Yarım asırdır yayın hayatına devam eden Yeni Asya gazetemiz yılların getirdiği tecrübeyle, gazetecilikte ilke sayılabilecek değerler geliştirmekle beraber, yayıncılık tecrübesini ve gazeteciliğe kazandırdığı ahlâkî değerlerini genç nesillere aktarmak için kapılarını biz gençlere sonuna kadar açıyor.
Yarım asırdır yayın hayatına devam eden Yeni Asya gazetemiz yılların getirdiği tecrübeyle, gazetecilikte ilke sayılabilecek değerler geliştirmekle beraber, yayıncılık tecrübesini ve gazeteciliğe kazandırdığı ahlâkî değerlerini genç nesillere aktarmak için kapılarını biz gençlere sonuna kadar açıyor.
Yeni Asya, yaz aylarını gazete binasında geçirmek ve deneyimli yazar ağabeylerimizle vaktimizi bereketlendirme fırsatını biz gençlere sunmakla heyecanı tecrübeyle buluşturuyor. Biz de bu çağrıya kulak vererek gazetemize gelmiş bulunuyoruz. Gelecek olan kardeşlerimizi de bekliyoruz. Coşkulu bir heyecan içerisindeyim, çünkü gazetemiz önemli bir dönüm noktası olan 50. yaşına giriyor.
Bu dönüm noktasında insan düşünmeden edemiyor. Yıllar ne çabuk geçiyor... Yıllar çabuk geçerken arkasında çok önemli izler de bırakıyor. Bu yılların oluşturduğu hayat serüveni gözlemleyenler için çok önemli şeyler anlatır. Çünkü nasıl ki kişilerin geçmiş hayatlarında yaptıkları ve yapmadıkları gelecekte yapacaklarına ve yapmayacaklarına birer delildir. Aynen öyle de manevî şahısların da yaptıkları ve yapmadıkları gelecekte yapacaklarına ve yapmayacaklarına birer delildir. Mahkemelerde Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî’nin bu zamana kadar suç teşkil edecek bir fiili tarihçe-i hayatında yapmadığı ve bundan sonra da yapmayacağını söyleyerek tarihçe-i hayatını delil göstermesini düşünecek olursak mesele anlaşılır.
Daha önce de incelemiş olduğum arşivler bana birkaç şey hatırlattı. Arşivleri incelemek çok önemlidir. Çünkü arşivler yapılan ve yapılmayan fiillerin yazıldığı tarihçe-i hayatı gösteren delillerdir. Zira müntesibi olduğu fikrî grubun arşivini tahlil etmek şahıslar için o fikri grubun geçmişlerine bakarak gelecekteki adımlarını görme imkânı sunar. Hayatlarının geçmiş dönemlerinde yanılanların bu fiilini sürdüregeldiğini ve aldanarak maalesef aldattığını görüyoruz. Tarih hayatları berrak olanların ise aldanmayıp bu hal üzere devam ettikleri aşikârdır.
Arşiv sayılarına bakıp 50. Yılına girecek olan gazetemizin manşetlerine bakmak ve isabet ettiğini görmek bir genç olarak bana daha da kuvvet verdi. Özellikle 1990 sonrası genç kuşak olarak gazetemizin yayın hayatındaki bazı olaylara şahit olamasam da şu an tarihin bu yayınları doğruladığını görüyoruz. Bazılarının “O dönemde biz aldandık, Yeni Asya haklıymış” ifadeleri benim için daha bir anlam kazandı. Bugün herkes yanlışları zaman müfessirinin sayesinde görüp tasdik etmek zorunda kalsa da önemli olan bu tavrı vaktinde ortaya koyabilmektir.
Birçok grubun ‘aldandık’ sözlerine karşı benim bir genç olarak Yeni Asya’da gördüğüm aldanmadığı ve okuyucularını da asla yanıltmadığıdır. O yüzden hiç çekinmeden daha sağlam bir şekilde beni aldatmayana sarılmam gerekmez mi?