"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Arzular ve fikirler - 1

Şemseddin ÇAKIR
18 Temmuz 2025, Cuma
İnsan zaaf ve noksanlarla alûde, şeytan ve nefsin istilâsına açık bir varlıktır. Dolayısı ile ondan her türlü kötülük südûr edebilir.

Bunlardan biri ve en tehlikelisi de arzularına fikir sureti giydirerek hakikatleri dejenere etmesidir ki, böylece insanlar yanlışları doğru, doğruları yanlış zannederek aldatılmış olur.

İşte onlardan biri de, maalesef Risale-i Nur’un meslek ve meşrebinde yerinin olmadığını düşündüğümüz “Topal Hafız” lakaplı şahsın istismarıdır. Son dönemde Topal Hafız meselesi, çok yanlış yorumlanarak Nur talebelerinin insicamını bozacak bir noktaya getirilmiştir. Topal Hafız’ın 15 Temmuz sonrası tutuklanması üzerine; Risale-i Nur’un meslek ve meşrebine bağlı kalmış ve Risale-i Nur’un bütün prensiplerine hakkıyla riayet etmiş de, başına o işler gelmiş gibi bir hava estirilmiştir. Hakikatte, Topal Hafız’ın, nakledenlerin de itirafı ile, Bediüzzaman’ın ikazına rağmen, hayatının ilerleyen kısımlarında Risale-i Nur’un meslek ve meşrebine uymayan bir cereyanın içinde yer aldığı ve bütün himmetini ona sarf ettiği için o sıkıntılara maruz kaldığını düşünmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. 

Üstad Hazretlerinin Risale-i Nur’un meslek ve meşrebine sadakat ve kanaat hususundaki hassasiyeti malumdur. Hatta Üstad Eskişehir hapsinde, Şeyh Şerafeddin’e meyleden bir talebesini “Sen beni tekzip ettin” diye reddetmiştir.  

Bu meselenin özeti şudur: ‘teyid edilmemiş bir rivayete göre’ Üstad, Topal Hafız’a “İlerde çok sıkıntılı bir nifak dönemi olacak, insanlar hapislere doldurulacak, sen de onlardan olacaksın” demiş. Ve hakikaten 15 Temmuz’da aynısı olmuş; Topal Hafız’la birlikte Risale-i Nur’un meslek ve meşrebinden ayrı bir yol tutanlar, ne yazık ki, o musibetlere maruz kalmışlardır. Aslında burada Topal Hafız, o ikaza kulak verip şahsî, indî arzularını bir kenara bırakarak Risale-i Nur’un prensiplerine ve Nur talebelerinin meşveretlerine tâbi olması gerekirken, bilâkis o cereyanın içinde yer aldığı için bir musibete maruz kaldığı anlaşılması icap eder. Halbuki, uymadığı halde takdir edilip, hakikatin hilafına olarak âdeta haklıymış gibi gösterilmek istenmektedir. Zira Risale-i Nur’un prensiplerine uyanlar o felâketten mahfuz kalmış, hiçbir hakikî Nur talebesi zarar görmemiştir. Buna rağmen, bizim dışımızda vuku bulan bir hadise olduğu hâlde, yaşananlar ısrarla Nur talebelerine mâl edilmeye çalışılmaktadır.

Mesele öyle bir noktaya getirilmiştir ki, sanki Topal Hafız Risale-i Nur’un meslek ve meşrebine sadık kaldığı için o felâkete maruz kalmış gibi gösterilmektedir. Hatta daha tehlikelisi, Risale-i Nur’un meslek ve meşrebinden ayrılan ve tarikat meşrebâne bir yol tutan tek şahıs etrafında toplanıp “farklı bir çığır açanlar” hakikî Nurcu imiş gibi lanse edilip gerçek Nurcular onlara iltihak etmediği için itham edilmektedir. Halbuki bu; ikaz edildiğimiz, ahirzaman nokta-i nazarından en büyük fitne ve imtihanlardan biridir. Çünkü Üstad Hazretleri Yirmi dokuzuncu Mektub’un Beşinci Desise-i Şeytaniyesinde bizi şu mesajlarla  ikaz eder: 

“Ehl-i dalâletin tarafgirleri, enaniyetten istifade edip kardeşlerimi benden çekmek istiyorlar. Hakikaten insanda en tehlikeli damar, enaniyettir. Ve en zayıf damarı da odur. Onu okşamakla çok fena şeyleri yaptırabilirler” dedikten sonra, “O [...] kuvvetli enaniyet-i ilmiyeyi taşıyan zatlar bilsinler ki, bana değil, Kur’ân-ı Hakîm’e talebe ve şakirt oluyorlar.” “O ulema, ya daha kolay bir çaresini bulsunlar veyahut bu çareyi iltizam edip ders versinler, taraftar olsunlar.”

Üstad yine bu vesile ile Risale-i Nur hizmetine destek yerine köstek olan ulemaü’s-sû hakkındaki tehdid-i azîme de dikkat çekerek, mealen, “Firavunmeşrep bir adamın kemal-i sadakatle etrafında toplanıp, şiddetli bir tesanüdle iş gördükleri halde acaba bu kardeşiniz terk-i enaniyetle hakaik-i Kur’âniye etrafında bir tesânüdü sizden istemeye hakkı yok mudur?” diyor ve onun bir vazife-i vicdaniye olduğunu ihtar ediyor.

—DEVAMI HAFTAYA—

Okunma Sayısı: 2012
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nevzat Karaağaç

    23.7.2025 14:49:45

    Topal Hafız’ın başına gelenler elmas değerindeki meslek ve meşrebini terk edip kırık cam parçası değerinde olmayan ve ne idüğü belli olmayan illegal ve gizli Fetö yapılanmasına kuyruk olanlara ders niteliğinde bir hadiseyi, hakkaniyet nokta-i nazarından tahlil eden Şemsettin hocamıza teşekkürler.

  • Said Yüksekdağ

    18.7.2025 23:59:06

    Bazı arkadaşlar hâlâ münafıkâne hareket eden bu dehşetli örgüte cemaat diyor. Böyle cemaat olmaz. Bu örgüte cemaat diyerek cemaat ismini lekelemeyin. Risale-i Nurun ve Bediüzzaman Hazretlerinin hukukuna tecavüz edip ihanet eden, bukalemun gibi her kılığa bürünebilen, devletin her kademesine sızan, emelleri için her türlü ihaneti yapabilen, 15 temmuz darbe girişiminde parmağı bulunan, dini istismar eden bir yapı nasıl cemaat olur?

  • Said Yüksekdağ

    18.7.2025 16:40:47

    Merhum Topal Hafız'ın ve nice insanların başına gelen bu zulmü elbette tasvip etmiyor ve "Oh olmuş!" demiyoruz. Lâkin zarara rızasıyla girdikleri için merhamet de etmiyoruz. Ancak "Âdil olan kader hükmünü icra ediyor" deriz. Topal Hafızın başına gelenler ve hapse girmesi Risale-i Nur davasına olan sadakati, Nurun meslek ve meşrebinde hassas olması değildir. Kendisine yapılan ikaza rağmen Risale-i Nura ihanet eden bu zalim örgüte meyletmesi yahut muhabbetidir. Bu sebeple Topal Hafızın istismar edilmesi büyük bir yanlıştır. (Sakın yanlışta ısrar eden zalimlere en ufak meyil göstermeyin, yoksa ateş size de dokunur. -Hud Suresi 113. âyet-)

  • Raşit örenel

    18.7.2025 16:24:42

    Mezkur cemaat yöneticilerinin ima ve bahsedilen manevi kusurlarının yaşanan hadiselerdeki tek sebep olduğu, dolayısıyla cemaat mensuplarının başına gelen her şeyi hak ettiği düşünülüyor. Peki elinde hukukun terazisini tutan ve adaletle iş görmesi gerekenlerin siyasi hırsla hareket edip, mezkur manevi hatalarda payı olduğu halde kendi güçlerine biat edenleri kendi zulümlerinden esirgemesi ne olacak? Aynı hatalarda hissesi olduğu halde, dünyevi bir zulme uğrayarak kaderin adaletine muhatap olmayanlara ne denecek? Hareket noktamız manevi mesuliyetlerse, en azından diğerleri günahlarını döküyorken, aynı manevi hatalardan mesul olmasına rağmen, efendilerine biat edenlere niye tek söz edilmiyor, "rahmetimiz gazabımızı geçti" diyen siyasi efendilerinin gazabından mı korkuluyor? Hadi bunu da geçelim o manevi mesuliyetlerle, sadece mezkur cemaat değil, hiç bir cemaat ve tarikatla hiç bir bağı olmayan, solcu, inançsız veya sıradan inanan on binlerce KHK'lının hukuku ne olacak?

  • Raşit örenel

    18.7.2025 16:22:51

    Her zalimin her zulmünde kaderî bir adalet boyutu vardır. Zulme uğrayan herkes oturup tefekkür ile kaderî adaletten hissesini almalı, kim kusur işlediyse nadim olmalıdır. Bu İlahi adaletle ilgili bir husustur, zira kalplerin içini sadece Allah bildiği için ona göre tasarrufta bulunabilir. Peki kalplerin içini bilemeyecek, dolayısıyla kalbe değil ancak ele bakarak tasarrufta bulunabilecek dünyevi adalet ele alındığında, zulmüne zulüm dememek için kantarın ayarını bozmak niye? Ayarı bozulan, zulmü alışkanlık yapan o kantar gün gelir sizi-bizi tartarsa ne olacak? Zulme uğrayan herkesin manevi bir mesuliyeti olabileceği için hiç bir zulme karşı çıkamayacak mıyız? O halde zulüm ve adaletle ilgili prensipleri biz kime tatbik edeceğiz? Hz. Osman’ı sadece fırsat bulamadığından katledemeyen, fırsat bulsalar parçalayacak olanlara bile kalplerine göre değil, ellerindekine göre muamele için bir iç savaşı göze alan Hz. Aliyi ne için anlatıyoruz? Hz. Osman'ın katlinden daha beter hangi suç var?

  • Semanur Tunoğlu

    18.7.2025 14:18:04

    Topal Hafız'ı bilmem ama, bizzat Gülen soruları çalmaya onay veriyor. (Bizzat kendileri bunu itiraf ediyorlar) Bizzat Gülen, baş örtüsü teferruattır diyor. Bizzat Gülen, Kürt diye Bediüzzamanı ziyaret etmek istemedim diyor. Bizzat Gülen, Risale-i Nurları sahteleştiriyor. Bizzat Gülen, Nurcu değilim diyor......daha neyini görmemiz gerekiyor....?

  • Semanur Tunoğlu

    18.7.2025 14:11:49

    Gülenistlerin adalet talep etmeleri için, önce bizatihi sebep oldukları zulümleri temizlemeleri gerekir. En basitinden, hangi soruları çaldılar, hangi kişilere verdiler. Bu bilgiyi verip hak etmediği halde başkalarının haklarını gasb edenlerin ortaya çıkması lazım. Ama maalesef gülenistler bu bilgiyi dahi paylaşmıyorlar. Sonra da adalet talep ediyorlar. Kim kulak verir...

  • Arda Yıldız

    18.7.2025 13:19:39

    İnsanlar fetöye neden girdiler. Veya neden terk etmediler? Bu soruların da cevabının araştırılması lazım. Gülenciler fetö olmadan önce uzunca bir geçiş dönemi oldu. Neden terk etmediler?

  • Arda Yıldız

    18.7.2025 13:17:39

    Fetö mensuplarını usulden mi esasdan mı savunmak gerekiyor? Esasdan savunmak mümkün değil. Usulden savunmaya ise kendilerinin imkanı var. Usul kanunlara ve kanun yorumcularına göre değişebilir. Esas ise evrenseldir. Fetönün iş ve eylemlerini, amacını, yolunu, yöntemini savunmak mümkün değildir. Biz bir cemaatiz deselerde, esasen öyle olmadığını cümle alem biliyor.

  • Eda Gül Beyaz

    18.7.2025 12:28:09

    5- İttifakla kabul edilen görüşe göre, Gülencilerin Nurculuk ile herhangi bir ilgi ve alakası yoktur. Bu noktadan hareketle Gülen ile Nurcululuğu yan yana getirmekten imtina etmek bir vazifedir. Eğer, adalet-i mahza talebinin ötesinde, biz bütün varlığımızla mazlumları savunmalıyız diyenler varsa, diğer bütün mazlumlar için de aynı şeyi yapmaları gerekmektedir. Ülkede adalet sisteminin tam adaleti sağlamadığı her görüşten insan ve gruplar var. Herkesin adına savaşmak ise muhaldir! Ey Nurcular! Enerjinizi iman hizmetine hasrediniz.

  • Hasan yigitkan

    18.7.2025 12:26:38

    Allah razı muhterem Şemsettin ağabey Topal hafıza çok güzel izah ettiniz mahiyeti anlaşıldı

  • Müjdat Bayar

    18.7.2025 12:16:29

    Topal Hafız'ın Yüce Allah katındaki değerini bilemeyiz. Elinde ölçü olan var mı? Kelimeleri doğru seçmek lazım.

  • Tilmiz

    18.7.2025 12:13:53

    Rahmetli Topal Hâfız'ın menfi bir fiilini duymadım. Hakkında söylenenler müspet. Rabb'im merhametiyle muamele etsin. Bir imtihan sürecindeyiz. Mezkûr cemaatle direkt irtibatı olmadığı hâlde meslekten uzaklaştırılan Okuyucu cemaatine mensup kardeşler tanıyorum. Herkesin başına her şey gelebilir. Kader!

  • Akın Öztürk

    18.7.2025 12:12:07

    Demekki abi Topal Hafızin ustadla iltisaki varmiş.Lastikli kanunları icra ederlerse onlarda nurcu olur.

  • Eda Gül Beyaz

    18.7.2025 11:59:39

    4- Bu yazıda ifade edildiği gibi, Gülen grubu "Nurcu" oldukları için terör listesine alınmamışlardır. Haklarında Nurculukla yan yana gelmemesi gereken onlarca iddia vardır. Nurcular bu durum karşısında Üstadımız gibi yapıp, Gülen hareketi ile Nurculuğu yan yana getirmemeye çalışmaları gerekiyordu. Nurcuların yapacağı iş, aynen Üstadımız gibi, devlete adaleti ve adalet-i mahza ilkesini önermek olmalıydı. Çünkü Gülen grubu, Şeyh Said merhum gibi ümmetin nazarında pak ve temiz kabul edilmiyordu. Gülencilerin haklarını savunmaya soyunmak, o gün Üstadımızın yapmadığı işten daha zor bir işe soyunmak anlamına gelmektedir. Hele ki, Gülencileri, Nurculuğun bir kolu olarak addetmek ve onlara yapılan şeyi Nurculuğa yapılıyor gibi göstermek stratejik bir hata olmuştur.

  • Eda Gül Beyaz

    18.7.2025 11:51:29

    3- Şeyh Said mazlumen idam edildi diye, kamuoyundaki algıyı hesaba katmadan, "mazlumların avukatıyım" diyerekten hareket etmemiştir. Devlete adaleti tavsiye etmiş, adalet-i mahza ilkesi ile hareket edilmesini salık vermiştir. Ama işini gücünü bırakıp, mazlumların avukatı gibi davranmaktan da uzak durmuştur. Üstüne vazife olmayan, üstüne vazife olarak aldığında da bir şeyleri değiştiremeyeceği işlere enerjisini harcamamıştır.

  • Eda Gül Beyaz

    18.7.2025 11:46:27

    2- Üstadımız Şeyh Said'in mazlum olduğunu bilmesine rağmen, hiçbir zaman onu ve eşrafını savunmayı Risale-i Nur hizmetinin önüne geçirmemiştir. Şeyh Said ismi ile içinde bulunduğu iman hizmetinin karıştırılmamasına özellikle dikkat etmiştir. Dolayısıyla algı yönetimine ekstra dikkat etmiştir.

  • Eda Gül Beyaz

    18.7.2025 11:28:31

    1- Şeyh Said ve Gülen. İkisi de devlet nazarında isyankar kabul edilmektedir. Ancak hem çağdaşı hem ahir mü'minlerin mabeyninde Şeyh Said mazlum ve şehid olarak kabul edilegelmektedir. Gülen'in durumu ise malum.

  • Mefail Güreler.

    18.7.2025 11:25:30

    Şemsettin hocam Allah razı olsun . Tamam teşsiz koymuşsun Allah bu yolda yardımcın olsun.

  • Ahmet ilhan

    18.7.2025 11:01:13

    Topal'in mesup oldugu siyasetli cereyan Risale-i Nurlarin sahtesini bastı, şimdi ölü olan lideri "başörtüsü füruattir demisti" yine Risale-i Nurlarin aleyhindeki Ecevit'e sefaat etmek istemişti. Süfyana methiyeler düzdü. Tum ihtilallere destek verdi. Topal Hafiz bu edepsizlikleri seyretti. Dehsetli tokat yedi.

  • Lazgin Demir

    18.7.2025 10:47:53

    Bir hak söz daha batıla malzeme olmaktan kurtuldu sizin vesilenizle. Allah razı olsun.

  • HASAN DOĞAN

    18.7.2025 09:20:31

    Yani siz burada Topal hafız kaderin adaleti ile yanlış yerde olduğu için ona yapılan muameleyi hak görüyorsunuz öyle mi.Velev ki böyle bir hareket menfi hareket etti ve bu hadise başlarına geldi.Diyelim ki üst kesimi bunu hakketse bile başta Topal hafız ve yüzbinlerce masuma yapılan mu zulümler de haklarıdır zarara rızası girdikleri için mustehaktur denilebilir mi?Kanaatimce üstad'a zerre miktar bağlı olan hiç kimse böyle bir zulmü uygun bulamaz.Buluyorsa bıraksın 5.desise i şeytaniyeyi 1. Ve 2. Ve de desise i şeytaniye olan hubb-i cah,Havf ve tama' desiselerine kapılmış demektir.

  • Fikret

    18.7.2025 01:26:53

    " İnsan zaaf ve noksanlarla alûde, şeytan ve nefsin istilâsına açık bir varlıktır. Dolayısı ile ondan her türlü kötülük südûr edebilir. Bunlardan biri ve en tehlikelisi de arzularına fikir sureti giydirerek hakikatleri dejenere etmesidir ki, böylece insanlar yanlışları doğru, doğruları yanlış zannederek aldatılmış olur. " Arzular ve fikirler ne güzel bir seçim. Yorumu beni aşan bu güzel yazınızı sizden aldığım bir adetle ve konunun insana verdiği gerginlik ve tedirginlik yönüyle ; haftaya kadar okuyucuları selamsız bırakmamak adına Vesselam hocam.

  • Mehmet Şerif akay

    18.7.2025 01:02:00

    Çok teşekkür ederim sayın Şemseddin hocam istismar eden bir şahısı ve konuya açıklık getirdin Allah razı olsun

  • M. Ali KAYA

    18.7.2025 00:57:26

    Allah razı olsun. Hakkaniyetli bir yazı. Risale-i Nurun Meslek ve Meşrebine uygun hareket edenler “Müspet Hareket” ettikleri için ne Bediüzzaman ve ne de talebeleri hiç ceza almamışlardır. Zulmen verilen cezalar da temyizden dönmüş ve beraat ile sonuçlanmıştır. Ceza alanlar hep Risale-i Nurun mesleğinden ayrılanlardır. Bu sebeple yazarı tebrik ediyoruz. Bu meseleyi vuzuha kavuşturmuş.

  • Mustafa Yalçın

    18.7.2025 00:49:49

    Allah razı olsun hocam. Gerçeklerle yüzleşmek gerek. Ne körümüz, ne sağırımız, nede topalımız bitmiyor. Defaatle istismar edilmiş bir konu. Devamı yazınızı bekliyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı