Kur’ân’ın muhatabı insan olduğu gibi asıl meselesi de insandır.
Zira Kur’ân ile konuşan Allah (cc) insanı muhatap alırken ilk yarattığı güzelliğe ve kemale ulaşması için yollar göstermiştir ve bunun yanında ona mâni olacak şeyin yine kendisinde olduğuna işaret etmiştir.
İşte Kur’ân insanı ele alırken her zaman var olan ve daimâ var olacak insan karekteri ve tiplerinden önemle bahseder. Mesala firavun, karun, nemrut karekteri her devirde her toplumda kendini farklı isimlerle göstermiştir. Bu tiplemelerin her birine baktığımızda güç, menfaat, mevki ve itibâr merkezi etrafında bulunmaktadır.
Bu tiplerin hakkı bulamamaları aklı ve zekâsı yetmediğinden değil, işlerine gelmediği ve çıkarına ters düştüğü içindir. Çünkü hak ve adalet onların çarklarına çomak sokmakta, menfaat düzenlerini bozmaktadır.
Şimdi ayetler üzerinden bu tiplere bakalım. “İnsana bir sıkıntı dokundu mu, gerek yan üstü yatarken, gerek otururken gerek ayaktayken bize dua eder, ama biz onun bu sıkıntısını ondan giderdik mi, sanki kendine dokunmuş bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi geçer gider.” (Yunus 12)
Genel itibariyle bir çok insanın durumunu göz önüne seriyor. Sıkıntı anında ve rahat zamanda daimâ Rabbine yalvaran ancak sâdik kullardır. Yine bir başka tipleme: “Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve peygambere çağrılınca bir bakarsın içlerinden bir gurup yüz çevirir. Ama gerçek kendi lehlerine ise boyun eğerek ona gelirler.” (Nur 49) Mâalesef bu karekterin bu zamanda yaygın olduğuna şahit oluyoruz.
Diğeri “Onları gördüğünde kalıpları hoşuna gider, konuşunca sözlerine kulak verirsin, onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler her kuvvetli sesi kendi aleyhine sanırlar, onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin, nasıl da çevriliyorlar.” (Münafikun 4)
Bunlara, tam da bu post modern çağın insan tipine aynısı ile tanık oluyoruz. Zira insanlık artık vizyon peşinde. Dıştan parlak ve düzgün içten boş, kof ve çürük. Evet içleri bomboş bu insan tipleri çok cazip görüntü verdikleri için herkesin hoşuna gidiyor ve onların boş, ama etkileyici olan sözlerine kulak veriliyor.
Bir başka tip: “Ettiklerine sevinen ve yapmadıkları şeylerle övünmeyi seven kimselerin sakın azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlar için elem dolu azap vardır.” (Al-i İmran 188) Bu tipler yaptıkları şeyleri abartarak anlatır ve övünmeyi sevdiği gibi övülmeyi de sever. İşte Allah’ın sevmediği bir tutum. Bunun dahî azapla karşılık verileceğini haber veriyor.
Yine bir tip, işine geldiği gibi hareket eder. (Nisa 14) Bu zamanda bu tutumun revaç bulması bir çok insanın bu hataya düşmesine sebep olmuştur. Bir başkası; hileci ve kurnaz geçinir. (Bakara 9) günümüz insanın tipik özelliği.
Ve başka bir tip, çoğu insanı doğru yoldan alıkoyan ve hakka perde olan tutum, atalarından gördüğü inanç ve yaşamı körü körüne taklit etme ve bağlanma. Bu olgu her topluluğun hastalığı ola gelmiştir ki bir çok insan iman edememiş ve bâtıl yolda sürüklenmiştir.
Kur’ân bu olumsuz karakterler dışında olumlu ve övülmeye değer karekter ve seciyelerden bahseder. Başta imanla muttaki, sıdk, infak, muhlis, muslih, mutevekkil, mütevazi, merhametli iffetli, sabırlı gibi güzel ahlak ve iman hasletlerini öne çıkarır. Bunlar aynı zamanda ilâhi muhabbete de vâsıl eder.