Uşak, bir Aşıklar diyarı şehri olarak tam anlamıyla keşfedilememiş güzellikleri içinde barındıran bir Anadolu şehridir. Bu şehir nice uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Maziden istikbale ışık tutan kültürüyle, ünlü gezgin Evliya Çelebi’nin yukarıdaki söyleminde belirttiği üzere, tabii güzelliklerle bezenmiş bir şehrimizdir. Bu şehir 1953 senesinde il olmuş, köklü tarihini de  içerisinde muhafaza edip, yaşattığı fikir ve kültür mirasıyla zamanımız Türkiye’sinin modern bir şehri olmuştur. Ülkemizin gelişmesine, özellikle tekstil sanayii  ile büyük katkı sağlayan, bulunduğu coğrafya ve sahip olduğu iklim şartlarıyla ticaret hayatında elverişli özellikler sunmaktadır. Uşak şehrimiz, girişimci, memleketini seven, çalışkan insanlarıyla huzurun, barışın tesisinde Türkiye tablosunun değerli bir parçası olmuştur. Mevcut kültürel tarihî, arkeolojik ve turistik değerlerini plaka kodumuzla özdeşleştirdiğimiz 64 temel başlık altında sınıflayarak gelecek kuşaklara noksansız aktarılmasını sağlamak ve toplumsal bir bellek oluşturmak maksadıyla ilimizin tanıtımında (Uşak 64) kataloğunun 2016 Aralık ayında hazırlandığını ve İzmir Meta Basım Matbaacılık’ta basıldığını bilgilerinize sunuyoruz. Uşak da önemli kültür varlıklarımız şunlardır. Karun Hazineleri, Sebasta Antik Kenti “Sivaslı- Selçikler de bulunan Antik Kent”, Ulubey Sülümenli de Blaundus Antik Kenti, Akmonia Antik Kenti (Banaz Ahat Köyü’nde) İnay Kervansarayları ve Altıntaş Köyü Kaya Evleri ve Mezarları bulunmaktadır. Çok önemli bir Hazine olan ve Lidya döneminin en görkemli eserleri olarak bilinen Karun Hazineleri, 1965, 1966 ve 1968 yıllarında kaçırılır. İlk soygun, 1965 yılında Toptepe Tümülüsü’nde gerçekleşir. 

Toptepe Tümülüsü’nün soyulmasından bir yıl sonra, 6.6.1966 tarihinde İkiztepe Tümülüsü kazılır. Uşak- Güre’ deki 3’üncü soygun da 1968 de Aktepe Tümülüsü’n de yapılır. Karun Hazinesi’nin tamamı, Amerika’daki Metropolitan Müzesi’ndedir. 1987 yılında Aktepe Tümülüsü’nde yapılan çalışmada, kaçak kazıdan geri kalan parçalar ele geçmiştir. Bu buluntular, çok önemli delil olmuştur. En önemli belge ise, kaçak kazıyı yapanların anlattıkları bilgiler olmuştur. Olayların  bilinmiyen yönleri bu sayede aydınlanmış ve belgelendirilerek ABD’deki avukatlara gönderilmiştir. Ayrıca 1990 yılında Eyalet Mahkemesi kararıyla 4 Türk, 2 Amerikalı 6 kişilik bilirkişi  grubu, Metropolitan Müzesi depolarında tesbit çalışmasında bulunarak detaylı raporu  avukatlara vermiştir. 1987 yılında, zaman aşımına 3 gün kala açılan Karun Hazineleri Dâvâsı, 1993 yılına kadar devam etmiştir. Aynı yıl Mahkemeyi kaybedeceğini anlayan müze Türkiye ye anlaşma teklifleri getirir. Hiçbir teklif kabul edilmez. Neticede Müze, Güre’den kaçırılan hazineyi vermeyi kabul eder. Karşılığında ise, dâvâdan çekilmemiz istenir. Sonunda 1993 yılında anlaşma sağlanır, aynı yıl Karun Hazinesi Ülkemize geri getirilir. Önce Ankara’da sergilenen,  1996 yılından itibaren Uşak Müzesi’nde sergilenen Kroisos’un bu muhteşem hazinesi, 2500 yıl önce yaşadığı topraklardan kalan tek hazine olarak, tekrar varlığını sürdürdüğü topraklara geri gelmiştir. Şimdi bu muhteşem hazine Uşak Müzesi’nde, halkımızın emrine amadedir.