"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dünyadaki aile hayatı cennette de devam edecek

14 Mayıs 2024, Salı 00:09
Adana’da düzelenen Bediüzzaman Said Nursi’yi Anma Programında ‘Ailenin Yüksek Hukuku’ konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Ahmet Battal, “Aile de cennetliktir. Cennetten gelmiştir ve cennette tekrar edilecektir. Aile hayatı cennette de devam edecek olan ebedî bir arkadaşlıktır”şeklinde konuştu.

ABDULLAH ŞAHİN - ADANA

Büyük İslam âlimi ve Kur’an Müfessiri Bediüzzaman Said Nursi’yi anmak üzere Yeni Asya Vakfı Risale-i Nur Enstitüsünce her yıl geleneksel olarak yapılan anma faaliyetlerinin bu yılki ana konusu enstitü yönetimince “Aile” olarak tespit edilmişti. Ülkemiz genelinde ve tüm dünyada buna göre icra edilen faaliyetlerden biri olmak üzere Adana’da yapılan Bediüzzaman’ı Anma Programı 10 Mayıs 2024 Cuma günü saat 20.30’da Yeni Asya Zübeyir Gündüzalp Salonunda icra edildi. 

Aile de cennetliktir

 Prof. Dr. Ahmet Battal tarafından verilen ve “Ailenin Yüksek Hukuku” başlığını taşıyan konferansta, özet olarak şu konu başlıkları öne çıkarıldı: “Dünyada iyi kötü karışıktır. Dünyadaki bütün güzellikler cennete, bütün seyyie ve çirkinlikler cehenneme akar. Binaenaleyh, dünyada ne kadar güzellikler varsa onlar ve daha âlası Cennette bulunur. Aile de cennetliktir. Cennetten gelmiştir ve cennette tekrar edilecektir. Aile hayatı cennette de devam edecek olan ebedî bir arkadaşlıktır. Bu arkadaşlığın hatırı için her iki tarafca gösterilen fedakarlık ve verilen emek, rıza-yı ilahi hesabına geçecek, cennete layık bir fiat alacaktır. Bu hedefe giden aile fertleri tatlı ve nurani bir havuz hükmüdeki aile şahs-ı manevisinin bereketini ve duasını kazanmak için, buz parçası hükmündeki “ben”liklerden vazgeçer ve “biz”e dönüşür.

Manevi tekamül ailede başlar

İnsanlığın evvel babası olan Hz. Adem ve Havva’nın yaratılmasından ve cennette aile haline getirilmesinden sonra, Allah’ın kudret ve emriyle insan nevinin mümtaz iki şahsiyetini temsil eden iki hücre dünyada rahimde bir araya gelmiş, böylece nesiller çoğalıp yeni aileler teşekkül etmiş ve insan nesli tekamül etmiştir. İnsanın manevi tekamülü de Peygamberimizin hücre-i saadetinin bir nümunesi olan ve aile denilen hücrede ve yuvada başlar. Dünyada hem insanlar arasındaki ve hem de hayvanlar alemindeki en yüksek hakikat şefkat ilişkisidir. Bunu görmek için mümin olmak dahi gerekmez. Bu şefkat ve merhamete karşılık en âli hukuk da ebeveynin evladından hürmet bekleme hakkı ve hukukudur. O hade ailenin yüksek hukuku ebeveyn hukukuyla başlar. Bu onların gösterdiği şefkatin karşılığı ve onların yüksek hakkıdır. Bu hakkı ve hukuku görmek için ise manevi göz yani kalp gözü açık olmalıdır. Ama maalesef seküler anlayışla hazırlanmış olan Medeni Kanunlar ve Aile Hukuku ders kitapları bu manevi hukuktan bahsetmiyor ve dolayısıyla hakkın da hukukun da manasını ve manevi yönünü ihmal ediyorlar. Demek Nur Talebelerinin bu konuda da vazifesi büyüktür. 

Kur’an’da anne baba hukuku

Eşe, çocuğa, peder ve valideye olan hürmet ve muhabbet doğru şekilde ve doğru yönde olursa Allah’a muhabbet hesabına geçer. Yüce Kur’an’ımızın İsra Suresi 23-24 Ayetlerinde Rabbimiz, ailenin temel taşları olan anne-baba hukukukunu kesin ve açık şekilde ifade eder:  “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle. Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. ‘Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster’ diyerek dua et.” Peder ve valideyi, elden ayaktan düşüp sana faydası kalmadığı anda sevip hürmet etmek, bu hürmet ve muhabbetin Allah rızası için olduğunu gösterir. Onları, bilhassa yardıma muhtaç oldukları zamanda rencide eden, insan bozması bir canavardır. Fıtraten anne-baba ile evlat arasında herhangi bir kıskançlık söz konusu olamaz. Zira onlar onun sebeb-i vücududur. O halde evladın hakkı yoktur ki pederine karşı hak dava etsin. Demek ana baba ile çocuk arasında medar-ı niza bir şey olmadığından niza ve dava da olamaz. 

Otorite sahipleri haksızlıktan kaçınmalı

Aile hayatının devamı açısından babanın disiplin amiri yani kavvam olarak bir önceliğinin olması, ona, ailesine haksızlık etme hakkını vermez. Çünkü ebedi hesap gününde boynuzsuz koyun boynuzlu koçtan hakkını alacaktır. Bunun anlamı erkeğe göre zaifeliği olan hanımlar, varsa zayi olan haklarını erkeklerden alacaklardır. Aynı şey çocuklar ve yaşlılar için de geçerlidir. Yani otorite sahipleri haksızlıktan kaçınmalıdır. Bunun için ise ahirete kuvvetle inanıyor olmaları gerekir. Konferans arasında ekrana taşınan sinevizyonla, Hazreti Adem babamız ve Havva anamızdan başlayarak, günümüze kadar, ailenin yaşadığı serencam ve bunun Asr-ı Saadet’de zirve hali ve fitne-i ahir zamanda ailenin şer mihrakları tarafından kuşatılma  hali çdşitli örnekleriyle aktarıldı ve çarelere dikkat çekildi. Sinevizyonda dikkat çeken diğer bir husus da şuydu: En dehşetli zaman olan asrımızda, şarkın yalçın kayalıklarında bulunan Nurs’ta, Asr-ı Saadet âilelerinden Sofi Mirza’nın evinden doğan bir ışık olan müceddid Bediüzzaman, kaderin sevkiyle insanlığın imdadına gönderilmiş nurlu bir ailenin evladı ve mahsulüdür.

Mutlu cennet aileleri

Emr-i İlahi ve sünnet-i Peygamberî ekseninde kurulan aile müesseseleri, aynı zamanda islam ve insanlık âleminin geleceğinin teminatıdır.  Böyle aileler, dünyası da ahireti de gül-gülistan olan mutlu cennet aileleridir. Toplumun direği olan aile hayatının bozulması, yani boşanma, Cenab-ı Hakkın ve Peygamberimizin en hoşlanmadığı helaldir. Ailenin kuruluşunda eş seçiminde denklik ve benzeri konulara dikkat edilerek aile teşkil edildikten sonra, iki tarafın yok yere maziye geri dönüp, olması gereken veya ihmal edilen hususları gündeme getirmesinin aile bütünlüğüne zarar vereceği, ailenin mutkuluk ve devamı için bu tarz davranışlardan uzak kalınması gerektiğine vurgu yapıldı. Katılımcılar tarafından yoğun bir alâkayla takip edilen ve istifadeye sebep olan konferans, soru- cevap faslıyla sona erdi.

Okunma Sayısı: 3980
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı