"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Program başlamadan meyvelerini verdi

Sebahattin YAŞAR
02 Mart 2023, Perşembe 00:57
“Avusturya-Viyana yolculuğu için İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanında bizi uçağa taşıyan serviste bir beyefendi ile göz göze geliyoruz. Beyefendi, “Siz Sebahattin Yaşar olmalısınız?” deyince, biraz şaşırıyorum ve ‘evet’ diyorum. Böylece tanışma başlıyor. “Ben Sakarya’da kırk yıllık Yeni Asya okuyucusuyum, sizi gazete köşesindeki resminizden tanıdım.” diyor. Hanefi beyefendi, eşiyle birlikte Viyana’ya kızının yanına, torunlarını görmeye gidiyorlarmış. Onları okuma programına davet ettik, program başlamadan, güzel meyveler görülmeye başlandı.”

Avusturya Okuma Programı Notları - SEBAHATTİN YAŞAR - 1

GİRİŞ: 

İnsanın kul olduğunu hatırlatan büyük depremi biz de Urfa’da evimizde yaşadık. Üzerinde yaşadığımız zeminin, bizim dediğimiz evimizin aslında birer misafiri olduğumuzu üzerindeki sakinleri silkeleyen zeminle hissettik.

Ne mutlu ki, deprem öncesi haftalarda Avusturya Viyana’da yaptığımız okuma programındaki dersler, bizi bu büyük deprem musibetine maddeten ve manen hazırlamış gibiydi. Nurun dersleri, yaşanan hadiselerle hayatımıza daha bir tatlı dokunuyordu.

Risale-i Nur sohbetlerinin birer def-i bela olduğunu insan böyle zamanlarda daha bir hakkalyakin yaşıyordu.

Deprem öncesi yapmış olduğumuz Viyana-Grünburg Risale-i Nur okuma programı, bizi depreme adeta tatbikata tabi tutuyordu.

Hayatımızdaki okuma programlarının geçmiş ve geleceğimizi maddeten ve manen şekillendiren, ruh katan birer iksir olduğunu şimdi daha iyi anlıyorduk.

Milletçe başımızdaki belaların def’i için, fert fert amellerimizi muhasebe etmenin, tövbe istiğfar etmenin kaçınılmaz olduğunu halen yaşamaktan başka çare kalmıyordu.

Bu satırlar, ağır bir imtihandan geçen milletimizin fert fert atması lazım gelen adımlardan birinin de Nurların neşri, okunması, yazılması, mütalaası ve daha da önemlisi, nurların hakikatlerinin hayatımızda yaşanmasının gerekliliğini bir kez daha gösterdi. Bu imtihan bilhassa da nur talebelerinin davalarına sadakat ve istikamet imtihanıdır. Rabbim, sadakat, sebat imtihanımızı kazananlardan eylesin.

Geçen ve gelecek yılı okuma programıyla taçlandırmak ve karşılamak ne güzel

Avusturya Kültür Eğitim Vakfı’nın (AKEV) daveti üzerine eşim, eğitimci Yasemin Yaşar’la birlikte 2022 yıl sonu Risale-i Nur okuma programına katıldık. Doğrusu programın davetlileri farklıyken kaderin bizi programla irtibatlandırmasını, bizim daha çok böyle bir programa ihtiyacımız olduğuna bağladık. Nitekim okuma programının feyzinden biz de nasiplendik ve programdan şevkle döndük. Binler şükür.

Hemen ifade etmeliyim ki, yurt dışında ve özellikle de Avrupa’da yaşayan nur talebesi kardeşlerimizin o yoğun çalışma temposu içerisinde yılsonlarındaki tatil fırsatlarını hemen bir okuma programı ile değerlendirmeleri oldukça anlamlı ve güzel.

Nefsin (meşru da olsa) istirahat, eğlenme, gezme gibi isteklerine rağmen, imanı kuvvetlendirme, yeni bir şeyler öğrenme, ihlası kazanma ve muhafaza etme, uhuvveti geliştirme, namazları, duaları, okumaları, nur hizmetlerini daha da sağlama alma gibi adımlar atılması gerçekten hizmetin kerameti gibi duruyor. Bu yönüyle programa emeği geçen bütün nur talebelerini tebrik ediyorum.

Tabii programın görünmeyen tarafında pek çok heyecanlar yaşanıyor. Nitekim okuma programı daveti geldiği andan itibaren programa katılacak bizlerde bir tatlı telaş başlıyor. Davet nereden gelirse gelsin, bir Risale-i Nur okuma programıyla daha irtibatlanmış olmak hakikaten bir heyecan vesilesidir. Program öncesi çalışılan dersler, yapılan mütalaalarda alınan mesajlar, araştırma ve incelemeler esnasındaki okumalar hepsi ilim kabilinden bizi zenginleştiriyor. Böylece programın ilk kazananı, programa niyetlenenler ve adım atanlar olduğu gibi, aynı zamanda program için çalışanlar, yollara düşenler de oluyor. Diğer taraftan böyle programlara memleketlerin üzerinden belaları def edecek, rahmetleri celp edecek ve ehl-i imanı iki dünya saadetlerine kavuşturacak, her bir saati binler saat hükmünde kıymetli ilim etkinlikleri olarak bakmak lazımdır. Program mekanlarında okunan derslerin her bir kelimesi birer zikir hükmünde, güzel ruhların yaratılmasına vesiledir.

Program daha yolculuk esnasında meyveler vermeye başlıyor

Avusturya-Viyana yolculuğu için İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanında bizi uçağa taşıyan servisteyiz. Servise biner binmez bir beyefendi ile göz göze geliyoruz. Muhatabın size tebessümle nazarı sizi de gülümsetiyor. Mü’min simalar her zaman adeta yüzünde nurlu sohbetlerin ve namazların mührünü taşıyor. Beyefendi, “Siz Sebahattin Yaşar olmalısınız?” deyince, biraz şaşırıyorum ve ‘evet’ diyorum. Böylece tanışma başlıyor. “Ben Sakarya’da kırk yıllık Yeni Asya okuyucusuyum, sizi gazete köşesindeki resminizden tanıdım.” diyor ve tatlı sohbetler ediyoruz. Sakarya okuyucularımızdan Hanefi beyefendi, eşiyle birlikte Viyana’ya kızının yanına, torunlarını görmeye gidiyorlarmış. Onları okuma programına davet ettik, program başlamadan, güzel meyveler görülmeye başlandı.

Havalanacak uçağımızda merak ettiğim şeylerden birisi de, yol arkadaşımızın kim olacağı oluyor. Yanıma oturan genç Muhammed Rıfat kardeşimle tanışıyoruz. Viyana’da taksi şoförlüğü yapıyormuş. Ama bizi asıl birbirimize bağlayan şey, Rıfat kardeşimin iyi bir kitap okuyucusu olması oldu. İstanbul’dan yeni aldığı kitapların fotoğraflarını çekmiş. Onlar üzerinde konuştuk. Yolculuk boyunca neredeyse girmediğimiz konu kalmadı. Ben de inince çantamda olan “Genç Hikayeler” isimli kitabımı kendisine imzaladım. Aynı zamanda Viyana Havalimanında bizi bekleyen Hacı Polat kardeşimizle tanıştılar. Hacı bey, Muhammed Rıfat kardeşimize Viyana’da Risale-i Nur sohbetlerinden bahsetti ve onu derslere davet etti. O da inşallah katılabileceğini ifade etti. Muhammed Rıfat kardeşimizle burada vedalaşıp ayrıldık. Okuma programı henüz yolculukta iken güzel meyvelerini vermeye devam ediyordu. 

Grünburg, pek çok nur talebesinin yaşadığı nurlu belde

Başka bir ülkede en güzel şeylerden birisi, tanış bir sima ile karşılaşmaktır. Bu duyguyu, yurt dışına çıkan hemen herkes yaşar. Yani normal şartlarda çok önemli görülmeyen bir Türkçe konuşan insan veya yollarda bir Türkiye plakalı otomobil, başka bir ülkede olunca hemen bir heyecan vesilesi oluyor. Biz de bu heyecanı Viyana Havalimanında bizi bekleyen Hacı Polat kardeşimizi görünce yaşadık. Gözleri sizi arayan birinin olması ve bunun da bir nur talebesi olması daha bir heyecan uyandırıyor insanda. Bütün yeryüzüne dağılmış bir şahs-ı manevinin parçası olmak ne büyük bahtiyarlık.

Grünburg yollarındayız. Hacı bey, yolda bir kahve içirerek, ‘kahve bahane, sohbet şahane’ kabilinden hatırı derinleştiriyor. Ve derken program mekanımıza ulaşıyoruz. Yıllar önce gelmiştik aynı beldeye. Kim bilir o zamanki çocuklar şimdi gençler olmuştur. Biraz da merak ediyoruz. O zamanki kardeşlerle yeniden karşılaşacak olmak, yeniden hatıralar yapacak olmak ayrı bir heyecan vesilesi. Yol boyu, sohbetler ediyoruz Hacı beyle. Doğrusu bu sohbetler aslında kendini programa hazırlamanın ilk zeminini oluşturuyor. Çünkü az çok nelerle karşılaşacağının, ne gibi konulara öncelik vereceğinin, neleri önemseyeceğinin ön bilgileri elde ediliyor konuştukça. İyi de oluyor.

Bayanlar Medrese bölümü yenilenmiş

Grünburg’ta pek çok nur talebesi kardeşimiz yaşıyor. Tabii haliyle oldukça şirin ve içinden geçen nehri ile tabiatı oldukça güzel bir belde. Tabii ortamda nehir manzaralı bir (AKEV) Nur Medresesinin olması burayı daha bir anlamlı kılıyor. Burada nur medresesini nasıl mülk olarak aldıklarını anlattıklarında, bu işlerin, hizmetlerin inayet altında olduğuna olan kanaatimiz pekişiyor.

Pandemiyle birlikte oluşan rehavet ve cemaat-siyaset kavgasının ortaya çıkardığı gerilim ve endişe hali, ortaya bir hizmet projesi konulunca dağılmış ve yerini şevkle çalışmaya bırakmış. Meşveret kararıyla bayanlar medresesinin tadilatı gündeme alınmış. Her bir kardeşin bir mesleği olduğu için, her meslek sahibi bu medresede mesleğini adeta konuşturmuş ve ortaya çok güzel bir eser çıkmış. Böylece kardeşler arasındaki rehavet de kaybolmuş, uhuvvet ve tesanüd sağlanmış. Yani ‘Hizmet, rehaveti yok eder’ kaidesi yaşanmış. Ortam derslere, hizmetlere hazır vaziyete getirilmiş. Bütün emeği geçenleri tebrikler.

Okuma programı kardeşler arasında iş bölümüyle planlanmış

Avrupa’da yaşayan kardeşlerimizin günlük hayatında ve neredeyse bütün işlerinde bir düzen, bir disiplin kendini gösteriyor. Bu durum, Avrupa’da yaşamanın bir gereği gibi duruyor. Buralarda plansız, kuralsız iş olmuyor.

Okuma programında da bu planlamayı görmek mümkündü. Sohbet programımız akşamları saat 19.00-23.00 arasında idi. Aynı saatlerde bayanlar da kendi medreselerinde programdalar. Buradaki kardeşlerde benim asıl dikkatimi çeken, bir araya geldiklerindeki muhabbetleri oldu. Birbirlerini görmekten neşe duyuyorlar. Aralarında tatlı espriler var ve bu ortamı hepsi benimsemiş. Nöbet sistemi gibi her akşam bir –iki kardeş çayları demliyor, servis yapıyor. Tabii çay yanında pastalar, börekler, çörekler, tatlılar eksik olmuyor. Ortamda temizlik, düzen gibi işler birlikte yapılıyor. Yani anlayacağınız ortamın düzeni saat gibi işliyor.

Türkiye’den gelen eğitimci misafirler için de her gün bir aile yemek, gezmek programını üstlenmiş. Böylece dışarıdan gelen misafirler kendilerini samimi bir aile ortamında buluyorlar. Hanımefendiler hanımefendilerle, beyefendiler beyefendilerle samimi, sıcak diyaloglar içerisinde sohbet ediyorlar ve adeta ortam bir kardeşlik duygu paylaşımı, bir teselli bulma arenasına dönüşüyor. Böyle ortamlarda siz de oradaki kardeşlerinizin pek çok hayat tecrübelerinden istifade etmiş oluyorsunuz. Bu da ayrı bir güzellik ve kazanım oluyor.

Okuma programı içinde gezilen yerlerde daha çok civardaki şehir merkezleri, tarihi eserler, güzel manzaralı Alp dağlarının etekleri, kayak merkezleri veya esir kampları gibi mekanlar oluyor. Avusturya bir bütün olarak gezilecek, görülecek yerleri, tabiat varlıkları oldukça zengin. Bu yönüyle dünyanın her yerinden turist alan bir ülke. Bu çerçevede gezmeyi de seven İsmail kardeşimle birlikte Hallstatt, Gmunden gibi mekanları gezmiş ve tanımış olduk. Programın yeni yılın başında, geçen yılın kapanışında olması, insanın şahsi olarak geçen yılını muhasebeye ve gelecek yılını planlamaya vesile oluyor.

DEVAM EDECEK

Okunma Sayısı: 2931
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Emre

    2.3.2023 17:39:16

    Akev i Nurev olarak değiştirmeleri ümidiyle

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı