"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gelişmeler kötü değil

Sebahattin YAŞAR
22 Mart 2023, Çarşamba
Kimsenin duyarsız kalamayacağı bir hakikatin içindeyiz.

Mülk sahibi, mülkünde tasarruf etti, ediyor. Zeminin sakinleri korktu, korkuyor. Herkes kendi gerçeği ile yüzleşti, yüzleşiyor. Bir kudret sahibinin varlığı aşikar görüldü, görülüyor. Bilim adeta durdu, gelişmeleri izliyor. Mucize gibi gelişmeler karşısında secdeye kapanması gereken insan, oldu, olacak demekten başka bir şey yapmıyor. Hâsılı insanın planı bozuldu. Alışkanlıkları değişti. ‘Aman Allah’ım, neler oluyor?’ demeyen kalmadı. 

Şimdi gündemde yeni bir şey var; o da bundan sonrasında durumumuz ne olacak? Bu büyük büyük depremler, duyguları ölmemişler için okunaklı birer aşikar ders niteliğinde. Ama gaflet arttıkça ikaz da artıyor, artacak, sarsma devam edecek diyor, edecek anlaşılan.

Gerçi okumak istemeyen için her dilde, her cümle anlaşılmaz. Yaşananlar insanlığın uzatmaları gibi duruyor. Herkes, insanlık için yeni bir sürecin başladığını söylüyor. Ama ilginç olan herkes bunu bir başkası için söylüyor. Yani anlaşılan nefis yine sıyırıyor süreçten. Bir tarafta bir ömür boyu biriktirdiklerini bir anda kaybeden insanlar, diğer tarafta park yeri kavgası için sıkılan yumruklar.

Gerçi yaşananlar ne olursa olsun, meydanı kötülere terk etmemeli iyiler. İyiler dayanıklı, sabırlı, güçlü ve ümitli olmalı. Nitekim gelişmeler o kadar da kötü değil. Bakın bugünlerde daha önce görülmemiş düzeyde trafikte bir nezaket gözüküyor. Yayalara daha bir öncelikli yaklaşıyor ayağı pedalda olanlar. İşlek caddelerde asık suratlılar etkisini biraz olsun kaybetmiş. Daha önce, ‘sizinle konuşulmaz’ moddaki düşünce, şimdi ‘herkesin bir haklı tarafı olabilir’ diyor. Gelişmeler, evet evet  kötü değil.

Hiç aramaz durumdaki nefse yenik düşenlerde birazcık yumuşama var. Bir kısım şişkin enelerin balonları sönmüş.

Hiç moral bozmaya gerek yok. Gerçi düğün, dernek, bayram, seyran, mübarek gece, mukaddes gündüz, deprem ve felaketler de olsa hakikate kapalı olan yine kapalı. Zaten bu musibetler sadece kötülere ceza olsun diye değil, belki de içinde birazcık iyilik, güzellik, hoşluk olanların temizlenmesi içindir.

Evet, atalar, ‘Su-i misal misal olmaz.’ demişler. Yani kötü, kötü olarak örnek gösterilmeye bile layık değil. Alemde aslolan iyilik, güzellik ve hayırdır. Ve iyiler varolduğu müddetçe kıyamet kopmayacaktır.

Evet evet, lütfen yüz hatlarınızı yumuşatın, gülümseyin, sevin varlığı. Ama ne olur, ateşi celbeden zalimlere meyletmeyin, taraftar olmayın.

Korkmayın, şu güzel günlerde şehitlerimizin sayısı arttı, sadakalar daha önce hiç olmadığı kadar katlandı, güçlü tövbeler Rabbimizin yüce katına yükseldi. İnsan, aslına döndü, kul oldu. Zaten murad da bu değil miydi.

Okunma Sayısı: 1754
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    22.3.2023 14:50:23

    ..."Madem bir kısım hatalar, unsurları (Temel madde, elementler, toprak,su, hava gibi şeyler) ve arzı (Yer yüzü, Toprak, Dünya)  hiddete getirecek derecede bir şümullü (genış ve kapsamlı) isyandır (Asi olma ve günahkar olma) ve çok mahlukatın hukukuna (Haklarına) bir tahkirli (Küçümseme, aşağılama) tecavüzdür. Elbette o cinayetin fevkalâde çirkinliğini göstermek için, koca bir unsura, küllî (Geniş ve kapsamlı) vazifesi içinde "Onları terbiye et" diye emir verilmesi ayn-ı hikmettir ve adalettir ( Hikmet ve  adaletin ta kendisi), mazlumlara (Suçsuz olanlara) ayn-ı rahmettir (Rahmet ve merhametin ta kendisi)." Bediüzzaman Said Nursi, Sözler - 172

  • S.topuz

    22.3.2023 14:47:30

    ..."Yine manevî canibden (yönden) elcevab:    Bu mes'ele sırr-ı kadere (Kaderin sırlarına) taalluk ettiği (İlgili olduğu) için, Risale-i Kader'e havale edip yalnız burada bu kadar denildi: وَاتَّقُوا فِتْنَةً لَا تُص۪يبَنَّ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا مِنْكُمْ خَٓاصَّةً Yani: "Bir bela, bir musibetten çekininiz ki, geldiği vakit yalnız zalimlere mahsus kalmayıp masumları (Suçsuz olanları) da yakar."    Şu âyetin sırrı şudur ki: Bu dünya bir meydan-ı tecrübe (Deneme meydanı) ve imtihandır ve dâr-ı teklif (Allah 'in  c.c  emir ve yasaklarıyla yükümlü olunan yer, dünya)   ve mücahededir( Din için çalışma, gayret gösterme, cıhad etme). İmtihan ve teklif iktiza ederler ki, hakikatlar perdeli kalıp, tâ müsabaka ve mücahede ile Ebubekirler a'lâ-yı illiyyîne (Alî ve yüksek makamlara) çıksınlar ve Ebucehiller esfel-i safilîne (Cehennemde aşağıların aşağısına) girsinler."... Bediüzzaman Said Nursi, Sözler

  • Cenk Çalık

    22.3.2023 12:32:02

    Zamanla yazınızda belirttiğiniz güzel gelişmelerin kaybolmaması için bu hislerin canılı tutulması lazım. Bunun içinde Risale okumaları ve Şahs-ı manevi içinde bulunmak elzemdir diye düşünüyorum. Emeğinize, yüreğinize sağlık kıymetki ağabeyim. Baki selamlar.

  • Cenk Çalık

    22.3.2023 12:31:57

    "Herkes, insanlık için yeni bir sürecin başladığını söylüyor. Ama ilginç olan herkes bunu bir başkası için söylüyor. Yani anlaşılan nefis yine sıyırıyor süreçten." Bu cümleler mevzunun can alıcı noktasını oluşturuyor. Başkasına değil kendimize dönmek için değil midir asıl mevzu? Kendi üzerimize alınmadığımızda nelerin değişmesini umuyoruz? Yoksa bütün enerjimizi başkarının günahları ve hataları üzerine mi sarf ediyoruz? Sanıyorum işe her zaman başlamamız gereken yerden başlamalıyız: Nefis'ten. "Nefsini ıslah edemeyen başkasını ıslah edemez" düsturu hayat rehberimiz olmalı. Diyebilmeliyiz ki "Bütün mesuliyet bana ait. Nasuh tevbe etmeli ve bir daha aynı hataları yapmamaya gayret etmeliyim. Ben değişmezsem bu musibetler devam edecek." mantığı tüm hücrelerimize işlese hayat da dünya da ne güzel olurdu değil mi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı