Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili olarak patlak veren gerginliğin ürettiği sonuçları hep birlikte yaşadığımız ve erken seçim tartışmalarının da yoğunlaştığı bir ortamda, yaklaşık iki yıl öncesinden itibaren konuyla ilgili olarak yaptığımız uyarılardan bir derlemeyi okurlarımızla paylaşalım. Aşağıdaki pasajların sonunda yer alan tarihler, yayınlandıkları günleri ifade ediyor:
***
Yeni cumhurbaşkanı yenilenmiş bir Meclis tarafından seçildiği takdirde, iki buçuk senedir yaşanan sürtüşme ve çatışmaların devamı büyük ölçüde engellenmiş olmaz mı? 14.6.05
***
Erken veya zamanında yapılacak bir seçim artık ülkenin gündemine oturmuş durumda.
Dolayısıyla, seçim sistemi ve siyasî partiler kanununda şimdiye kadar çoktan yapılmış olması gereken mâkul değişiklikler daha fazla geciktirilmeden bir an önce gerçekleştirilmeli.
Parti içi demokrasinin engelleri kaldırılmalı, istikrara zarar vermeden temsilde adaleti sağlayacak şekilde seçim barajı düşürülmeli, sağlıklı önseçim ve tercih sistemi getirilmeli.
Ve bu iş, en kısa zamanda tamamlanmalı.
Aksi takdirde, geçmiş dönemlerde yaşananlar bir defa daha tekrarlanır, “Seçim ortamında bu işler yapılmaz” gerekçesiyle konu yine bir başka bahara bırakılır ve böylece eski dönemlerden devralınan arızalar yeniden ileriye taşınarak mevcut sıkıntı devam ettirilmiş olur.
Böyle bir durum ise AKP’nin yola çıktığı günden beri vermeye çalıştığı “yenilikçi ve reformcu parti” imajını zora sokan diğer sebeplere bir yenisinin daha ilâve edilmesi olur. 3.1.06
***
Yaşanabilecek birtakım sürpriz gelişmeler, AKP’yi, genel seçimleri öne çekmediğine pişman edecek vahim boyutlar kazanabilir.
Nitekim gerek askerî cenahtan, gerekse Çankaya ve üniversite gibi diğer adreslerden peş peşe gelen “irticaî” mesajlar, AKP için de düğmeye basıldığını haber vermekte. Derin mahfillerin AKP’yi bahane ederek başlattıkları ideolojik taarruz ticarî hesaplarla medya desteği de alırsa, zararı yine masum dindarlar görecek. Yanılmayı çok isteriz, ama görünen bu. 29.9.06
***
Seçim yılında AB için hiçbir yeni adım atılmayacağı noktasında yaygın bir kanaat var. Hükümetin fiiliyattaki tavrı da bu kanaati güçlendiriyor. Bu durumun bu şekilde devam etmesinin, şimdiye kadarki süreçte elde edilen sınırlı demokratik kazanımlardan dahi geri dönüşler yaşatabileceğinden kaygılıyız. 29.12.06
***
Aslında bu krizlerin hepsi, AKP’nin bu kadar büyük bir Meclis çoğunluğuyla iktidara gelir gelmez ilk iş olarak yapması gereken temel ve yapısal reformları yapamayışının bir sonucu.
Anayasanın cumhurbaşkanıyla, YÖK’le, yüksek yargıyla, Genelkurmay’la ilgili maddelerini AB kriterlerine uygun hale getirerek yola çıkmış olsaydı, şimdi hem bu krizlerle karşılaşmaz, hem de anayasa korumasındaki yapının ürettiği sorunların çoğunu çözmüş olurdu. 22.3.07
***
Şimdi soralım: Öyle değil mi?
05.05.2007
E-Posta:
[email protected]
|