Ey hâzır zamanın miras yedileri! 1924’ten beri Bediüzzaman’ın... 60’tan 71’e Gündüzalp’in... 71’den 80’e 90’a ta 2017’ye yani günümüze kadar da bütün ağabey ve kardeşlerin mirasını yediğiniz artık yeter!
Elimizdeki Nur her derde deva bir reçetedir bunu siz de bilirsiniz! Reçeteyi sadece okumak mıdır asıl gaye? İçindeki tılsımları aklımıza ve kalbimize zerk etmezsek o ilâçlar kâr eder mi? Üstad Hazretleri ve gelip geçen bütün Nur Talebeleri vazifelerini yapıp göçüp gitmişler âlem-i bekaya.. Sıra sizdedir! Kur’ân’a hizmet sadece kenara geçip okumak değildir. Okuduğu ile amel etmektir. Ahirzamanın Türkiyesinde, okuma oranlarının yerlerde gezdiği bu zaman ve topraklarda, mesleği okumak üzerine inşa edilmiş olan bir dâvânın adamlarına okuduklarını idrak etmek, onlarla amel etmek ve onları başkalara anlatmak düşer! Ve en birinci söz hakkı da onlarındır. Konuşun! Zira “Birşeyin şerefi neslinde değildir, zatındadır. Birşeyin aslını gösteren semeresidir. Birinin malına başka mal—velev kıymetli de olsa—karışırsa, malını kıymetsiz ettiği gibi, haczetmesine dahi sebep olur.”1 Hafazanallah!
Evet konuşun ve deyin ki: “Adalet-i mahza mümkünken adalet-i izafiye tatbik edilmez”
Evet konuşun ve deyin ki: “Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam”
Evet konuşun ve deyin ki: “Hak haktır küçüğe büyüğe bakılmaz”
Evet konuşun ve deyin ki: “Zalimler için yaşasın Cehennem”
Deyin ki elinizdeki Nurlar Cenâb-ı Hak tarafından haczedilmesin!
Son söz:
Kulaklarım yırtılacak sabır, mazlûmların sessiz sesinden!
Kimi meczup kimi sağır, Zalimlerin zalimliklerinden!
Dipnot:
1- Muhakemat.