Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD ile Ukrayna krizinin çözümüne ilişkin müzakerelerin sessiz yürütülmesinden yana olduklarını belirterek, "Amerikan meslektaşlarımızın da bu ilkeye bağlı kalacağını umuyoruz." dedi.
Peskov, başkent Moskova’da gazetecilere gündemdeki konuları değerlendirdi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner ile dün yaptığı görüşmenin içeriğiyle ilgili ayrıntı vermek istemeyen Peskov, şöyle konuştu:
"Bu durumda müzakerelerin sessiz yürütülmesinden yanayız. Megafon diplomasisini tercih etmiyoruz. Amerikalıların da bu ilkeye bağlı kaldığını görüyoruz. Müzakereler ne kadar sessiz yürütülürse, o kadar verimli olacak. Bu ilkeye bağlı kalacağız. Amerikan meslektaşlarımızın da bu ilkeye bağlı kalacağını umuyoruz. Hepimiz, barışçıl çözüme ulaşmak için gerektiği kadar görüşmeye hazırız."
Başkan Trump’ın Ukrayna krizine barışçıl çözüm bulma konusunda gösterdiği siyasi iradesini büyük takdirle karşıladıklarını dile getiren Peskov, Trump yönetimine bu konudaki girişimlerinden dolayı minnettar olduklarını söyledi.
Peskov, "Dünkü görüşmede Putin'in Amerikan planını reddettiğini söylemek doğru olur mu?" sorusunu, "Bu doğru olmaz. Dün ilk kez doğrudan istişareler yapıldı. Bazı şeyler kabul edildi, bazıları ise kabul edilemez olarak nitelendirildi. Bu, normal bir çalışma ve uzlaşma arayış sürecidir." diye yanıtladı.
Putin ile Trump arasında telefon görüşmesinin yapılması ihtimalini değerlendiren Peskov, bunun gerektiğinde hızlı şekilde organize edilebileceğini ancak bunun için uzmanlar düzeyindeki istişarelerde sonuçların elde edilmesi gerektiğini vurguladı.
"Avrupa, gazı daha pahalıya tedarik etmek zorunda kalacak"
Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya'dan doğal gaz alımını 2027'de sona erdirme yönündeki kararını da değerlendiren Peskov, bu durumda Avrupa’nın gazı daha pahalıya tedarik etmek zorunda kalacağını söyledi.
Sözcü Peskov, "Bu, kaçınılmaz olarak Avrupa ekonomisi üzerinde olumsuz etkiler oluşturacak ve Avrupa’nın rekabet gücünü azaltacak. Bu durum, Avrupa ekonomisinin öncü olma potansiyelini düşürecek." değerlendirmesinde bulundu.
AA