"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslam, barış demektir

28 Mayıs 2019, Salı 01:02
Muhammed Ali; Yaptığı sporla ve tavırları ile geleceğe ışık tutması...

DİZİ-6: KELEBEK ETKİSİ
Dr. Aytekin Coşkun

***

Kelebek Etkisi Ve Himmetini Millete Adamak
Muhammed Ali

Boks tarihine adını altın harflerle yazdıran, ırkçılığa karşı savaş açan ve Müslümanlığı keşfeden, Muhammed Ali’nin hayat hikâyesini gelin birlikte keşfedelim. Kelebek etkisini ve himmetini milletine adamasına birlikte görelim. Muhammed Ali;1942’de ABD-Kentucky-Louisville’de dünyaya gelir.“Cassius Marcellus Clay Jr” adını alır. Ailesi Afro- Amerikan ve İrlanda kökenlidir, babası Cassius, boyacı, annesi Odessa ise temizlik işçisidir. Babası, oğlunun öğretmen ya da avukat olmasını isterken, onu bir gün ringde gördüğünde ise fikri tamamen değişmiş, ‘Benim oğlum, Boksta Dünya ağır sıklet şampiyonu olacak” demiştir. Muhammed, boksla tanıştığında 12 yaşındadır. Babasının aldığı kırmızı bisikletinin çalınması ile boks hayatına başlayışı aynı zamana denk gelir. 

O BİSİKLET

Irkçılığın etkisinin fazlasıyla hissedildiği bir dönemde, bisikleti için ağlayan siyahî bir çocuğa hiçbir polis yardım etmez, boks maçı izleyen bir polis hariç. O da yeterince ilgi göstermez, ama onun yanında iken bir şeyin farkına varır. Ekranda rakibini yere seren ve bundan sonra çılgına dönen boksörü orada ilk defa beyaz camda görmüştür. Birden tüm dünyası değişir. Aslında haksızlığa, adaletsizliğe, hukuksuzluğa karşı böyle güçlü bir boksör olabilirse yenebileceğini düşünür ve boksa başlar, yaşı on ikidir. İlk boks hocası L. Martin ile tanıştığında bile hala yaşadığı o olayın izini taşımaktadır. Küçücük bir spor salonunda başlayan bu yolculuk, kısa zamanda eyalet çapında 6 ödülle birlikte bir maceraya dönüşür. On sekizine geldiğinde ise ünü Amerika’yı aşmıştır. Sıra Dünyaya açılma zamanıdır ve önünde (1960) Roma Olimpiyatları vardır. ABD milli Takımına seçilir, tüm kafile Roma’ya uçuş için hazırlıklara başlarken Ali için ise stresli günler başlar. Uçak korkusu Ali’yi çok etkilemiştir. Roma’ya bu korkusu nedeni ile uçağa paraşüt takarak binmiştir. Yolculuğu boyunca da o paraşütü sırtından hiç çıkarmaz, uçak inene kadar kan ter içinde kalmış, yol boyunca dua etmiştir. Olimpiyatlarda, ağır hafif sıklette, altın madalya aldığında 18 yaşındadır ve bu altın madalya aynı zamanda ona sonsuz bir şöhretin de kapısını aralamıştır.  Roma’dan Amerika’ya elinde altın madalyayla dönmenin gururunu yaşar, onu gözünün önünden bir an olsun bile ayırmaz. Çok gençtir ve çok çalışmasının karşılığını almıştır, madalya ise her zaman boynunda asılıdır. Bir gün Louisville’de bir restorana girer, ancak çok geçmeden yanlarına gelen garson Cassius’e servis yapamayacağını söyler,

 -Cassius, nezaketini bozmadan “Bayan, ben olimpiyat şampiyonu Cassius Clay’im” der,  ancak garson hiçbir şeyin değişmeyeceği ifade edince restorandan çıkar.

DÜNYA ŞAMPİYONU OLSA DA...

 Irkçı tavır Dünya Şampiyonu olmuş olsa da ona dur der. Hayatındaki en büyük hayal kırıklıklarından birisini yaşar, çocukluğu ile şimdi arasında yine bir şey değişmemiştir. Efsaneleşen hikâye’ye göre, göğsündeki madalyanın şeridini çoktan çekip koparmış ve hırsla yürümeye başlamış, Ohio Nehri’nin ortasına doğru madalyayı fırlatmıştır. Her şey o madalya ile birlikte nehrin derinliklerine gömülmüş gibidir. Bundan böyle ringde sadece rakibi ile değil ırkçı tutumlara karşıda dövüşecektir. Ülkesi adına aldığı bu altın madalyanın dahi hiçbir şey değiştirmediğini görmek, acısından çok öfkesini artırmıştır. Beyazların her türlü haksızlığı karşısında boyun eğecek bir kişiliği asla kabul etmemiştir.  Hala Cassius adını taşımaktadır. Bir gün sokakta yürürken siyahî bir gencin kendisini takip ettiğini fark eder. Müslüman olduğunu bilmediği bu genç, onu sadece bir dakikalığına toplantı yapılan yere girmesi konusunda ısrar eder, içeri girdiğinde ise tamamı siyahlardan oluşan bir toplulukla karşılaşır.

MALCOLM X İLE BULUŞMA

Kürsüde siyahların özgürlüklerinden söz eden Malcolm X’i bulur. Irkçılığa karşı verdiği uzun savaşlardan sonra, 1964’te hacca gitmiş ve İslam kardeşliğini bulduğunu ilan ederek herkese anlatmaya başlamıştır. Siyahların özgürlüğüne inanırken, beyazlara yönelik ırkçı eğilimi de kalbinden silmeyi çalışmıştır. Muhammed Ali bu konuşmadan çok etkilenir, aradığı şeyi bulduğunu hisseder. Kardeşi kendisinden de önce Müslüman olmuş ve Rahman adını almıştır, Cassius bu söylemlerden sonra Müslüman olur ve Muhammed Ali adını alır. Artık hayatı farklılaşmıştır. Önünde farklı bir dünya vardır ve bir kenarından tutmak istemektedir. 1964’te S. Liston’u yenip Dünya Şampiyonu olduğunda 22 yaşındadır. Artık zirvededir. Tüm dünyanın tanıdığı bir boksördür artık. 

Irkçılara karşı yapılmaması gereken en büyük hatayı yapar, dinini değiştirdiğini ve Müslüman olduğunu açıklar. Yer yerinden oynar. Ali tarafında ise hiçbir şey düşündüğü gibi olmaz. Büyük bir tepki ile karşılaşır. Amerika’da resmi kesim ise ne adını ne de dinini tanır, hala Cassius Clay diye hitap ederler.

Bu arada Boks kariyerinin yanında bir de müzik kariyeri yapmaya karar verir.  Şampiyon olduğu yıl “I am the Greatest” adını verdiği müzik albümünü yayınlar, ancak plakçısı Columbia Records, Müslüman olması konusunda ağır tepki gösterenlerin başında gelir. Tüm albümleri toplatılır. Zorlu bir dönemden geçmesine ve yalnız kalmasına rağmen yine de müzikten uzaklaşmaz ve 1976’da, bir albüme daha imza atar. Bu arada boks kariyeri de beklemeye alınmıştır,  Müslüman olması bir tarafa siyah oluşu da birçok engeli katlayarak önüne koymuştur. Tüm bu zorluklara karşı savaşır.

ASKERE KATILMAYI REDDEDER

Ardından Vietnam Savaşı patlak verir, bu gergin ortamda Muhammed Ali, 1967’de askere katılmayı reddeder. “Benim Vietnamlılarla hiçbir  anlaşmazlığım yok. Fakir bir halkı yakmaya ve öldürmeye yardım etmek için evimden 10 bin mil uzağa gitmeyeceğim” der. Yer yerinden oynar,  boks lisansı elinden alınır. Ayrıca savaşa gitmediği için 5 yıl hapis ve 10 bin dolar da para cezasına çarptırılır. Lisansının olmayışı, pasaportunun da elinden alınması hepsi üst üste gelince Muhammed Ali iflas eder. Ailesi yanındadır ama bunca başarının üstüne içinde bulunduğu durum onu sarsmıştır. Ya pes edecek ya da yoluna devam etmek için onuru ile savaşacaktır. Ona göre, bu Vietnam’a karşı savaşmaktan çok daha doğrudur. Ailesi de ona maddi anlamda destek olmaya başlar, ama o da bir şeyler yapmalıdır. Üniversitelerde seminerler vermeye başlar, buradan kazandığı ile ailesini geçimini sağlar. 

1970’te, nihayet temyiz davasını kazanır ve boksa geri döner. 1971’de, ringde karşısında Joe Frazier vardır ve“Asrın Maçı” diye adlandırılır, ne yazık ki profesyonel boks kariyerinde ilk kez bir maçı kaybeder. Üç yıl boyunca lisansı olmadığı için yeterince çalışma imkânı bulamamış, hazırlık maçları yapamamıştır, böyle bir maça hazır değildir. Bu maçın ardından Ken Norton ile karşılaşır, ama talihsizlikler peşini bırakmaz. Çenesi kırılmış ve yenilmiştir. Artık kariyerinin bittiğini düşünmeye başlamıştır. 

BOKS ÂLEMİ ŞAŞKIN

Kendine olan inancını kaybetmez, vazgeçmeyecektir, artık sığındı, istimdat ettiği bir yer vardır. İmanı ve Allah inancı ayakta kalmasını sağlayan en önemli duygusudur. Ona inanan bu küçük topluluk için şampiyon olmalıdır. Bundan sonraki maçlarda unvanı için rakip olan tüm boksörleri art arda yener. Tüm boks alemi bu duruma şaşkındır, küllerinden yeniden doğuşun ayak sesleri işitilir. Ama daha bitmemiştir. 1973’te, Joe Frazier ile unvan maçı için yeniden anlaşır. Unvanını geri alabilmesi için Joe Frazier – George Foreman maçları kalmıştır. Frazier’ı sürpriz bir şekilde ikinci rauntta, Foreman’ı da sekizinci rauntta nakavt etmiştir. Muhammed Ali, hak ettiği unvanı yeniden kazanmıştır. Son bir maç için Londra’ ya gider. Rakibini, Kraliçe Buckingham sarayında karşılarken, Ali’yi çağırmaz. Burada bile ırkçılık hala devam eder. Ama o gerçek kardeşi ile buluşur.

Nevzat Yalçıntaş Londra’ya unvan maçına gelen Muhammed Ali’ye eşlik etmek ister. Kaldığı otelde buluşurlar. Birbirlerini daha önce tanımadıkları ortadadır. - Yalçıntaş; Selamünaleyküm, Muhammed Ali, “Aleykümselâm” der, Ve kucaklaşırlar, Ali hiç tanımadan koşulsuz kendine sarılan bu adamı bırakmak istemez, dünyadaki diğer yarısını bulmuşçasına sarılır, ağlamaya başlar ve ortam derin bir sessizliğe bürünür. Nevzat Yalçıntaş’a ‘’Bugüne kadar bana sarılan ilk beyaz sensin” diyebilir Ali. Tüm yaraları hem kanamış hem de iyileşmiş gibi hisseder. Daha sonra Ali, İstanbul’a gelir, Sultanahmet’te namaza durması ile huzuru yeniden tadar. Cuma namazı sonrası konuşma yapar ama dinleyenler hepsi beyazdır. 

36 YAŞINA KADAR BOKS YAPAR

1978 yılında üçüncü kez Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonu olur ve boksu bırakır. Profesyonel sporculuk dönemi içinde sadece 5 kez yenilgiye uğrar. 37’si nakavt, toplam 56 maç kazanır. 36 yaşına kadar devam eden profesyonelliği boyunca hem Olimpiyat hem de Dünya Şampiyonu unvanını alan Muhammed Ali, bütün şampiyonlar için tek isim olarak anılmaya başlar. Her zaman bir boksörden çok daha fazlası olmak için çok çalışmıştır, tüm kişiliğiyle, kalbiyle var olmak için yaşar. 1984’te Parkinson hastalığına yakalanmış, ancak bunu da gizlemiştir. Bu hastalıkla uzun yıllar mücadele eder ve ringe son çıkışı olur. Bir gün bir mülakatında gazeteciye gerçek şampiyonun Allah olduğunu ve bir hastalıkla onu yere serdiğini söyler. Çok anlamlı bir ifadedir. 

Son kez, Karma Savaşlar Sanatı ile uğraşan başarılı güreşçi Antonio İnoki ile dövüşür. Bu maçın ardından İnoki bir zaman sonra Müslüman olur. Ali’nin etkisinde kalır. 1990’da, Körfez Savaşı sırasında, Irak’ın başkenti Bağdat’a giderek, bir Müslüman olarak geldiğini ve Saddam Hüseyin’den rehinelerin serbest bırakılmasını ister ve 15 rehine ile Amerika’ya döner.  İslam adına hareket etmenin güzelliğini yaşar. 

11 EYLÜL SONRASI NE DEDİ?

Parkinson yüzünden Michigan’daki çiftliğinde gözlerden uzak yaşamayı tercih eder. 11 Eylül saldırıları üzerine, New York İtfaiye Müdürlüğü şapkası ile sıfır noktasına giderek,  Müslümanlara desteğini şu cümlelerle ifade eder. “Beni asıl inciten, bu olaya İslam’ adının bulaştırılması, nefret ve şiddete yol açan söylemlerin olmasıdır’’ der. Ayrıca ‘’İslam, katil dini değildir, tam tersine İslam, barış demektir. Evde öylece oturup insanların sorunun kaynağı olarak Müslümanları yaftalamalarına seyirci kalamazdım” diyerek İslam’a destek verir. 

Hollywood ta Dünya yıldızlarının isimleri kaldırıma yazılır, 2400 ünlünün isimleri burada yazılmıştır, “Muhammed Ali” nin ismi de buraya yazılmak istenir, ama Ali bir şartla kabul eder. Yere değil duvara yazılmasını ister. Çünkü, peygamberi olan Hz. Muhammed’in (sav) adını taşıması sebebiyle kaldırıma değil duvara yazılmalıdır.

Muhammed Ali, hayatında şampiyonluklar ve madalyalar kazansa da, aslında temelinde büyük acılar ve gözyaşları içeren bir hayat serüveni yaşamış sadece bir boksör değildir. Onu canlı izleme fırsatı bulanlar, Muhammed Ali’nin baştan aşağı bir şov adamı olduğunu söylerler. Kalabalık bir topluluğu istediği zaman coşturabilen bir yapısı vardır. Ringe çıktığında ise bu durum doruk noktasına ulaşır.  Kelebek gibi dans ederek rakipleri ile dövüşür. Bu onun en büyük özelliği olmuştur. Ayrıca illüzyon yapmayı çok sevmesine rağmen Müslüman olunca bırakmıştır. 3 Haziran 2016’da hayata gözlerini kapar.  Cenaze töreni Cuma günü planlanır. Cenaze namazını bir imam kıldırsa da, diğer din adamları da törendedir. Hayatı boyunca yaşadığı her dönemde Müslüman olduktan sonra İslam’a hizmet etmek için çaba sarf etmiş ve kendinden sonraki nesilde Kelebek etkisini başlatmıştır. 

Not: 1975,76 yıllarda çocukluğumda hatırlarım, sabahın köründe kalkar siyah beyaz tvlerde Muhammed Ali’nin maçlarını anamla beraber izlerdik. Neden biliyor musunuz? Müslüman olduğu için. Tek nedenimiz buydu o zamanlar.

-Devam Edecek-

Okunma Sayısı: 2381
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı