"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fıtrat kanununa uymaya mecburiyet var

Abdullah ŞAHİN
04 Aralık 2016, Pazar
Yüce Yaratıcının isim ve sıfatlarının tecellisiyle “adetullah” diye adlandırılan kevni kanunlara bağlı olarak, her şey, ezelden ebede bir meratip sırrıyla akıp gider.

Bütün varlıklar içinde bu seyl-i kâinattaki mânâları okuyup idrak etmesi gereken insanoğlu, bu meratip sırrına mutabık harekâtı ölçüsünde hayatının mânâsını icra ederek aziz bir şekilde dünya defterini kapatıp, ebedî yolculuğuna salimen devam edebilir.

Bu sırlar içinde istikametli olarak yol almak, temsilde hata olmasın, adeta bir merdivenin basamaklarını sırayla ve düzenli olarak çıkmak gibidir. Bu sırra mutabık hareket etmeyenler ise maksut damına çıkmaya muvaffak olamazlar.

Bütün ölçülerin şaşıp hayır ve şerre ait malların aynı dükkânda satıldığı ahir zaman çarşısında, ehl-i imanın ve insaniyetin müstakim olarak yoluna devamı için telif ettiği Kur’ân tefsirinde şaşmaz ölçüler veren Büyük Kur’ân Müfessiri Bediüzzaman, konuyla ilgili Talak Sûresi 3. Âyetinin tefsirinde şöyle der:

“Hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede bir çığır açan, eğer kâinattaki kanun-u fıtrata muvafık hareket etmezse, hayırlı işlerde ve terakkîde muvaffak olamaz. Bütün hareketi şer ve tahrip hesabına geçer. Madem kanun-u fıtrata tatbik-i harekete mecburiyet var; elbette fıtrat-ı beşeriyeyi değiştirmek ve nev-i beşerin hilkatindeki hikmet-i esasiyeyi kaldırmakla, mutlak müsavat kanunu tatbik edilebilir.” (Sözler 22. Lema İkinci İşaret Yeni Asya Neşriyat, sh: 174)

Nasıl ki, inşa edilmek istenen çok katlı bir binaya temelden başlanması gerekirken, çatı katından başlamak istenmesi muhali talep edip abesle iştigal etmek demekse; aynen öyle de fıtrata uymayan yollarla kitleleri tepeden aşağıya doğru hizaya getirip bir sistem kurmak da aynen binanın inşasına çatı katından başlamak gibidir. Bu gün İslâm âleminde bir türlü meşrûtiyet-i meşrûanın tesis edilememesinin temelinde yatan ana problem de budur.

Bunun yerine fıtrî olan ise aynen Asr-ı Saadette Hz. Rasulullah’ın (asm) metodundaki gibi işe kalplerden başlayarak, tebliğ metoduyla kitlelerin ve milletlerin dünya ve ahiret hayatlarını, imanın bahar çiçekleriyle tezyin ederek kurtarmaktır. Bu sırra uymadan yapılan harekât ise akıntıya kürek çekme misali akim kalacaktır.

Şu an İslâm âleminin ve ülkemizin içinde bulunduğu en büyük problem, doğru İslâmiyetin yaşanmasının en büyük engeli olan iman zaafiyeti ve imansızlıktır. Allah korkusundan dağların bile paramparça olduğu bir gerçek karşısında, hiçbir imanlı gönül değil kendi vatandaş ve dindaşlarını hunharca katletmeyi, bir karıncayı dahi incitmeyi aklının köşesinden geçiremez. Bu müzmin hastalıkların ve katl, kötülük, zulüm ve haksızlıkların tedavisi için bunların bataklık ve kaynağı olan bozulmuş kalp ve vicdanların tamir edilip, her birine mânevî bir yasakçı ve mânevî polis koyulması hizmeti beşer hayatının en âcil işidir.

Asrın müceddit ve Kur’ân Müfessiri Bediüzzaman bu konuda Kur’ân ve Hz. Peygamberden (asm) aldığı ilhamla, erken bir kıyamet kopmazsa beşer hayatında yalnız hakim Kur’ân’ın olacağını ve bunun neticesinde âlemin gül ve gülistana döneceğini müjdeliyor. 

Rabbimizden niyazımız, başta ülkemizi ve İslâm àlemini olmak üzere bütün insanlığı bu terör, savaş ve kargaşalardan Kur’ân’ın fecr-i sadıkıyla uyandırıp âlemi yaşanılır bir halde gül ve gülistana çevirmesidir.

Okunma Sayısı: 2446
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı