"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İşaratü’l-İ’caz’ın yazılış safhaları

Ali FERŞADOĞLU
17 Eylül 2022, Cumartesi
“Beşer bir taraftan arzı ihya ederken; diğer taraftan Azrail gibi arzın kalbine kadar pençesini sokup arzı imatesine (öldürmesine) nasıl sebep oluyor?” sualinin cevabının verildiği İşaratü’l-İ’caz tefsirindeki pasajı şerh ve izah etmeye devam ediyoruz.

İnsanoğlunun üretilmesine sebep olduğu nitrözoksit, karbondioksite nisbetle 300 kat daha zararlı. Nitrik oksit bir nitrojen (azot) çok reaktif (reaksiyona giren ve bileşiğe girdiği şeyin varlık ve mektirını belirleyen) bir gazdır. Bazı hayvan ve bitki hücrelerinde bir amino asit olan L-arjininden üretilir ve yanmanın bir yan ürünüdür. Atmosferdeki bazı tabii reaksiyonlar sonucu da oluşur.  

Kimyevi gübre verimi arttırmıyor, toprağı öldürüyor! Toprağa işleyen bu zehirler; toprakta tuzluluğu artırıyor. Ağır metallerin birikmesine sebep oluyor. Suyun içinde ötrofikasyon (plankton ve alg varlığının aşırı şekilde çoğalmasına) sebep oluyor. Ayrıca kimyevi gübrenin muhtevasında bulunan maddelere göre; atmosfere seragazı salınıyor. 

Seragazı emisyonlarının yüzde 12’sini oluşturan tarım faaliyetleri, aynı zamanda iklim değişikliğine de sebep oluyor. 

İşte bu keşfin yer aldığı İşaratü’l-İ’caz isimli eserin de yazılışı harikadır: Bediüzzaman, onu yazdırdığı dönemde I. Dünya Savaşı Pasinler Cephesinde Milis Albay’ıdır, yani, Gönüllü Alay kumandanıdır. 1914-1915 arası te’lif edilmiştir. İlk baskısı 1918’de yapılmış.

Evet, İşaratü’l-İ’caz öyle şartlarda yazılır ki, sıradan mektup bile yazmak imkansızdır: “İşaratü’l-İ’caz tefsiri, eski Harb-i Umuminin birinci senesinde, cephe-i harpte, me’hazsiz ve yanında kitap mevcut olmadığı halde telif edilmiştir.” (s. 14.) Gülle atışları altında katibi Habip’e “Defteri çıkar, yaz” diyerek, at üstünde, avcı hattında yazdırmış. (Yani irticalen, Arapça olarak yazdırmış!) Zaten Bediüzzaman çoğu Risaleleri inkıbaz ve sıkıntılı hallerinde, bazen de hastalık vakitlerinde, çok ağır şartlarda, hapiste, dağda, bayırda, harp’te, avcı hattında telif etmiştir. (Bediüzzaman Emirdağ Lâhikası, II, 218.) 

Bilhassa ulema, Diyanet camiası, İlahiyatçılar ve akıl-baliğ olan dindarlar “kerametvari yazılış safha ve boyutlarına” baksalar bile Risale-i Nur’un ne kadar harika bir tefsir olduğunu anlar ve okuma ihtiyacı hisseder. Ki, inceleyen, “anlayarak ve kabul ederek” okuyan yüksek seviyedeki alimler bunu zaten teslim etmiştir.  

Okunma Sayısı: 1844
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Rasim

    17.9.2022 09:03:46

    Maşallah. Allah üstaddan razı olsun. Bizi de şefaatlerine mazhar eylesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı