"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mescid-i Aksa ve çocuk

Yunus Emre Sofuoğlu
02 Haziran 2024, Pazar
Mescid-i Aksa işte şimdi tam orada asırlık bir çınar gibi kök salmış kutsal topraklara. Dalları tüm dünyayı ve 3 semavi dini sarmış, kucaklamış. Gölgemde hepinize yer var; neden bu amansız kavganız, diyor.

Bundan daha 42 sene önce benimleydin ey Iğdırlı Onbaşı Hasan; şimdi nerelerdesin, diyor Mescid-i Aksa. Ömrünü zaten beni korumaya adamıştın yetmezmiş gibi bir de vazife ölümünedir, dedin. Ölümüne kadar kapımda nöbet tuttun her şeye ve her şeye rağmen. Sen gidince hiçbir şey eskisi gibi olmadı ah Onbaşı Hasan, diyor şimdi.

Hey gidi Selahaddin Eyyubi, diyor Mescid-i Aksa. Kudüs’te zulüm varken; din kardeşlerim zor durumdayken saraylarda yatamam, dedin. Aylarca belki yıllarca çadırlarda yerde yattın. Yattın dedimse kusura bakma. Gündüzleri çalıştın, planlar yaptın, istişareler yaptın, elinden ne geliyorsa ortaya koydun. Geceleri ise ibadet ettin, bir ve tek olan Rabb’ine. Kalbin daima benimle attı. Hep benim hayallerimi kurdun o ıssız çöllerde. Kum fırtınalarındaki her bir tane bendim senin için. O kurak mevsimlerin ardından gelen o ferah yağmur bendim senin için. O sürekli yer değiştiren, daima birkaç adım ötende ama daima senden çok uzaklarda olan o kum tepesiydim ben, bir serap misali. Çölün havası çok tozlu geldiğinde benim hayallerimi çekerdin ciğerlerine ve yoluna devam ederdin. Ah Selahaddin’im sen yolunu kaybettiğinde pusulan ben olurdum ama artık insanların pusulası şan şöhret olmuş. Din kardeşliği gitmiş, yerini çıkarcılık almış. Saf doğruluğun yerini pembe yalanlar almış. Adalet haklının değil güçlünün yanında olmaya başlamış, diyor Mescid-i Aksa. 

Sen varken böyle miydi ey Ömer bin Hattab. Adalet denince akla sen, Ömer denince akla adalet gelirdi. Şimdi böyle mi ya Ömer? 

Şimdi sadece kan ve ızdırap var. Senin zamanında büyük olma hayali kuran çocuklar şimdi yaşamanın, ölmemenin hayalini kuruyorlar. Hele öyleleri var ki annesini, babasını, hayatını, hayallerini her şeylerini kaybetmişler. İşte onlar sadece acısız bir ölümün hayalini kuruyorlar belki de kim bilebilir ki?

Bir de babalar var ki onların tek hayal ve gayeleri yaşatmak için ölmek ve şehitlik makamına ulaşmak. Çünkü onlar için huzur denen şeyi bulmanın tek yolu belki de Allah’ın huzuruna gitmek. 

Anneler var bir de onların tüm gayesi evlatlarını korumak. Korumak, her şeyden ama her şeyden korumak. Yeri geldiğinde seken mermilere, düşen bombalara, karşı korumak.

Ah bir de abiler var. Onlar ki yeri geldiğinde çelikten bir baba bir duvar, yeri geldiğinde nurdan bir anne olurlar. Babalar gibi koşamazlar şehitliğe bırakamazlar kardeşlerini hem yetim hem öksüz. Gözyaşı akıtamazlar anneler gibi.

Bir de bu hikayedeki ana gaye vardır ki o çocuktur. Baba, anne, abi hepsi çocuk için yaşarlar, yaşamak denirse. Çocuğa çadırı saray yaparlar, bombaları kayan yıldız. Geçecek derler sadece, bu da geçecek. Geçen tek şey sıra sıra kendileri olsa da. Oysa çocuk artık çocuk değildir. Sadece çocuk rolü oynayan bir yetişkindir. Babasının öldüğünü bilir ama uyuduğuna inanır gibi yapar. Geriye kalan abisinin hem anne hem de baba oluşuna karşı da sadece gülümser ağlarcasına. Bozmak istemez bu yapmacık oyunu. Bazen en kolayıdır hiçbir şeyi bilmeyeni oynamak bazen de en acı vereni. İçten içe bilir sıranın abisinde olduğunu. Artık oyun bitmiştir. Toprağın üstünde bir o kalmıştır. Artık vakti gelmiştir onun için de bir abi olmanın bir kardeşe. Ölüm randevusuna geç kalmaz ya. Onunki de gelmiştir artık.

Ah minarelerim pamuktan olsa da bağrıma bassam o çocukları. Ah kubbem çelikten olsa sarsa her yeri de korusam onları.

Mescid-i Aksa tüm bunları söylüyor bana sürekli ama sürekli. Ama bana seslenmiyor, tüm dünyaya sesleniyor. Tüm insanlığa ya da insan kalanlara... Peki biz kimiz? İnsan doğanlar mı insan kalanlar mı? Biz bunu düşüneduralım sıcak odalarımızda. Bak orada, hiç uzakta değil işte orada bir çocuk daha abi oluyor. 

Okunma Sayısı: 678
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı