Kimsenin duyarsız kalamayacağı bir hakikatin içindeyiz.
Mülk sahibi, mülkünde tasarruf etti, ediyor. Zeminin sakinleri korktu, korkuyor. Herkes kendi gerçeği ile yüzleşti, yüzleşiyor. Bir kudret sahibinin varlığı aşikar görüldü, görülüyor. Bilim adeta durdu, gelişmeleri izliyor. Mucize gibi gelişmeler karşısında secdeye kapanması gereken insan, oldu, olacak demekten başka bir şey yapmıyor. Hâsılı insanın planı bozuldu. Alışkanlıkları değişti. ‘Aman Allah’ım, neler oluyor?’ demeyen kalmadı.
Şimdi gündemde yeni bir şey var; o da bundan sonrasında durumumuz ne olacak? Bu büyük büyük depremler, duyguları ölmemişler için okunaklı birer aşikar ders niteliğinde. Ama gaflet arttıkça ikaz da artıyor, artacak, sarsma devam edecek diyor, edecek anlaşılan.
Gerçi okumak istemeyen için her dilde, her cümle anlaşılmaz. Yaşananlar insanlığın uzatmaları gibi duruyor. Herkes, insanlık için yeni bir sürecin başladığını söylüyor. Ama ilginç olan herkes bunu bir başkası için söylüyor. Yani anlaşılan nefis yine sıyırıyor süreçten. Bir tarafta bir ömür boyu biriktirdiklerini bir anda kaybeden insanlar, diğer tarafta park yeri kavgası için sıkılan yumruklar.
Gerçi yaşananlar ne olursa olsun, meydanı kötülere terk etmemeli iyiler. İyiler dayanıklı, sabırlı, güçlü ve ümitli olmalı. Nitekim gelişmeler o kadar da kötü değil. Bakın bugünlerde daha önce görülmemiş düzeyde trafikte bir nezaket gözüküyor. Yayalara daha bir öncelikli yaklaşıyor ayağı pedalda olanlar. İşlek caddelerde asık suratlılar etkisini biraz olsun kaybetmiş. Daha önce, ‘sizinle konuşulmaz’ moddaki düşünce, şimdi ‘herkesin bir haklı tarafı olabilir’ diyor. Gelişmeler, evet evet kötü değil.
Hiç aramaz durumdaki nefse yenik düşenlerde birazcık yumuşama var. Bir kısım şişkin enelerin balonları sönmüş.
Hiç moral bozmaya gerek yok. Gerçi düğün, dernek, bayram, seyran, mübarek gece, mukaddes gündüz, deprem ve felaketler de olsa hakikate kapalı olan yine kapalı. Zaten bu musibetler sadece kötülere ceza olsun diye değil, belki de içinde birazcık iyilik, güzellik, hoşluk olanların temizlenmesi içindir.
Evet, atalar, ‘Su-i misal misal olmaz.’ demişler. Yani kötü, kötü olarak örnek gösterilmeye bile layık değil. Alemde aslolan iyilik, güzellik ve hayırdır. Ve iyiler varolduğu müddetçe kıyamet kopmayacaktır.
Evet evet, lütfen yüz hatlarınızı yumuşatın, gülümseyin, sevin varlığı. Ama ne olur, ateşi celbeden zalimlere meyletmeyin, taraftar olmayın.
Korkmayın, şu güzel günlerde şehitlerimizin sayısı arttı, sadakalar daha önce hiç olmadığı kadar katlandı, güçlü tövbeler Rabbimizin yüce katına yükseldi. İnsan, aslına döndü, kul oldu. Zaten murad da bu değil miydi.