Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Bıçak sırtında görünen meseleler



Ülke ve millet olarak öylesine hassas bir vetireden ve öylesine çetin bir badireden geçiyoruz ki, mevcut tabloyu isimlendirmek için "bıçak sırtı" tabiri dahi az geliyor, basit kaçıyor.

Hani, neredeyse bıçağın sırtıyla ağız kısmı yer ve yön değiştirdi, değiştirecek gibi...

Bakın, mahallerdeki okul veya fakülte gibi en tabandaki sosyal alanlardan tutun, Meclis gibi en üst mevkideki siyasî ve sosyal alana varıncaya kadar, hemen her yerde gerilim var, çekişme var, yer yer çatışma var, kutuplaşma var ve ileriye yönelik endişeli bir bekleyiş var.

Yani, uzun zamandır fikren sükûnet içinde olduğu bilinen liselerde, fakültelerde her an kargaşa çıkabilir ihtimali belirdi. Bundan sonrasını kestirmek zor.

* * *

Aynı şekilde, beş yıllık bir sükûnet devresini geride bırakan Millet Meclisi, kelimenin tam anlamıyla diken üstünde duruyor.

Partiler hakkında açılmış bulunan kapatma dâvâlarıyla milletvekilleri için istenen siyasî yasak talebi, ülke genelindeki nisbî istikrarı yerinden oynattı ve sürükleye sürükleye bıçağın ağzına kadar getirip dayandırdı.

Vekil, bakan, Başbakan, hatta Cumhurbaşkanı'nı dahi önüne katarak, mevcut siyasî yapıyı meçhûl bir istikamete doğru sürüklemeye çalışan bu yeni dalgalanmanın nasıl ve nerede duracağını hiçkimse kestiremiyor.

* * *

Öte yandan, toplumun mutlak ekseriyetini yakından ilgilendiren ekonomik gidişat hakkında söylenen sözler ve beliren işaretler de endişe verici bir mahiyette görünüyor.

Bugün en yetkili ağızlar tarafından bile, "enflasyonun fırlayabileceği"ne dair sözler sarf ediliyor.

Hatta, daha şimdiden yıllık ortalaması yüzde 10'un üstünde enflasyon rakamlarına bakılarak açıkça "Hükümet olarak bu konuda yanıldık" deniliyor.

Dahası, bundan sonrası için, güvenilir herhangi bir açıklama da yapılamıyor. Zira, hükümet ve iktidar cenahı, milleti düşünmek yerine, o da kendi başının derdine düşmüş vaziyette.

Bu cenahta, kuru lâfların ve bolca hamasetli nutukların dışında ciddî hiçbir icraat görünmüyor.

* * *

Allah, yaşanan gelişmeleri hakkımızda hayırlara tebdil etsin diyerek, özetliyoruz:

Ülkenin en hayatî meseleleri el'ân bıçak sırtında görünüyor. Genel durum hem iyiye, hem kötüye doğru gidebilir.

Meselâ, öğrenci olayları aniden tırmanabilir ve okullar her an karışabilir; ama, bunun tersi de mümkün.

Aynı kritik durum, siyaset ve ekonomik hayattaki gelişmeler için de geçerli.

Tarihin yorumu

Urfa'da çifte bayram sevinci

11 Nisan, Şanlıurfa için çifte bayram sevincinin yaşandığı bir gündür.

Urfalılar, 1920 yılı 11 Nisan'ında düşman işgalinden kurtuldukları için, 1995'in 11 Nisan'ında ise Harran Ovasının Fırat'ın suyuna kavuşma bahtiyarlığına şahit oldukları için, bugün itibariyle çifte bayram sevincini yaşıyor.

* * *

Osmanlı'nın Birinci Dünya Savaşındaki mağlubiyetini tescilleyen Mondros Mütarekesinden hemen sonra Anadolu'da başlayan işgal ve istilâ dalgasından, peygamberler diyârı Urfa da nasibini aldı.

Şanlıurfa'yı önce İngilizler, ardından da Fransızlar işgal etti. İşgalcilere karşı kurdukları gönüllü milis kuvvetleriyle mücadeleye girişen Urfalılar, nihayet 11 Nisan 1920'de kesin bir muzafferiyet sağladılar.

* * *

11 Nisan 1995 tarihi ise, meşhûr Harran Ovasının asırlardır hasret kalmış olduğu Fırat'ın suyuna kavuştuğu gündür.

GAP projesi çerçevesinden yıllardır yapımı devam eden 26 km uzunluğundaki sulama tünellerinin inşası tamamlandı ve yapılan açılış merasiminin ardından Fırat suyunun vanaları açıldı.

Bölge tarımının hayat damarını teşkil eden T–1 ve T–2 tüneli, dünyanın sulama amaçlı en uzun tünelleri olarak biliniyor.

* * *

Şanlıurfa'nın bir başka özelliği de, buradan pekçok şâirin, ses ve söz ustasının çıkmış olmasıdır. Şâir Nâbi'den (1642–1712) sonra, ayrıca tarihten günümüze Şair Abdi (1857–1941) Mukim Tahir (1900–1946), Hamza Şenses (1904–1942), Bekçi Bakır (1909–1985), Kazancı Bedih (1929–2004) ve M. Akif İnan (1940–2000) gibi önemli birçok şahsiyetler yetişti. Ayrıca sesi yanık ve güzel pekçok türkücüsü var Urfa'nın.

Yazımızı, Bekçi Bakır'a ait uzun hava makamında okunan bir türkünün sözleriyle bitirelim:

Buradan bir atlı geçti/Yarama baktı geçti

Tabip yaramı elleme/Yaramın vakti geçti

Kurbanam her gelene/Zülfünden ter gelene

Mezarıma servi dikin/Yavrularım gölgelene

11.04.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (10.04.2008) - Hey sen, kalın kafalı adam

  (09.04.2008) - Bediüzzaman'ın asayişe bakışı

  (08.04.2008) - Toplumun sinir uçlarıyla oynanıyor

  (07.04.2008) - Vuruşa vuruşa geri adım

  (05.04.2008) - Eğer Demokrat Parti düşerse...

  (03.04.2008) - Gaddar asrın mağrur hükûmetleri

  (02.04.2008) - Bana dokunmayan yasak...

  (01.04.2008) - Deniz Feneri'nin eğitim hizmetleri

  (31.03.2008) - Yakın tarihin yalanları

  (29.03.2008) - Uygun adım dersleri

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri