Sınır ötesi hava harekâtı tartışılırken siyasi polemiklerin karambolunda “demokratik parlamenter sistem işbirliği”ndeki “altılı masa”nın çalışmaları üzerinde durulmadı.
Aslında “iktidar cephesi”nden ve “yandaş medya”dan sürekli pompalanan “dağıldı, dağılacak!” asparagaslarının bir işe yaramamasına, “toplanıp dağılıyorlar” yanıltmalarının da bir netice vermemesine karşı son sekizinci toplantısının sonuçları, çarpıtmaların aksine demokratik işbirliğinde ciddi hazırlıkların yapıldığını ortaya koyuyor.
“İktidarın tüm ayrıştırma ve kutuplaştırma politikalarına karşı, demokratik Türkiye ortak ideali için birlik ve kararlılıkla devam eden çalışmalar”da, özellikle temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alındığı, hukuk devletinin tüm kurum ve kurallarıyla hayata geçirildiği hür ve demokratik Türkiye’yi inşa plânlanmasında önemli mesâfelerin alındığı görülüyor.
DEMOKRATİK ANAYASAL DÜZENLEMELER
Dokuz ana başlık ve altmış alt başlık altında derlenen, seçim ve sandık güvenliğini sağlamanın ayrıca ele alındığı “işbirliği”nde, “güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş süreci yol haritası” istikametinde “ortak komisyonlar”ca kaydedilen hazırlıkların kısa sürede tamamlanıp kamuoyu ile paylaşılması aşamasına gelinmesi önemli.
Bilhassa “anayasal ve yasal reformlar” kapsamında tamamlanan “anayasa değişikliklerinin kodifikasyonu”nun 28 Kasım’da Demokrat Parti’nin ev sahipliğindeki toplantıda kamuoyuyla paylaşılması dezenformasyonlara en bâriz cevap oluyor.
Buna göre “parlamenter sistem mutâbakatı” doğrultusunda partilerin çalışmaları birleştirilerek 100 maddeyi bulacağı belirtilen “anayasa taslağı”ndaki düzenlemelerin başında Başbakanlık ve müsteşarlıkların yeniden ihdası ve Bakanlar Kurulu’nun teşekkülü, bakan yardımcılıklarının kaldırılıp bakanlık müsteşarlıklarının getirilmesi geliyor.
Keza Cumhurbaşkanı’nın yedi yıllığına, bir defalığına seçilmesi, varsa partisiyle ilişiğini kesmesi, Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçiminde Cumhurbaşkanının üye atamalarındaki yetkisinin kaldırılıp yalnızca Türkiye Barolar Birliği kontenjanından gelen çoklu adaylar arasından üyeleri atama ile sınırlandırılması, Hâkimler Kurulu ve Savcılar Kurulu’nun Hâkimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak ikiye bölünüp Hâkimler Kurulu’na bütün demokratik hukuk devletlerindeki gibi Adalet Bakanı ve yardımcısının katılımının olmaması öngörülüyor.
YÖK kaldırılıp yerine bilimsel, idari ve mali özerkliği getirilmiş üniversiteler arasında eşgüdümü sağlamayı hedefleyen bir koordinasyon kurulu oluşturulacak, DPT benzeri kurumlar kurulacak. Ayrıca Meclis’in yasama ve denetim yetkisinin güçlendirilmesi, gensoru gibi hükûmeti denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi benzeri değişiklikler de bulunuyor.
“İKTİDAR CEPHESİ”NDE SİYASİ TRAVMA…
Ve Anayasa değişiklikleriyle özgürlüklerin kısıtlanmasını öngören maddeler kapsamında, toplanma ve gösteri yapma, ifade ve basın özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılması ekseninde “sansür yasası’yla basını susturan, sivil toplumu ve sosyal medyayı tehdit olarak gören, demokrasinin nefes borusu olan düşünce ve ifade özgürlüğünü ayaklar altına alan bu otoriter yönetim anlayışına son verilmesi”; bu kapsamda RTÜK’ün ve Basın İlân Kurumu’nun mahkeme kararı olmadan ceza kesen, yasaları da aşan keyfî baskılarının ortadan kaldırılması uzlaşılan konuların başında geliyor.
Ve altı partinin daha önce -28 Şubat’ta- imzalayıp kamuoyuna açıkladıkları “parlamenter sistem esas ve ilkeleri”ni belirleyen Anayasa tâdilatında mutâbakata varıp millet nezdinde deklâre edecek olmasının iktidardakilerde tam bir siyasi travmaya sebebiyet verdiği görülüyor.
Bundandır ki bir dizi manipülasyona, çarpıtmaya, saptırmaya başvuruyor…