"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâm, ahlâk, demokrasi ve devlet

Ahmet Said Aydil
22 Ekim 2025, Çarşamba
“Demokrasi, “modern devletin” içinde boğuluyor mu?”

“Demokrasinin özünü yaşatabilecek bir ahlâkî düzeni İslâm mı vaat ediyor?”

Profesör Wael Hallaq, “İmkânsız Devlet” adlı eserinde bu çarpıcı sorulara cevap ararken, yaygın olarak sorulan “İslâm demokrasiyi neden içselleştiremiyor?” sorusunun esas meselenin üzerini örttüğünü dile getiriyor.

Hallaq, “problem İslâm ve demokrasi uyumluluğunda değil, modern devletin ahlâkî yapısında” diyerek tartışmayı tersine çeviriyor.

Hallaq’a göre modern anayasal ulus-devlet, ister demokratik olsun, ister otoriter, özünde adalet değil, kontrol için tasarlanmıştır. 

Bu devlet şiddet tekelini elinde tutar, otoriteyi merkezîleştirir ve hukuku bir güç aracına dönüştürür.

Anayasa, devlete meşruiyet sağlayan seküler bir kutsal metin hâline gelir; İlâhî ya da ahlâkî hesap verebilirliğin yerini bürokratik otorite alır. Seçimler ve parlamentolar katılım sağlar, ama egemenlik, gözetim ve zorlayıcı hukuk mantığı değişmeden kalır. 

Hallaq’a göre modern devlet “Şeriat için ontolojik olarak imkânsızdır,” çünkü sorun İslâm’ın düzene karşı olması değil, devletin ahlâka tahammül edememesidir.

Buna karşın, klasik İslâm yönetimi merkezsiz bir ahlâkî düzen üzerine kuruludur. 

Hukuk hükümdarın değil, Allah’ındır; uygulaması da siyasî bürokrasinin değil, ilim ve toplum ağlarının elindedir. 

Şeriat, devlet yasası olmaktan çok, hayatın bütün alanlarına yön veren bir ahlâk ekolojisidir: kadıları, pazarları, aileyi, yöneticiyi adalet, istişare/şûrâ ve maslahat ilkeleriyle şekillendirir. 

Hallaq’a göre bu yapı, modern demokrasilerin etik hedefleri olan, hesap verebilirlik, güç sınırlaması ve ahlâkî sorumluluğu devlet egemenliğine dayanmadan gerçekleştirebilmişti.

Ayrıca bu sistem hukuku toplumun merkezinde işleyen bir bilinç alanı hâline getiriyordu. Kadı mahkemeleriyle vakıflar gibi kurumlarda halk, hukukun yalnızca nesnesi değil, aktif öznesi konumundaydı; hukuk, gündelik hayatın içinde, yerel toplulukların vicdanıyla şekilleniyordu. İnsanlar hukuka yalnızca tâbi değil, onun oluşumuna ve uygulanışına katılan öznelerdi (Bunun uygulamada nasıl gerçekleştiğini yazarın eserinde bulabilirsiniz).

Hallaq’a göre modern devlet ise tam tersine, hukuku merkezîleştirip toplumu ahlâkî özne olmaktan çıkararak onu yönetilen bir nesneye indirger. İnsanlar artık hukukun faili değil, sadece muhatabıdır. 

Ona göre modern demokrasilerin aradığı kamusal sorumluluk ve katılım duygusu, İslâm’ın ahlâkî-toplumsal düzeninde zaten yaşanan bir gerçeklikti.

Bu yönüyle Hallaq’ın eleştirisi, modernliğe içeriden yöneltilen bazı Batılı sorgularla da kesişir. Habermas, modern devletin piyasa ve bürokratik sistemler aracılığıyla “yaşama dünyasını kolonileştirdiğini” söyler. Rawls ise adalet fikrini, fertlerin rasyonel uzlaşısına dayalı “kamusal akıl” çerçevesinde yeniden tanımlamaya çalışır. İkisi de modern demokrasinin ahlâkî zeminini modern devletin sınırları içinde ararlar.

Hallaq ise bu çerçevenin kendisini sorgular: Modern devlet, ahlâkî bir düzenin taşıyıcısı olabilir mi, yoksa yapısı gereği onu tahrip mi eder? Habermas ve Rawls modern devleti ahlâkîleştirmeye çalışırken, Hallaq ahlâkı siyasetin önüne yerleştirir. Ona göre toplumsal meşruiyet, anayasal kurumların değil, ahlâkî öznelerin ve toplulukların ürettiği bir şeydir.

Modern devletin kurulduğu sancılı dönemde yaşayan Bediüzzaman Said Nursî, bu meselenin özünü erken fark etmişti. Çözümü kurumlarda değil, insanın ahlâkî yeniden inşasında aradı. Ona göre demokrasinin kalıcı olabilmesi, onu taşıyacak toplumsal zeminin yeniden kurulmasına bağlıydı.

Okunma Sayısı: 175
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı