● Geçim seçimden, seçim geçimden geçer!..
● Hak yoldan sapmaz dosdoğru yürürüz; bükülür belimiz, asla zalime bükülmez, kolumuz, bükülmez boynumuz!
● Ya Rabbi! Bize Ebubekir-i Sıddık, âdil Ömer (ranhüm) gibi hassasiyet nasip et, tâ ki, bitsin artık bu fitne, fesat, bu dehşetli husûmet!
● Boşa harcama nefesini, milyonlarcasıyla bile temizleyemezsin nefsini!
● Namaz; Allah’ın divanında duruşun sanatı; tadil-i erkan ise zirvesidir!
● Lâyıkıyla yaparsak eğer infakı, yeryüzünden yok ederiz nifakı!
● Dindar gençlik yetiştireceğim deyip kindar gençlik yetiştireceğine, keşke vicdanı hür, aklı hür gençlik yetiştirseydin dindarlığı bulurlardı.
● Nurdan adam nurlu sözleriyle zifiri karanlık geceyi yardı, herkesi müjdeleyerek uyardı: Her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı vardır."
● Ey insan-ı âciz! Kadir-i Mutlak’a tevekkül etmezsen aczin seni eder her an tâciz!
● Kendini kusursuz zanneden huzursuz olur!
● Hakikate post olursan, bahtiyarlıkla dost olursun ey bahtiyar ihtiyar!
● Kabiliyetini kabuliyete dönüştürmeyen makbuliyete ulaşamaz!
● Hak yolda kül olmadan hakiki kul; yönetimde tül olmadan idare-i gül olunmaz!
● Tarzına değil, farzına dikkat et! Zira, saadet tarzda değil, farzdadır!
● Bu zamanın cihadı, “şiddet, silah, filim” ile değil; selâm, kelâm, kalem, ilim, hilim iledir.
● Yılışır kibirli; kafası değil, enesi ve çenesi çalışır!
● Yenilenemeyen yenilir!
● Fikri Kur’an, iman olmayanın titri başka, şükrü başka, zikri başkadır!
● Sayısız nimetleri gör ey nefsim, ey kör nefsim, göre ey nankör nefsim!
● Hazır ol ezanla Huzûra gel, huzur-u hazırı bul!
● Hiç şüphesiz sel ve yangınlar ihtar-ı Rabbani, ikaz-ı İlâhi, ikaz ateşi, ikaz atışıdır!
● Hava sadık, toprak sadık, su sadık; kadir bilirin dostluğu, muttakinin korkusu sadık; hem Nur’a, hem ata, hem de hürriyete susadık!
● Ehl-i kitaptık okurduk habire, nasıl cehl-i kitap, cehl-i hitap olduk, dünyada girdik kabire!
● Kalıcı geçici işler yapabilir, ama, geçici kalıcı işler yapamaz ey dünya misafiri!
● Kimi hakikat Kâbe’sinin etrafında döner, kimi pirzola, kimi döner!..
● Nefsine veremeyen ayar, âkıbet nâr-ı hâr-ı Cehenneme kayar!