Siyasete sevildiği için değil mecbur kalındığı için bakılır.
Öncelikli meselemiz bu değildir, fakat bu da vazifelerimiz arasındadır. Ölçüler doğrultusunda siyasete bakmamız, tercihimizi ortaya koymamız ve bu doğrultuda topluma bir mihenk taşı olmamız önemlidir.
Bunu yaparken de, siyasetin şer kısmından uzak kalarak, toplumda yaşanılan aşırılıklara ve tarafgirliklere kapılmadan muktesid çizgiyi korumak gerekiyor. Bizler, siyaseten kimsenin düşmanı olmadığımız gibi, herkesin iyiliğini isteriz, siyaseten de demok- rat olmasına çalışırız. Demokratlığı, şûra ve meşverete yakın olduğu, toplumu daha fazla kucakladığı için destekleriz.
Üstadımız, bu doğrultuda siyasî partilere bakışını net bir şekilde ortaya koymuştur. Siyasî partilerden, CHP’yi Kemalizmin ideolojik yapısından, ırkçı partileri adaletli olmayacakları, din adına ortaya çıkan partileri ise dini kullanacakları ve yapılan yanlışlar dine mal edileceği için desteklememiştir. Bununla birlikte muhalefete bakışı da hep dengeli olmuştur. Kendisine zulmetmiş bir CHP’ye bile tavsiyelerde bulunmuş, siyasete amaç, muhaliflere ise rakip ve hasım olarak bakmamıştır.
DP’yi ise diğerlerine göre daha demokrat olduğu için ehven-i şer olarak desteklemiştir. Yani mükemmel olarak görmemiş, gerektiğinde açıktan taleplerini ve ikazlarını yapmıştır. Adnan Menderes’i tebrik ettiği gibi, adaletli olması içinde “Birisinin hatasıyla, başkası mesul olmaz” âyeti ile uyarmıştır. Başa geçen liderler, diğerlerine göre daha demokrat olsalar da, yanlışları söylenmesi gerekiyordu.
Bu, bugün de yapılmalı ki yanlışlar görülerek yeniden bir buluşma yakalanabilsin. Zaten demokrat olmak, hem eleştiriye açık hem de başkalarının görüşlerine karşı tahammüllü olmayı gerektirir. Bir meselede taraftar olunabilir, fakat bu, yanlışları görmeyen tarafgirliğe döndüğünde, kişiler ölçülerin önüne geçer. Böylece kişilere sadâkat, ölçülere sadâkatin yerini alır. Bu ise mükemmel lider anlayışına, bu da ya tarafgirane hükümet sözcüsü gibi veya hasmane davranmaya götürür.
Hayat dinamik bir şekilde akıp giderken resmin bütününü sürekli doğru okumak gerekiyor. Bugün demokratlığa millet olarak ihtiyacımız var. Demokratlar toplumun taleplerine de cevap vermelidir. Bu önemli değilmiş gibi bakılamaz.
Burada demokratlara yapılan operasyonlar ile birlikte, dahilde çöküşe götüren yanlışlar da görülmelidir. Liderlik ve demokratlık, birilerinin hakkı diye bakıldığında zararı veren görülemez. Yeniden şahlanışın önemini, hayatı boyunca istibdatın karşısında, hürriyet ve meşrûtiyetin yanında olan Üstadımız, “35 sene sonra dirilen Ahrarlar” diyerek belirtmiştir.
Yeniden milletin bunu sahiplenmesi ise ancak, tarafgirlik damarlarını uyandırmadan millete demokratlık, hürriyet gibi ölçüleri vermekle mümkün olur. Ancak bugün, siyasetin kimyasını bozan, demokrasiyle tamamen zıt, istibdadın ve ırkçılığın kaynağı olan Kemalizmin etkisinin partilerin çoğunda devam etmesinden ve demokratım diyenlerin bazısında bile görülen Kemalizm sevgisinden dolayı alınacak daha çok mesafe olduğu görülüyor.