"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ankara’nın, Suriye’de tefrika fitnesine desteği...

Cevher İLHAN
13 Eylül 2019, Cuma
Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doğusunda ABD ile “güvenli bölge” tam bir karmaşaya dönüşmüş.

Daha önce “Fırat’ın doğusundaki bütün sınırlarımız boyunca kurulacak güvenli bölgeyi doğrudan askerlerimizin kontrol etmesi dışında bir çözüme rızâ gösteremeyiz” restini çeken Cumhurbaşkanı, “Trump’un vaad ettiği 20 mil (30-32 km) derinlik hususunda Amerikalıların biraz daha daraltmalarında arkadaşlarımız geçici de olsa mutabakat sağladı” sözleri, Ankara’nın “en az 35-40 km” olmazsa olmazına karşı “Amerikalılarla kaç kilometrede mutâbakata varıldığı” sorusunu sordurdu. 

Peşinden “Hadi deyince kimseyi biz ortada bulamıyoruz, güvenli bölgenin adı kaldı” yakınmasıyla “Ağustos’ta zafer müjdeleyeceğiz!” diyen Cumhurbaşkanı’nın şimdi de Eylül’ün son haftasını tarih vermesi “güvenli bölge”de işlerin Türkiye aleyhine sarpa sardığını açığa çıkardı. 

En son Amerikalıların ayak sürüdüğüne dikkat çekip, “Eylül ayının son haftasına kadar Fırat’ın doğusundaki güvenli bölge oluşumunu kendi istediğimiz şekilde fiilen başlatmakta kararlıyız” çıkışı “güvenli bölge”de akametin açık ikrarı oldu. (gazeteler, 3.9.19)

Düşülen vartada Irak’ın kuzeyini “uçuşa yasak bölge” ile 36. paralelin üstünü Irak’tan koparan ABD’nin “Çekiç Güç’e benzer “müşterek harekât merkezi”yle Suriye’nin kuzeyini Suriye’den koparan “güvenli bölge” emrivakisinin bu ülkenin de bölünüp parçalanması projesi olduğu açığa çıkarken, iktidar mahfilerinde ve “iktidara ilişik medya”da hâlâ okyanuslar ötesinden binlerce kilometre uzaktan gelen “Amerikan askerleriyle Türk askerinin yanıbaşındaki komşusu Suriye ile ortak devriye yaptığı” haberlerinin alây-ı vâlâ ile uçurulması garabeti sergileniyor. 

SURİYE’NİN PARÇALANMASI PROJESİNDE “ROL”!

Çarpıcı olan, sırf seçildiği halde “soruşturma, kovuşturma ve duyumlar”la görevlerinden uzaklaştırılan belediye başkanlarını ziyaret ettiği için muhalefeti “terör örgütü ile işbirliği”ne suçlayan siyasi iktidarın, koruyup kolladığı PKK’nın Suriye kolu PYD / YPG’ye “güvenli bölge” paravanında “koridor devlet” alanını teşkil eden ABD ile işbirliği yaman çelişkisine düşülmesi. (AA, 8.9.19)

Bir diğer çelişki “Anlaşılan o ki müttefikimiz, bizim için değil terör örgütü için ‘güvenli bölge’ oluşturmanın peşinde. Eylül ayı bitmeden Fırat’ın doğusunda askerlerimiz ile fiilen güvenli bölge oluşumunu başlatmamış olursak, artık kendi yolumuza gitmekten başka çaremiz kalmayacaktır. Bu iş öyle 3-5 helikopter uçuşu ile 5-10 araç devriyesi ile göstermelik birkaç yüz askerin bölgede bulunmasıyla olacak bir iş değildir” cümlesiyle deşifre oluyor.  

Bir yandan en üst düzeyde Cumhurbaşkanı, Amerikalıların her türlü silâh ve lojistik desteği verdiği PYD/YPG’yi koruma peşinde olduğunu, “birkaç devriye ve helikopter uçuşu” ile “güvenli bölge” olmayacağını belirtirken, diğer taraftan kendi ifâdesiyle “Bu terörist gruplara 50 bine varan TIR’la araç-gereç, mühimmat gönderen” Amerikan Başkanı Trump’a övgüler yağdırıyor! 

Daha önce PYD/YPG’ye aralarında tank ve uçaksavar füzelerinin de bulunduğu silâhları verdiğini itiraf eden Amerikan Genelkurmay Başkanı, örgüte silâh ve silâhlı eğitim vermeye devam ettiklerini bildirirken, Amerikan Ticaret Bakanı Ross’u kabulünde, “ABD ile müttefiklik ilişkimiz daha da perçinlenmiştir. Dostum Başkan Trump’la samimî ve güçlü bir diyaloğumuz var. Bu diyaloğu Trump’ın ülkemize yapacağı ziyaretle taçlandıracağımıza inanıyorum” cümlesini sarfediyor. 

“Sayın Trump da buna çok olumlu baktı, vakit kaybetmeden bunu halletmemiz lâzım” çağrısında bulunuyor! Onca görüşmeden sonra gittikçe muammalı muallel duruma saplanan “güvenli bölge” konusunu hâlâ 21-22 Eylül’de Amerika’da Trump’la -ayaküstü- görüşmede halledeceğini söylüyor!

Ve bu tenakuzlu politikalarla, AKP iktidarında bizzat Cumhurbaşkanı’nın ikrarıyla İsrail’in “arz-ı mev’ud”da egemenliği hesâbına “ikinci İsrail” işlevini görecek “koridor devlet”e alan oluşturan “güvenli bölge”yle menhus uluslar arası ifsad şebekeleri güdümündeki küresel ecnebi güçlerin Müslüman komşu Suriye’yi bölüp parçalama projesine destek veriliyor, “rol” üstleniyor! 

YENİ BEL VE BÂDİRELER…

Gerçekten, Ankara neden ABD ile bölgeyi karıştıracak bu tefrika fitnesini organize eder? Niçin hâlâ Cumhurbaşkanı’nın da ifşasıyla “PYD / YPG’ye ‘koridor devlet’ kurdurma peşindeki işgalci-istilâcı ABD ile “müşterek harekât merkezi”ni kurup devriye gezer?

Sahi, Ankara, Suriye topraklarının terör örgütlerinden temizlenmesini neden meşrû Suriye hükûmetinin kontrolüne bırakmaz? Niçin, Irak gibi Suriye’yi ve bölgedeki bütün Müslüman ülkeleri etnik ve mezhebi iftiraklar üzerinden tefrika fitnesine sürükleme menhus emelindeki emperyallerle Türkiye’yi bir başka ülkeyi “işgal”le ve “topraklarına girip egemenlik haklarını ihlâl”le “savaş ve cephe ülkesi” olmakla suçlanacağı tuzağa düşürür? 

Neden “tampon bölge”yle Türkiye 911 kilometrelik Türkiye-Suriye sınırında ABD’nin “koridor devlet” oluşturulmasına âlet edilmek istenir?

Belli ki dokuz yıldır tam bir fiyasko ile akamete uğrayan Suriye politikasında yine saptırma, çarpıtma ve oyalamalarla bir şeyler kotarılıyor. Ve Suriye politikasındaki bu saplantı, Türkiye’yi ve bölgeyi yeni belâ ve bâdirelerle karşı karşıya bıraktırıyor…

Okunma Sayısı: 1800
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Yusuf taha

    13.9.2019 09:50:07

    islamcı iktidarda zaten bir proje değil mi?şaşılacak ne var.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı