"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zat-ı Ahmediye’nin (asm) nuruyla âlemin şekli değişti

Risale-i Nur'dan
27 Ekim 2020, Salı
Gel, bu zamandan tecerrüd edip, fikren Asr-ı Saadete ve hayalen Cezîretü’l-Arab’a gidiyoruz. Tâ ki, Resul-i Ekremi (aleyhissalâtü vesselâm) vazife başında ve ubudiyet içinde görüp, ziyaret ederiz.

Bak: O zat, nasıl ki risaletiyle, hidayetiyle saadet-i ebediyenin sebeb-i husulü ve vesile-i vusulüdür; onun gibi, ubudiyetiyle ve duasıyla o saadetin sebeb-i vücudu ve Cennetin vesile-i icadıdır.

[...]

Bak: Hem öyle bir maksat, öyle bir gaye için saadet isteyip duâ ediyor ki, insanı ve bütün mahlûkatı esfel-i sâfilîn olan fenâ-i mutlaka sukuttan, kıymetsizlikten, faydasızlıktan, abesiyetten a’lâ-yı illiyyîn olan kıymete, bekaya, ulvî vazifeye, mektubat-ı Samedâniye olması derecesine çıkarıyor.

Bak: Hem öyle yüksek bir fizar-ı istimdadkârâne ile istiyor ve öyle tatlı bir niyaz-ı istirhamkârâne ile yalvarıyor ki, güya bütün mevcudata, semavata, Arşa işittirip, vecde getirip duâsına, “Âmin, Allahümme âmin” dedirtiyor. HÂŞİYE

HÂŞİYE: Evet, şu âlemin Mutasarrıfı, bütün tasarrufatı bilmüşahede şuurâne, alîmâne, hakîmâne olduğu hâlde, hiçbir cihetle mümkün değildir ki, o Mutasarrıf, kendi masnuatı içinde en mümtaz bir ferdin harekâtına şuuru ve ıttılâı bulunmasın.

Hem hiçbir cihetle mümkün değildir ki, o Mutasarrıf-ı Alîm, o ferd-i mümtazın harekâtına ve daavatına (duâlarına) ıttılâı bulunduğu hâlde, ona karşı lâkayd kalsın, ehemmiyet vermesin.

Hem hiçbir cihetle mümkün değildir ki, o Mutasarrıf-ı Kadîr-i Rahîm, onun dualarına lâkayt kalmadığı hâlde, o duâları kabul etmesin.

Evet, zat-ı Ahmediyenin (asm) nuruyla âlemin şekli değişti, insan ve bütün kâinatın mahiyet-i hakikiyeleri o nur, o ziya ile inkişaf etti ve göründü ki, şu kâinatın mevcudatı esma-i İlâhiyeyi okutan birer mektubat-ı Samedâniye, birer muvazzaf memur ve bekaya mazhar kıymettar ve manidar birer mevcuddurlar. Eğer o nur olmasa idi, mevcudat fenâ-i mutlaka mahkûm ve kıymetsiz, manasız, faydasız, abes, karmakarışık, tesadüf oyuncağı bir zulmet-i evham içinde kalırdı.

İşte şu sırdandır ki, insanlar zat-ı Ahmediyenin (asm) duâsına “Â- min” dedikleri gibi, Arş ve ferş ve serâdan Süreyya’ya kadar bütün mevcudat onun nuruyla iftihar edip, alâkadarlık gösteriyorlar. Zaten ubudiyet-i Ahmediyenin (asm) ruhu, duâdır. Belki kâinatın harekâtı ve hidematı bir nevi duâdır. Meselâ, bir çekirdeğin hareketi, Hâlık’ından, bir ağaç olmasına bir nevi duâdır.

Sözler, Onuncu Söz, s. 90-91

LÛ­GAT­ÇE:

a’lâ-yı illiyyîn: Allah katında en iyilerin derecesi.

Arş: Göğün en yüksek katı.

Cezîretü’l-Arab: Arap Yarımadası.

esfel-i sâfilîn: Aşağıların en aşağısı.

fenâ-i mutlak: Sonsuz yok oluş.

ferş: Yeryüzü.fizar-ı istimdadkârâne: yardım dileyerek sesli ağlama.

hidemat: Hizmetler.

ıttıla': Bilme, haberdar olma.

inkişaf: Açılma, görülme.

mahiyet-i hakikiye: Gerçek mahiyet.

Mutasarrıf: Sonsuz tasarruf sahibi olan Allah.

risalet: Peygamberlik.

sebeb-i husul: Meydana gelme sebebi.

tecerrüd: Sıyrılma.

ubudiyet: Kulluk.

vesile-i vusul: Kavuşma sebebi.

ziya: Işık.

Okunma Sayısı: 2145
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • cenk çalık

    27.10.2020 09:42:33

    "Olmasaydın olmazdık" tabirinin kimin için kullanılması gerektiğini net bir şekilde anladığımız pasajlardır. Risaleti, ubudiyeti, duası ahiret hayatını, hesabı, cennetin varlığına vesile oluyor. Öyle bir dua ediyor ki tüm kainat cezbeye gelip, Amin diyor. Böyle bir duanı kabul olmaması mümkün mü? Haşa!..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı