Karadeniz Teknik Üniversitesinden (KTÜ) bilim insanlarının dört gölde yaptığı çalışma, 52 bin 666 atığın çoğunu plastiklerin oluşturduğunu, iç su ekosistemlerinin plastik kirliliği nedeniyle giderek daha fazla baskı altında kaldığını ortaya koydu.
KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Seyhan ve ekibinin 2022–2024 yıllarında Borçka, Muratlı, Torul baraj gölleri ve Uzungöl'de katı atık kirliliğinin düzeyini ve mevsimsel değişimini araştırdı.
Araştırmada toprak suyu analizleri yerine "yüzey çöp birikimi taraması" uygulanarak, atıkların zamansal ve mekansal dağılımı değerlendirildi.
Toplam 52 bin 666 tane katı atık tespit edilen araştırmada, bunların yüzde 60'tan fazlasını tek kullanımlık şişe, torba ve ambalaj gibi plastiklerin oluşturduğu belirlendi.
Katı atıkların 29 bin 701'i Borçka, 6 bin 917'si Muratlı, 11 bin 635'i Torul ve 4 bin 413'ü ise Uzungöl'den toplandı. Tüm göllerde, yıllar ve mevsimler genelinde ortalama çöp fazlalığı metrekarede 3,66 ila 0,55 tane arasında oldu.

Göllerdeki dönemsel dağılımlar
En yüksek çöp fazlalığı, 2024 sonbaharında metrekare başına 19,5, 2023 sonbaharında 15,3 ve 2022 sonbaharında 4,48 tane ile Borçka'da kaydedildi. Burada geçen yıl rakamlar kış döneminde metrekarede 8,3, ilkbaharda 10,1, yazın ise 5,9 oldu. Metrekarede 2023 kışında 7,2, ilkbaharda 12,1, yaz döneminde ise 7,5 tane çöp tespit edildi. Borçka'da 2022'de metrekarede kışın 2,15, ilkbaharda 3,03 ve yazın 3,48 tane çöp olduğu hesaplandı.
Muratlı Baraj Gölü'nde 2024 sonbaharında metrekarede 2,3, kış döneminde 1,4, ilkbahar döneminde 1,8 ve yaz döneminde 1,9 tane çöp olduğu kaydedildi. Burada 2023 yılının sonbaharında metrekarede 2,6, kışın 1,5, ilkbaharda 2,1 yaz döneminde ise 2,4 tane çöp tespit edildi. 2022'de ise sonbaharda metrekarede 2,19, kışın 1,14, ilkbaharda 1,76 ve yazın 1,86 tane çöp olduğu kayıtlara geçti.
Torul Baraj Gölü'nde bu rakamlar 2024 yılında sırasıyla 3,7, 2,5, 3,3 ve yine 3,3 tane çöp tespit edilirken, 2023'te 4,2, 3,03, 3,9, ve 3,7 tane oldu. 2022'de ise 3,8, 1,5, 3,4 ve 2,5 tane olarak kaydedildi.
Uzungöl'de ise 2024 yılı sonbaharında metrekarede 1,1, kışın 0,7, ilkbaharda 1,5 ve yaz döneminde 2,1 tane çöp tespit edildi. 2023'te bu rakamlar sırasıyla 1,1, 0,6, 1,4, 1,9 tane olarak kaydedilirken, 2022'de ise 0,9, 0,6, 1,1, 1,6 olarak kayıtlara geçti.
"İnsan faaliyetleri, göller arasında atık miktarı farklılıklarının oluşmasında önemli rol oynuyor"
Prof. Dr. Kadir Seyhan, uzun dönemli izleme çalışması yapmalarındaki temel amacın, Türkiye'nin iç su ekosistemlerinde katı atık kirliliğinin zaman içindeki değişimini, kaynaklarını ve dinamiklerini bilimsel olarak ortaya koymak olduğunu söyledi.

Araştırmanın yürütüldüğü dört gölün, insan etkilerinin yoğun olduğunu ve akarsu bağlantılı, hidrolojik olarak benzer fakat sosyoekonomik olarak farklı kullanımları temsil ettiğini belirten Seyhan, "Borçka'da özellikle yoğun balıkçılık ve akuakültür faaliyetleri öne çıkarken, Torul ve Uzungöl daha çok rekreasyon ve turizm odaklı kullanımlar nedeniyle atık birikimine açık. Muratlı'da ise amatör balıkçılık ve kırsal yerleşimlerin etkisi belirgin. Bu insan faaliyetleri, göller arasında atık miktarı ve kompozisyonundaki farklılıkların oluşmasında önemli rol oynuyor." diye konuştu.
Seyhan, her gölde atık yoğunluğunun yüksek olabileceği üç kıyı istasyonu belirlediklerine işaret ederek, bu alanlarda 50-100 metrekarelik yüzeylerdeki tüm görünür atıkları topladıklarını ve tek tek sayarak birim alan başına düşen yoğunlukları hesapladıklarını anlattı.
Atık yoğunluklarında yıllar arasında büyük bir değişim görülmediğinin altını çizen Seyhan, "2023 ve 2024 yıllarında yoğunlukların 2022'ye göre biraz daha yüksek olduğu tespit edildi. Atık bileşiminin genel yapısı büyük ölçüde sabit kaldı ve tüm yıllarda plastik atıklar açık ara baskın kategori olmaya devam etti." ifadesini kullandı.
Seyhan, çalışmada en çarpıcı bulgulardan birinin mevsimsel ve bölgesel farklılıklar olduğunu vurgulayarak, "Bölgesel olarak Borçka Baraj Gölü açık ara en yüksek atık yoğunluğuna sahip bölge oldu. Bunu Torul ve Muratlı izlerken, en düşük yoğunluk Uzungöl'de ölçüldü. Mevsimsel açıdan ise atık yoğunluğu en çok sonbaharda yükseldi. Yağışların artmasıyla yüzey akışı ve akarsu taşınımı atıkları göllere taşıdığı için sonbahar öne çıktı." dedi.
Plastiğin tüm mevsimlerde birincil kategori olmayı sürdürdüğüne dikkati çeken Seyhan, metal ve cam-seramik atıklarının yaz aylarında, tekstil atıklarının ise ilkbaharda daha yüksek oranlara ulaştığını aktardı.
İç su ekosistemleri plastik kaynaklı atıklarla daha fazla baskı altında
Seyhan, ortaya çıkan tablonun çevresel açıdan uyarıcı nitelikte olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu bulgular, iç su ekosistemlerinin özellikle plastik kaynaklı atıklarla giderek daha fazla baskı altında olduğunu gösteriyor. Atıkların uzun süre kalması su kalitesinin bozulmasına, canlıların zarar görmesine ve ekosistem dengesinin zayıflamasına yol açıyor. Atıkların kalıcılığı, balıklar ve su canlıları için fiziksel ve kimyasal riskler oluşturarak biyolojik çeşitliliği doğrudan tehlikeye atıyor. Artan atık yükü su kalitesinin düşmesine ve ekosistemlerin işleyişinin bozulmasına yol açıyor."
Tek kullanımlık plastiklere karşı daha katı düzenlemelerin uygulanması gerekiyor
Bulguların karar vericilere önemli mesajlar verdiğine işaret eden Seyhan, "Göl çevresinde düzenli atık toplama sistemleri güçlendirilmeli, turizm ve balıkçılık gibi yoğun insan faaliyetleri daha sıkı denetlenmeli ve özellikle tek kullanımlık plastiklere karşı daha katı düzenlemeler uygulanmalı." diye konuştu.
Seyhan, havza bazlı çözümlerin önemine dikkati çekerek, yağış dönemlerinde göllere taşınan atıkları azaltmak için havza ölçeğinde altyapı iyileştirmelerinin yapılmasıyla toplum ve ziyaretçilere yönelik farkındalık programlarının yaygınlaştırılması gerektiğini aktardı.
Düzenli temizlik programları yapılmasının da önemli olduğunu belirten Seyhan, denetimlerin artırılması ve turizm–balıkçılık faaliyetleri için zorunlu atık yönetim kurallarının uygulanmasının olumlu etkileri olacağını sözlerine ekledi.
Çalışmaya Karadeniz Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Müdür Yardımcıları Doç. Dr. Koray Özşeker ve Doç. Dr. Yahya Terzi de katkı sağladı.
AA