Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kazım GÜLEÇYÜZ

Gelinen nokta



11. yılına girmiş olan Yeni Asya International gazetemizi geliştirip gerçekten “milletlerarası” hale getirerek dünyaya açma projesinin de görüşüldüğü bir toplantıya katılmak için gidip birkaç gün kaldığımız Almanya’dan dönüşümüzde, “yeni 28 Şubat süreci”nin farklı atraksiyonlarla sürdürüldüğünü gösteren yeni örnekler yaşandığını gördük.

Türkiye’den ayrıldığımızda, Fatih Altaylı’nın programında konuşan iki başörtülünün “Atatürk’ü sevmiyoruz, Humeynî’yi seviyoruz” şeklinde yansıtılan sözleri üzerine başlatılan yaygara devam ediyordu. Döndüğümüzde, bu sözler için “Atatürk’e hakaret” suçu kapsamında soruşturma açıldığına, ayrıca olayın bazıları tarafından siyasî polemik konusu yapıldığına şahit olduk.

Böylece, bir kaşık suda fırtına koparıp havayı bulandırmak isteyen mâlûm çevrelerin, bunun için öteden beri el altında hazır tuttukları klasik malzemelerden biri olan “Atatürk’ü sevmek/ sevmemek” filmi yine vizyona sokulmuş oldu.

Ve dünyada eşi benzeri bulunmayan bu bize has tuhaflık, aynı bağlamdaki YouTube yasaklarıyla birlikte, bizi bir defa daha âleme rezil etti.

Bir diğer gelişme, AKP iktidarındaki beşinci ÖSS’nin de yasak utancının gölgesi altında gerçekleşmesi oldu. 2004 ve onu izleyen senelerde yasaklı sınav için hep “Bu son olsun” temennîleri dile getirilmişti. Ama gelinen noktada iktidardan böyle bir beklenti kalmamış durumda.

Onun için, Şükrü Bulut’un geçen yıl yasak yüzünden ÖSS’ye giremeyen, sene boyunca Alman üniversitelerinde okuma imkânı arayan, ama Türkiye ile Almanya arasındaki anlaşma gereği, ÖSS’ye girmediği için hiçbirine kayıt yaptıramayan kızı İclâl Nur’un bu yıl ÖSS’ye girme girişiminin yine yasak engeline takıldığı haberi sürpriz olmadıysa da, ailesini derinden sarstı.

Ve daha nice aile de aynı sarsıntıyı yaşadı.

Başbakanın, seçim öncesinde “Çözmek için söz vermedik” deyip, geçen Ocak ayında “Velev ki siyasî simge olsun” çıkışıyla büs bütün kördüğüm haline gelmesini tetiklediği ve bakanlarından birinin “Yüzde 2.5’un sorunu” olarak nitelediği bu konuda gelinen nokta maalesef bu.

Bir başka gelişme, kapatma dâvâsında Başsavcının esas hakkındaki görüşüne karşı AKP’nin hazırladığı savunmayı “cevap” adı altında mahkemeye sunması oldu. Bundan sonra taraflar şifahî olarak son sözlerini söyleyecek, rapor hazırlanacak ve ardından nihaî karar açıklanacak.

Başbakanla bir mahkeme üyesine atfen çıkan bazı haberlerde, kararın Temmuz sonunda belli olacağı belirtilmişti, ama Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç bunların doğru olmadığını söyledi.

Esas hakkındaki savunmada dikkat çeken noktalardan biri, iddianamede suçlanıp siyaset yasağı istenen isimlerin başında gelen Cumhurbaşkanıyla ilgili bir savunmaya yer verilmeyişi.

Bunu “Gül, kendisini suçlamalara muhatap saymadığını gösterdi” diye açıklayanların yanında, “Cumhurbaşkanı ‘Şahsım adına AKP tarafından savunma yapılmasını doğru bulmuyorum’ diyerek ‘eski’ partisiyle arasına koyduğu mesafeyi daha da büyüttü” yorumu yapanlar da var.

Bu arada Gül’ün, evvelce başörtülü kızına “kişiye özel” bir mezuniyet jesti yapmış olan Bilkent Üniversitesinde muhatap kılındığı posterli, alkışlı ve ıslıklı protesto ayrı bir ibret tablosu.

Hem Cumhurbaşkanına yapılan saygısızlığın ulaştığı boyut; hem de önceki jestin rövanş ve misillemesi olarak tezgâhlandığı açıkça belli olan protestonun, devam etmekte olan yeni 28 Şubat sürecinde özel bir yer edinmesi yönüyle...

AKP’nin mahkemeye sunduğu savunma veya cevaptaki ilginç noktalardan biri de, “YÖK Başkanının sözlerinden AKP sorumlu tutulamaz” ifadesi. Acaba AKP böyle diyerek, kendisini kurtarmak için onu da mı harcamaya hazırlanıyor?

Ve aynı günlerde Erdoğan’ın “Eğer attığımız bir adım ülkeye kaybettiriyorsa, o adımdan ânında vazgeçebiliriz” sözü ne anlama geliyor?

20.06.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (20.06.2008) - Gelinen nokta

  (17.06.2008) - TAHLİL

  (15.06.2008) - Nazarı dağıtmamak

  (14.06.2008) - 48 yıllık ara rejim

  (13.06.2008) - 200 km’ye el freni

  (12.06.2008) - Keşke haklı çıkmasaydık

  (11.06.2008) - Hep aynı yanlış

  (10.06.2008) - Buraya nasıl geldik?

  (08.06.2008) - Risale-i Nur’da yoğunlaşmak

  (07.06.2008) - Gerçek demokrasi

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Gezi Eki Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır