"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur, istikbali de tenvir edebilir

Risale-i Nur'dan
14 Aralık 2019, Cumartesi

Aziz, Sıddık Kardeşlerim ve Hizmet-i Kur’âniyede Kuvvetli, Dirayetli Arkadaşlarım!

Bu zaman cemaat zamanıdır. Ehemmiyet ve kıymet, şahs-ı manevîye göre olur. Maddî ve ferdî ve fânî şahsın mahiyeti nazara alınmamalı. Hususan benim gibi bir bîçarenin kıymetinden bin derece ziyade ehemmiyet vermekle bir batmanı kaldırmayan zaif omuzuna, binler batman ağırlığı yüklense, altında ezilir.

Lillâhilhamd, Risaletü’n-Nur bu asrı, belki gelen istikbali tenvir edebilir bir mu’cize-i Kur’âniye olduğunu çok tecrübeler ve vakıalar ile körlere de göstermiş. Ona ait medh ü senânız tam yerindedir. Fakat bana verdiğinizden binden birine de kendimi lâyık göremem. Yalnız pek büyük bir nimete ve muvaffakıyete sizin gibi hakikatli talebelerin iştirak ve sa’y ü gayretleriyle mazhariyetim noktasında, Risale-i Nur hesabına ebede kadar iftihar ederim.

Nur İskele Memuru Sabri Kardeş! Sabri, Süleyman ve Hüsrev, üçünüz sohbetinde, benim de iki cihette, belki üç cihette iştirakim var.

Nur Fabrikası Nam Sahibi Hafız Ali Kardeş! Fevkalâde mektubun, ehemmiyetsiz şahsiyetim hariç kalmak şartıyla, bana harika göründü. Senin hâlis ve yüksek dirayetin, terakkide olduğunu gösterdi. Bana, “İşte çok Abdurrahmanları taşıyan bir Ali” dedirdi.

Mustafa’lar, Küçük Ali, Mübarek ve Münevver Kardeşler! Mektubunuz, Büyük Ali’nin mektubu gibi acib bir hakikati ifade eder. O hakikat, Risale-i Nur hakkında haktır. Fakat benim haddim değil ki o hududa gireyim.

Evet, “Ümmetimin âlimleri, İsrailoğullarının peygamberleri mesabesindedirler.” [Keşfü’l-Hafâ, 2:64.] ferman etmiş. Gavs-ı A’zam Şah-ı Geylânî, İmam-ı Gazalî, İmam-ı Rabbânî gibi hem şahsen hem vazifeten büyük ve harika zatlar bu hadisi, kıymettar irşadatlarıyla ve eserleriyle fiilen tasdik etmişler. O zamanlar bir cihette ferdiyet zamanı olduğundan hikmet-i Rabbaniye onlar gibi feridleri ve kudsî dâhîleri ümmetin imdadına göndermiş.

Şimdi ise aynı vazifeye fakat müşkülâtlı ve dehşetli şerâit içinde, bir şahs-ı manevî hükmünde bulunan Risaletü’n-Nur’u ve sırr-ı tesanüd ile bir ferd-i ferid manasında olan şakirdlerini bu cemaat zamanında o mühim vazifeye koşturmuş. Bu sırra binaen benim gibi bir neferin, ağırlaşmış müşiriyet makamında ancak bir dümdarlık vazifesi var.

Re’fet Kardeş! Senin ile hiç olmazsa her dört günde bir kere görüşmeye ihtiyaç ve iştiyakım varken, dört sene sonra hususî görüşebildik. Senin gibi hem kıymettar, tesirli diliyle ve kuvvetli, letafetli kalemiyle Risaletü’n-Nur’a çok ehemmiyetli hizmet edenler her vakit hatırımda manevî muhataplarım ve hayalen yanımda hâzır arkadaşlarımdırlar. Risaletü’n-Nur’un fevkalâde tesirli intişarı nazar-ı dikkati celb etmesinden, şimdilik ziyade ihtiyat lâzımdır.

İktisat Risalesi ile Çocukların Taziyenamesi risaleleri gönderilse münasiptir.

Umum kardeşlerime, hususan haslarına birer birer selâm ve duâ ederim. Ve o mübarek ve kıymettar arkadaşlarımın hatırları için hem akrabalarını hem karyelerini kendi akrabam ve karyem içine alıp öylece dua ederek manevî kazançlarıma teşrik ediyorum.

Kastamonu Lâhikası, Mektup No: 2, s. 28

Okunma Sayısı: 1775
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı