"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nefis nedir?

Ahmet ÖZDEMİR
14 Mart 2025, Cuma
Nefis lügatta, hayat, ruh, can, insandaki bedenî canlılık; yeme, içme, şehvet gibi biyolojik ihtiyaçlara duyulan tabiî istek olarak açıklanır.

Nefis şehvet, gazap, fazilet gibi şeylerin kaynağıdır. Kötü vasıfları, nitelikleri kendisinde toplayan, kötülüğe sevkeden, şehevî istekleri kamçılayıp hayırlı işlerden alıkoyan güçtür. 

Nefis kelimesinin iki anlamı vardır: 

1. İnsanda gazab ve şehvet kuvvetini toplayan bir manada kullanılmasıdır. Tasavvuf mensupları nefsi bu anlama gelen şekliyle yani, kulun kötü ve günah olan hâl ve huyları, süflî arzuları olarak kabul ederler. Nitekim Resul-i Ekrem (asm) Efendimiz, “Senin en büyük düşmanın, iki koltuğun arasında seni kuşatan nefsindir” buyurmakla bunu kasdetmiş olabilir. 

2. İnsanın hakîkati ve kendisi demektir. Fakat bu nefis hâllerinin ihtilâfı sebebiyle muhtelif niteliklerle vasıflanır. Meselâ, emir ve irade altına girip şehvetlere karşı koyabilmesi sayesinde sükûna kavuştuğu zaman ona “nefs-i mutmainne” denir. Nitekim bu gibi nefisler hakkında Cenab-ı Hak, “Ey gönül huzuruna ermiş ruh! Sen Rabbinden razı, O senden razı olarak dön Rabbine! Sen de katıl has kullarımın içine, gir Cennetime!”1 buyurmuştur. 

Şüphesiz birinci anlamdaki nefsin Allah’a dönmesi düşünülemez. Zira o nefis, daima Allah’tan uzaklaştırıcıdır ve aynı zamanda şeytanın avanesidir. Ne zaman tam mânâsıyla sükuna kavuşmaz, şehvetlere karşı kendini müdafaa eder ve ona karşı direnmeğe çalışırsa, buna da “nefs-i levvame” denir. Zira sahibinin Mevlâsına karşı ibadetindeki kusurundan dolayı sahibini yerer. Cenab-ı Hakkın “Kendisini eleştirip kusurlarından pişmanlık duyan kimse hakkı için (ki siz mutlaka diriltileceksiniz).”2 buyurması ile bu nefisten haber verilmiştir. Şayet şehevî nefis ile mücadele etmez, şehvetlerinin arzularına ve şeytanların yollarına uyup giderse, buna da “nefs-i emmâre” denir. Nitekim Cenab-ı Allah Yusuf (as)’dan hikâye yolu ile “Doğrusu, ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü Rabbimin merhamet edip korudukları hariç, nefis daima fenalığı ister, kötülüğe sevk eder.”3 buyurmuştur. Bununla beraber kötülüğü emreden nefsin, birinci anlamda anlatılan nefis olduğunu söylemek de caizdir. Şu hâlde birinci mânâdaki nefis, son derece mezmum, çirkin; ikinci manadaki nefis ise makbuldür. Çünkü Allah’ı ve diğer malumatı bilen insanın zatı ve hakikati demektir.4 Nitekim bir savaş dönüşü sahabelerine “küçük cihaddan büyük cihada gidiyoruz” buyuran Resul-i Ekrem’in (asm) kasdettiği nefisle olan cihad da bu olsa gerektir. 

Dipnotlar:

1- Fecr Suresi: 27-30.

2- Ags.

3- Yusuf Suresi: 53.

4- İmam-ı Gazali, İhya, c.1, s. 11.

Okunma Sayısı: 1502
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Murat

    14.3.2025 08:19:19

    Özetle nefis ruhun ters yansımasıdır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı