"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çocuk Kalbi

13 Ağustos 2014, Çarşamba
Günün sözü
Açık kalple konuşan düşman içten pazarlıklı dosttan daha iyidir.
(Hz. Ali)
 
Minik eller duâya...
Allah’ım! Günahlarımızı bağışla! Bizi nefsimizle baş başa bırakma!
Anne Babaya iyilik etmeli
Peygamber Efendimize (asm) bir kişi geldi ve sordu: “Ya Resulallah, en çok kime iyilik ve ihsan etmeliyim?”
“Annene.’
“Sonra Kime?”
“Annene.”
“Sonra kime?”
“Annene.”
“Sonra kime?”
“Sonra babana.”
Bu hadisten hiçbir şekilde babayı üçüncü plana atma anlamı çıkmamalı, ancak her zaman annenin öncelik taşıdığı gerçeğini de göz ardı edemeyiz. Çünkü bazen insan farkında olmadan annenin şefkatini ve karşılıksız sevgisini anlamıyor,
İstismar edebiliyor. Ayrıca babaya nazaran anne kalbinin daha nazik ve ince olduğu unutulmamalıdır.
 
Kötü huy diken gibidir
Mevlânâ Hazretleri, Mesnevî’de kötü huyun insanın nefsine ve çevresine nasıl bir eziyet yaptığı hakkında şöyle bir hikâye anlatır:
Huysuz adamın biri bir gün herkesin gelip geçtiği yol üzerine dikenli çalılar diker. Yoldan geçenler her ne kadar “Bunları buradan sök at” dese de o bunların hiçbirine kulak asmaz. Yine kendi bildiğini okur. O dikenli çalılar büyür yoldan geçen halkın ayağına takılır, onlara eziyet eder. O yoldan geçenler perişan olur. Bu durum valiye kadar intikal edince vali onu yanına çağırır. Dikenleri sökmesi için emreder. O da sökerim diye söz verir; ama bugün yarın diye ertelemeye devam eder. Ne sökmem der ne de sökmeye teşebbüs eder.
Bir gün vali onu yanına çağırır; “Verdiği sözde durmayan adam, emrimi uygula!” diye sıkı sıkı tembihler. Ağır ikazlarda bulunur. Çalıları diken huysuz adam da şöyle der: “Önümde hayli günler var. Merak etme nasıl olsa günün birinde sökerim.”
Vali ise çabuk olmasını söyler ve onu uyarmaya devam eder. Ama adam sözden anlamaz. Dikenler de kök salıp büyümeye devam eder. Mevlânâ, hikâyenin bu kısmında bir işi yarına ertelerken zamanın su gibi akıp gittiğini söylüyor ve “Her gün sen yarın bu işi görürüm diyorsun, ama günler geçip gittikçe o dikenler daha da kuvvetleniyor. Onu sökecek olan da ihtiyarlıyor, kuvvetten düşüyor. Sen de her bir kötü huyunu bir diken bil. O dikenler kaç keredir senin ayaklarına battı. Kaç kere oldu seni kötü huyun yaraladı. Sen kendi tabiatından hastalandın da duygusuzluğun yüzünden habersizsin. Çirkin huyunun da başkalarını rahatsız ettiğini bilmiyorsun. Sen şu dikeni gülfidanı haline getir. Gülfidanı ile onu aşıla. Böylece sendeki dikenler gülfidanı haline gelsin. Eğer sen de şerri gidermek istiyorsan, ateşin gönlüne hakkın rahmet suyunu dök” diyor.
 
İrem Abla’dan pratik bilgiler
Yoğurt ekşimişse
Sevgili küçük hanımlar;
Süzme yoğurdunuz ekşimişse, içine su koyup tekrar süzün. Ekşiliğinin gittiğini görünce sonuca sizde şaşıracaksınız. Hadi kolay gelsin!
TEKERLEMELİ BİLMECELER
 
Bir bacağım var,
Bir de şapkam (Mantar)
İki çubuk bir makas
hokkabaz mı hokkabaz
(Leylek)
Okunma Sayısı: 775
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı