İnsanoğlu diğer yaratılmış olanlara nazaran; talim ve terbiyeye en muhtaç olanı.
Hayvan, ot ve meyve; hazır talimli olarak yaratılmış. Allah insanı talime muhtaç bir şekilde akıl, his ve duygu yükleyerek yaratmıştır. İnsan ana karnından dünyaya teşrifinden sonra öğrenmeye muhtaç bir hayata adım atar.
Doğumla başlayan imtihan insanın belirli safhalardan geçmesiyle; çocukluk ve gençlikle belli bir noktaya ulaşır. Bu arada ana kucağında başlayan talim ve terbiyesi insanın dünyadaki yaşantısında rol oynar. Bu imtihan kimisi için kolay kimisi için ise zordur. Şartların müsaade ettiği ölçüde herkes bir hedefe yönelir.
İnsanın dünyaya gönderiliş gayesini bilen kendine o yönde rota çizer. Allah’ın varlığına inanan, Onun peygamberine itimat eden hayatını güzelliklerle süsler. İnanmayan ise dünyadaki bütün sebeplere müracaat etse de hayatı zindan olur.
Biri iki dünyalıdır. Diğeri tek dünyalıdır. İki dünyalı olan bu geçici hazır yaşantısının bir gün ölümle sona ereceğini bilir. Ahrete hazırlanır. İnanır Cennet ve Cehennemin olduğuna… Cenneti bulursa huzurunda Allah’ı görmek ister. Hayatından zevk alır. Huzuru Rahmana tam teslim olur…
Huzura geldik
Plân program yaparsın.
Bir hedefin içinde varsın.
Ok yaydan bir çıksın.
İyi kötü hedefte varsın.
Hayat su gibi işte akar.
Kimine şerbet kimine zehir.
Dersin, bir yaratılış gayem var.
Baştan sona alacağım payem var.
Bu yolda bir gayem, davam var.
Nuru iman ışıklandırır her şeyi.
Allah var görür bilir her şeyi.
Unutma burası ahretin tarlası.
Dünyada kul olduk huzura geldik.
Cennet cehennem onları bildik.
Yaşadık dünyada huzura geldik.