra, indelhâce, münkirlerin inkârını kırmak için mu’cizeler gösterirdi. Sair vakitlerde nasıl ki herkesten ziyade evâmir-i İlâhiyeye itaat etmiştir; öyle de, hikmet-i Rabbaniye ile ve meşiet-i Sübhaniye ile tesis edilen âdetullah kavânînine herkesten ziyade müraat ve itaat ederdi. Düşmana karşı zırh giyerdi, “Sipere giriniz” emrederdi, yara alırdı, zahmet çekerdi; tâ tamamıyla hikmet-i İlâhiye kanununa ve kâinattaki şeriat-ı fıtriye-i kübraya müraat ve itaati göstersin.

Lem’alar, On Üçüncü Lem’a, s. 164-165

LÛ­GAT­ÇE:

âdetullah: Allah’ın koyduğu nizam, düzen.

desâtir-i hikmet: hikmet düsturları, prensipleri.

ehl-i nübüvvet: peygamberler.

esasat-ı mühimme: önemli esaslar, prensipler.

evâmir-i İlâhiye: Allah’ın emirleri.

indelhâce: ihtiyaç anında.

kavânîn: kanunlar.

kavânîn-i meşiet: Cenab-ı Hakkın irade ve hikmetinden çıkan kanunlar.

kuvve-i dafia: def’etme kuvveti, itici güç.

meşiet-i Sübhaniye: her türlü kusur ve noksandan uzak olan Cenab-ı Hakkın dilek, arzu ve istekleri.

mukteda: örnek alınan, kendisine uyulan.

müraat etmek: uymak, riayet etmek.

sübutî: müsbet, ispata dayalı.

şeriat-ı fıtriye-i kübra: Allah’ın yaratılışa koyduğu, bütün varlıkların tâbi olduğu büyük kanun.

tevfîk-ı hareket: uygun hareket.

ubudiyet: kulluk.

Okunma Sayısı: 1449
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk çalık

    30.11.2023 22:20:50

    "Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, nev-i beşere mukteda ve imam ve rehber olarak gönderilmiştir. Tâ ki o nev-i insanî, hayat-ı içtimaiye ve şahsiyedeki düsturları ondan öğrensin ve Hakîm-i Zülkemal’in kavânîn-i meşietine itaate alışsınlar ve desâtir-i hikmetine tevfîk-ı hareket etsinler. Eğer Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hayat-ı içtimaiye ve şahsiyesinde daima harikulâdelere ve mu’cizelere istinad etseydi, o vakit imam-ı mutlak ve rehber-i ekber olamazdı." Her anın mucize gerektirmemesi aksine ara sıra olması gerektiği muhteşem nazara verilmiş. Efendimizin (asm) izinden gidebilmek için mucize nadir olmalıdır vesselâm.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı