"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir parça azığın bir orduya yetmesi

Ahmet ÖZDEMİR
04 Mart 2020, Çarşamba 00:07
Tebük Seferi sırasında orduda açlık ve susuzluk baş göstermişti.

Sahabelerin Resul-i Ekrem’e (asm) güvenleri tamdı. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da yine ona başvurdular. Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor:

“Tebük gazvesinde, ordu aç kaldı. Resul-i Ekrem (asm) ferman etti: ‘Bir şey var mı?’ diye emretti. Ben dedim: ‘Heybede bir parça hurma var.’ (Bir rivayette, on beş tane imiş) Dedi: ‘Getir.’ Getirdim. Mübarek elini soktu, bir kabza çıkardı, bir kaba bıraktı, bereketle dua buyurdular. Sonra onar onar askeri çağırdı, umumen yediler. Sonra ferman etti: ‘Getirdiğin şeyi al götür. Onu tut muhafaza et ve boşaltma.’

Ben aldım, elimi o heybeye soktum. Evvel getirdiğim kadar elime geçti. Sonra Resul-i Ekrem (asm) hayatında, Ebu Bekir ve Ömer ve Osman hayatında o hurmalardan yedim.

İşte, Fahr-i Âlem’in (a.s.m.) kudsî medresesi ve tekkesi olan suffenin demirbaş bir mühim talebesi Hz. Ebu Hüreyre, Tebük Seferi gibi bir mecma-ı nâsta vukuunu haber verdiği şu mucize-i bereket, mânen bir ordu sözü kadar kati ve kuvvetli olmak gerektir.  

Tebük’ten ayrılmak üzere hazırlıklar yapılıyordu. Bu esnada sahabîlerden bazıları, mücâhitlerin azıklarının tükenmiş olduğunu gelip şikâyet yollu Peygamberimize arz ettiler; sonra da “Yâ Resûlallah! Müsaade buyursanız da şu taşıdığımız develerimizi boğazlasak, onların etini yesek olmaz mı?” dediler. 

Peygamber Efendimiz, öyle yapmalarına izin verdi. Onlar da bunun üzerine gidip develerini kesme hazırlığına koyuldular. Bu esnada Hz. Ömer yanlarına geldi. Develerini kesmekten vazgeçmelerini söyledikten sonra, Resûl-i Kibriya Efendimizin huzuruna vardı, durumu sordu. Peygamber Efendimiz, “Uğradıkları açlıktan bana şikâyet ettiler. Ben de buna izin verdim” buyurdu. 

Hz. Ömer, “Onların arta kalan azıkları üzerinde bereket duası yap. Allah, herhalde senin duanı kabul eder ve o yiyeceklere bereket ihsan buyurur” dedi.

Resûl-i Ekrem (asm) Efendimiz, bu teklifi kabul etti. Bunun üzerine mücâhitler, ellerinde kalan azıklarını getirdiler. Yaygının üzerinde toplanan, çok az bir şeydi. Üç sa’ (3120 gram) ya var, ya yoktu.

Peygamber Efendimiz, kalkıp abdest aldı, arkasından iki rekât namaz kıldı; sonra da yiyeceklerin bereketlenmesi için Cenâb-ı Hakk’a niyazda bulundu. Peşinden de sahabîlere hitaben, “Kaplarınıza doldurunuz” buyurdu.

Herkes getirdiği kabını doldurdu; hiçbir kap boş kalmadı. Sonunda gördüler ki, yaygının üzerinde toplanan azık kadar hâlâ duruyordu.

Bir başka olay da su konusunda yaşanan mucizedir. Başta İmam-ı Mâlik, Muvatta’ adlı muteber kitabında, Muâz ibni Cebel gibi Sahabelerin meşhurlarından haber veriyor. 

Hz. Muâz ibni Cebel (ra) anlatıyor: “Tebük Gazvesinde bir çeşmeye rast geldik; sicim kalınlığında, güçle akıyordu. Resul-i Ekrem (asm) emretti ki: ‘Bir parça o suyu toplayınız.’ Avuçlarında bir parça topladılar. Resul-i Ekrem (asm), onunla elini yüzünü yıkadı. Suyu çeşmeye koyduk. Birden çeşmenin menfezi açılıp kesretle aktı, bütün orduya kâfi geldi.”

Başta meşhur İbni Huzeyme, Sahih’inde, râviler Hz. Ömer (ra)’dan naklediyorlar. Tebük  Gazvesinde susuz kaldık. Hattâ bazılar devesini keser, susuzluktan içini sıkar, içerdi. Ebu Bekri’s-Sıddık, Resul-i Ekrem (asm) a dua etmek için rica etti. Resul-i Ekrem (asm) elini kaldırdı; daha elini indirmeden bulut toplandı, yağmur öyle geldi ki, kaplarımızı doldurduk. Sonra su çekildi. Ordumuza mahsus olarak, hududumuzu tecavüz etmedi. Demek, tesadüf içine karışmamış, sırf bir mucize-i Ahmediyedir.

Okunma Sayısı: 1687
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı