Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kazım GÜLEÇYÜZ

Sakın ha!



Anayasa Mahkemesinin AKP hakkındaki kapatma dâvâsını ve iddianameyi kabul kararıyla başlayan süreç devam ediyor.

İddianame AKP’ye gönderildi. Şimdi sıra, savunmanın hazırlanmasında. Yeni gündem bu.

Tepkilerin son derece sıcak olduğu ilk başlarda, “Bu haksız dâvâya tepkimizi savunma yapmayarak gösterelim” diyen AKP’liler olmuştu.

Ama duygular yatışıp meseleyi daha sakin bir şekilde değerlendirme aşamasına gelindiğinde bu tavrın yerini “Elbette savunmamızı yapacağız, hem de öyle bir savunma yapacağız ki, bir demokrasi manifestosu olarak tarihe geçecek” beyanlarıyla dile getirilen iddialı yaklaşım aldı.

Tabiî, bunun da ne derece gerçekçi olduğunu, savunma metni ortaya çıktığında göreceğiz.

Şu aşamada görünen o ki, savunmanın önemli unsurlarından biri, iddianamenin dayandırıldığı gazete kupürlerinde yer alan haberlerden bilâhare tekzip edilmiş olanları göstermek olacak.

Bir diğerinin, yine aynı haberlerde cımbızla çekilerek verilen ve suçlama gerekçesi olarak kullanılan sözlerin, konuşmanın bütünü içerisinde siyakı ve sibakıyla birlikte ortaya konulup, yansıtılan anlamın gerçekte kast edilen mesajla örtüşmediğini ispatlamak olması öngörülüyor.

Peki, bunlar suçlamaların asılsızlığına mahkeme üyelerini ikna etmek için yeterli olacak mı?

Bu noktada önemli soru işaretleri var.

367 darbesinin fikir babası olarak bilinen Sabih Kanadoğlu’nun, “AKP iddianamesindeki iddialar RP ve FP dâvâlarındakilerden çok daha ciddî ve kesin” beyanı, son derece dikkat çekici.

Yani, görünen o ki, bu işin şakası yok.

AKP, iddianame ile kendisine yöneltilen suçlamaları, bunlara dayanak olarak gösterilen kupürleri çürüterek ne ölçüde püskürtebilecek?

İşte bu noktada, AKP’nin “Hiçbir zaman laiklik aleyhtarı faaliyetlerin odağı olmadık ve olmayız” iddiasıyla mahkemenin karşısına çıkıp, AYM üyelerini buna inandırmak için çok daha ileri adımlar atmaya teşvik edildiği görülüyor.

“AKP hukukçuları”na atfen medyaya yansıyan şu teklifler, bunun düşündürücü bir örneği:

“Türbanın ilk ve ortaöğretim öğrencileri ile kamu görevlilerince kullanılmasının kesinlikle yasaklanması gibi bir anayasa değişikliğini gündeme getirirsek, iddianamenin en temel bölümü boşa düşürülebilir. Bu aynı zamanda toplumsal anlamda AKP’ye bakışı ve laiklik kaynaklı endişeleri etkili biçimde değiştirir. İkinci olarak imam hatip liselerine yönelik katsayı düzenlemesinin söz konusu edilmeyeceği hükme bağlanabilir.” (İsmail Küçükkaya, Akşam, 10.4.08)

AKP’nin yeni anayasa taslağını hazırlama işini tevdî ettiği akademisyenlerden bazılarının, üniversitedeki başörtüsü yasağını anayasayla kaldırma girişiminin yol açtığı tepkiler üzerine, “Madem bu kaygılar var, o zaman bunları gidermek için ilk ve ortaokullarla kamuda türban serbestisinin kesinlikle söz konusu olmayacağına ilişkin de bir madde koymalıyız” dedikleri biliniyor.

Umarız, AKP bu akla uyup da bu yola gitmez.

Eğer kendisini kurtarmak için başörtüsü yasağını ilk ve ortaokullarla kamuda anayasal bir zeminde kalıcılaştırır ve yıllardır katsayı mağduriyetinin giderilmesini bekleyen imam hatipleri feda edip bir kez daha derin bir hüsrana yol açarsa, bunun vebalini kolay kolay taşıyamaz.

Evvelce RP AYM’ye verdiği savunmada “Hakikî Atatürkçü biziz, 163’ü biz kaldırmadık, imam hatipleri de açmadık” diye onca dil dökmesine rağmen kapatılmaktan kurtulamamıştı.

Temennî edelim ki, AKP de aynı zillete düşmesin. Başörtülüleri ve imam hatipleri feda etmesin. Onurlu ve dik bir duruş ortaya koysun.

Beş buçuk yıllık iktidarında 28 Şubat mağdurlarının hiçbir problemine çözüm getiremediği halde, 22 Temmuz’da mâlûm sebeplerle arttırdığı oyların sahiplerini iyice ortada bırakmasın. Aksine, o emanet oyların artık hakkını versin.

Vermezse, milletin de iki eli yakasına yapışır.

15.04.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.04.2008) - Benmerkezcilik

  (12.04.2008) - Siyaset boşluğu

  (11.04.2008) - Huzur ve yasak

  (10.04.2008) - Altı aylık süreç

  (09.04.2008) - AKP’de derin sıkıntı

  (08.04.2008) - AKP ne yapmalı?

  (06.04.2008) - Acûliyet

  (05.04.2008) - Kilitlenme

  (04.04.2008) - Geri adım?

  (03.04.2008) - Niye tıkandı?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri