"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Yeniden insan olmayı öğrenebiliriz!”

Ali FERŞADOĞLU
22 Kasım 2021, Pazartesi
İnsanlığı, Batıyı da içine düştüğü sefahetten, mânevî kaostan kurtaracak Kur’ân medeniyetidir. Batının tanınmış simâlarından ve bir zaman Mitterand’ın yakınında bulunan solcu düşünür Bernard Kouchner bunu şöyle dile getirmişti:

“Biz komünizme karşı bir zafer kazandık. Ama biz de yenildik. Çünkü, birbirimize söyleyecek bir şeyimiz kalmadı. Ama İslâm ülkeleri ve halkları öyle değil. Sizden öğreneceklerimiz var diyorum. Dayanışmayı, âile bağlarını, yeniden insan olmayı öğrenebiliriz sizden. Irkçılığa karşı bir panzehir olacaksınız bizim için. Avrupa’yı kendi içine dönük bir kale olmaktan kurtaracaksınız. Irkçılığın 2. Dünya Savaşı öncesine benzer bir dönüş yapmasından çok korkuyorum.” (Nilgün Cerrahoğlu, Milliyet, 2 Nisan 1995)  

Çünkü, bugün hakim olan medeniyet “beş menfi esas” (olumsuz temel) üzerine teessüs etmiş (özetle):  

“Güçlü olan haklıdır” diyor. Bunun gereği/sonucu tecavüzdür. “Hedef-i kastı menfaattir.” Çıkarı için herkesi zahmetten zahmete, sıkıntıdan sıkıntıya sokuyor. “Hayatta düsturu cidal (çarpışmadır). Bundan müthiş boğuşma, çekişme, didişme çıkıyor. “Kitleler mâbeynindeki rabıtası, âhari (başkasını) yutmakla beslenen unsuriyet ve menfi milliyet” kabul ettiğinden ırkdaş, akraba, partidaşını desteklediğinden çatışma ve kavga çıkıyor. “Cazibedar hizmeti, hevâ ve hevesi (nefsi arzu ve geçici istekleri) teşcî ve arzularını tatmin” olduğundan, “o hevâ ise, insanın mesh-i mânevîsine (mânevî yönden hayvana dönüşmesine) sebeptir.” 

“Güçlü değil, haklı olan kuvvetlidir.” Bu adalet, hukuk karşısında herkesin eşitliğidir. “Hedefi fazilettir.” “Aralarındaki bağı, menfi milliyet (milliyetçilik, ırkçılık, asabiyet) değil, “dinî, vatanî, sınıfî” kabul eder. Yani, aynı dinden iseler din kardeşi, farklı dinden olup aynı vatanda yaşıyorlarsa “vatandaş kardeşliği”, başka memleketlerde iseler, “sınıfdaş kardeşliği” getirir. Bu da herkesi kucaklamayı gerektirir. Bunun sonucu, gereği, samimî kardeşlik, barış, anlaşma, haricin tecavüzüne karşı birlikte müdafaadır. Bunun gereği, sonucu birlik ve dayanışmadır. Kur’ân’ın hedefi nefsi arzular değil, Rabbimizin emirlerine uymayı sağlamaktır. Bunun sonucu ve gereği insanlıkta ilerleme, yükselme, ruhen gelişmedir.” (Mektubat, s. 458)  

İşte Bernard Kouchner’in de, insanlığın da beklediği “insaniyet-i kübra” budur. İslâma perde olmaz ve ahlâkını fillerimizle göstersek devletler, kıt’alar akın akın İslâmiyete koşacaktır.   

Okunma Sayısı: 1321
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bülent BİÇER

    22.11.2021 14:33:07

    Tebrikler Ali Bey...Hoş bir makale...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı