2000’lerde Türkiye nerede ise, “hak, hürriyet, adalet ve medeniyet projesi” olan AB’ne giriyordu.
Ne ki, “Demokrasi küfür rejimidir, AB Hıristiyan kulübüdür!” zihniyeti AKP projesiyle bunu geciktirdiler. Ne tuhaftır ki, AB kriterlerinin ekserisi İslama uyuyor iken ona düşmanlık ediliyor! Evet, “Medeniyetin hiçbir hakiki mehasini yoktur ki, İslamiyette sarahaten (açıkça), veya zımnen (üstü kapalı), veya iznen veya daha ahseni (daha güzeli) bulunmasın.”1 Şeriat, bizi gayr-i müslimlerin ilim ve sair güzel gelişmelerini almaya teşvik eder: Nitekim Hz. Peygamber (asm) “Hikmet, mü’minin yitiğidir. Nerede bulursa onu almaya en layık olan odur.”2
İstibdat, darbeleler anayasası, Kemalizm, kapitalizm İslama tam zıt iken alkışlanıp uygulanıyor! İşte şuursuz dindar siyasalcılara yüklenen dehşetli misyon! 2002’nin sonlarında iktidara gelen bu zihniyet, dinin ve dindarların içini boşaltmak, hürriyet, meşrutiyet/demokrasinin kemaliyle işletilmesini engellemek, Türkiye’nin Kemalizmin istibdadından kurtulmak için AB’ne girişini engelledi! Halbuki, “hak, hürriyet, adalet, refah ve medeniyeti projesi” olan AB, Bediüzzaman’a göre 1. Avrupa’dır: “Yanlış anlaşılmasın, Avrupa ikidir. Birisi, İsevîlik din-i hakikîsinden aldığı feyizle hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye nâfi san’atları ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fünunları takip eden bu birinci Avrupa”dır.3
Maalesef, “dindar siyasalcı” ve bazı dindarlar “Deccelizmin/Süfyanizmin, Kemalizmin” anayasa ve sistemine şuursuzca sahip çıkıyor, İslamiyetten beslenen AB’nin “hak, hürriyet, adalet” kriterlerine karşı geliyor.
Aslında bu, Bediüzzaman’ın tesbit ve teşhisiyle, Müslümanları ve bilhassa Türkiye’yi bir uyutma politikasıdır: “Biz (İslâm âlemi) müteharrik-i bizzat değiliz, bilvasıta mütehharikiz. Avrupa üflüyor, biz burada oynuyoruz. O tenvim ile (uyutarak) telkin eder, biz kendimizden hayal edip, asammane (sağırcasına) tahribimizde eser-i telkini icra ederiz.”4
İktidardaki yöneticiler “dâhi, yüz dâhi” olmadığına göre, II. Avrupa (II. Amerika) üflüyor, Saraydakiler oynuyor! Bu uyutma, uyuşturma faaliyetinin maziye dayanıyor. Buyurun Özbek asıllı CIA ajanı Ruzi Nazar’ın sözlerine nazar ediniz: “Zor olan, Türkleri uyutacak birilerini bulmaktır! Bize iki adam lazım; biri dindar Müslümanları uyutacak, diğeri milliyetçilere ninni söyleyecek”5 Bu iktidarla ayniyle vaki! Okuyarak ve şuurlanarak uyutma ve sihri atlatabiliriz!
Dipnotlar:
1-1ESDE yeni tanzim, 2009, s. 73.; 2-Tirmizi, İlm 19; İbn Mace, Zühd 15.; 3-Lem’alar, s. 119., 17 Lem’a.; 4-Sünûhat, s. 64.; 5- Ruzi Nazar’ın kızı Sylvia Nasar’ın “Akıl Oyunları” adlı kitabında yer aldığı ifade edilir. (twitter)