Bütün kamuoyu araştırmalarında, Meclis seçimlerinde “cumhur ittifakı”nın açık ara ile “millet ittifakı” eksenindeki partilerin gerisine düşeceği, ciddi bir hata yapılmazsa demokratik muhalefetin ortak adayının birinci turda seçileceği belirtiliyor.
Zira iktidar her fırsatta ateşleyip tahrik ettiği “kutuplaştırma” fitnesinin millet nezdinde akim kalmasıyla tam bir çıkmaza girmiş. Keza Cumhurbaşkanı’nın “bir gece ansızın” dediği Suriye’ye askeri operasyonun başta Rusya ve İran olmak üzere “Astana anlaşması”ndaki komşularca kabul görmemesi ve Yunanistan’la “savaş gerginliği”ne müsaade edilmemesi de oyunları boşa çıkarmış.
FIRSAT KOLLANIYOR
İktidar partisinden “ayrılma” niyetindeki milletvekilleriyle partilileri “durdurmak” için yeni rant ve menfaatler vaad ediliyor. “Trenden atlama”ya kararlı olanlara “istifa edenlerin başına gelenler” hatırlatılarak el altından “tehdit” edildikleri belirtiliyor.
Yeni rant ihaleleriyle, menfaat dağıtmakla gidenleri tutma ve partiyi dağılmaktan kurtarma operasyonları yapılırken,bir taraftan da kirlenmiş, kokuşmuş siyasette yolsuzluk, rüşvet dosyalarıyla aba altında sopa gösterildiğinden bahsediliyor.
Bundandır ki mevzubahis “siyasi cendere”nin dışında kalan, üst düzey vitrinde yer almayan, parti ile siyasi varlığını özdeşleştirmeyen isimlerin “seçim süreci”nde kopuş için fırsat kolladıkları kaydediliyor.
KOPUŞ KORKUSU…
En son Şanlıurfa milletvekili Eşref Fakıbaba’nın sosyal medyada duyurduğu istifasında “siyasi ve ahlaki anlayışıma uygun olmayan bazı kişilerle bundan böyle beraber olmayacağım” ifadesiyle açığa çıkan vakıayla bilhassa yılbaşından sonra her kademede kopuşların hızlanacağı ve “altılı ittifak”taki partilere geçişlerin artacağı belirtiliyor.
Fakıbaba seçildiği partisinin yanısıra milletvekilliğinden de istifa ederken, en son CHP’den seçilen, “Ergenekonculuk’tan yargılanıp hapis cezası alan M. Ali Çelebi’nin bizzat Cumhurbaşkanı’nınca dâvet edilip alây-ı vâlâ ile partiye kaydı, iktidar partisinden ayrılanlara yöneltilecek “gayr-ı ahlâkilik” ve “seçmen irâdesine saygısızlık” saldırılarının önünü kapatmış.
İktidar partisinin elindeki “devlet gücü”nün gideceğinin ortaya çıkmasıyla “gönül bağı” kopanların artık “siyasi beklentiler”le de durdurulamayacağı; özellikle AKP’nin oluşturduğu “saadet zinciri”nde yer almayanların bir kopuş arefesinde oldukları kaydediliyor. “İktidar cephesi”ndeki büyük çözülme ve dağılma paniğiyle gittikçe artan moral ve motivasyon çöküşünden söz ediliyor. Kopuşların tetiklenmesiyle dağılma korkusu gittikçe yaygınlaşıyor.
Hâsılı siyaset saatini kurmuş, seçim “seçim takvimi”nin açıklanmasını bekliyor…