PARİS’TE DÜZENLENEN RİSALE-İ NUR OKUMA PROGRAMI, TÜRKİYE’DEN GİDEN GENÇLERLE AVRUPA’DAKİ KARDEŞLERİ BULUŞTURDU. PARİS’TEKİ GÜÇLÜ GENÇ POTANSİYELİ, YAKIN ZAMANDA BURADA ÇOK GÜZEL HİZMETLER YAPILACAĞINA DAİR ÜMİT IŞIKLARI SAÇIYOR.
DİZİ: PARİS OKUMA PROGRAMI NOTLARI-2
Sebahattin YAŞAR - [email protected]
VİYANA’DAN PARİS’E OKUMA PROGRAMI
Viyana’dan Paris’e Risale-i Nur okuma programlarına yoğun ilgi oldu
Paris okuma programımızın gelişmesi de ilginç oldu. Paris’te Risale-i Nur hizmetlerinde hanım kardeşlerimiz daha aktif bulunuyor. Belli bir aşamaya kadar erkek çocukları da hanımlar eğitiyorlar ve sonra erkeklere devrediyorlar. Haftalık derslerin yapıldığı Nur medresesinde daha çok hanımlar ve büyük erkekler ders yapıyorlar. Aynı binanın bir katında hanımlar diğer bir katında ise erkekler farklı günlerde derslerini yapıyorlar. Fosses kasabasındaki bu medrese uzun zamandır hizmet ediyor. Özellikle bu mekânın yapımında emeği olan Abdullah Kuşe ve kardeşi Hüseyin Bey ve diğer Yeni Asya mensupları hizmetlerde öncülük yapıyorlar. Diğer taraftan gençler de bu mekânda artık çocuklar ve gençler için yeni dersler başlatacaklarını ifade ettiler. Paris’te oldukça güçlü bir genç potansiyeli var. O kardeşlerin ilgileri yakın zamanda burada çok güzel gençlik hizmetlerinin yapılacağına dair ümit ışıkları saçıyor.
Davet sonrası Paris okuma programımızı konuşurken “Çok fazla sayıda gencimiz yok, akşamları, işten gelen kardeşlerle dersler yaparız” denilmişti. Biz de onlara bir teklif yaparak, ‘Eğer siz de uygun görürseniz biz Türkiye’den bir genç ekiple programa gelebiliriz” dedik. Uygun görüldü. Böylece bizim gençlerimizle Paris gençleri birlikte bir okuma programı yaparız diye planladık. Böylece Türkiye’deki farklı şehirlerden yeşil pasaportu olan gençleri belirleyerek, kapasite oranında dört genç ve üç eğitimci ile program grubumuzu oluşturmuş olduk.

Her yıl düzenlenen Avrupa Nur Cemaati buluşmasında bize verilen dersimizi okuduk ve cemaatle sohbet ettik.
Bazı kardeşlerimiz ilk kez bu sanal gurupta tanışıyorlardı. Süre yaklaştıkça biz de Türkiye’de iken gençlerimizle yazışarak, Paris okuma programımızı nasıl daha verimli hale getirelim diye fikir teatisi yaptık. Sonunda her kardeş gençlik konusu temelinde bir soru alarak, o sorunun cevabını Risale-i Nur içerisinde arayacak ve bir ders veya seminer yapacaktı. Meselâ Risale-i Nur’da Gençlik problemleri ve çare arayışları gibi.
Böylece bir ay öncesinden konular belirlendi ve birbirimizi takip etmeye başladık. Bu arada farklı şehirlerden programa gelecek kardeşler aynı uçaktan bilet alarak, program yolculuğunu da birlikte yapacaklardı. Öyle de oldu. Programa gidiş günü gelince kardeşler Türkiye’den biz de Viyana’dan yola çıkarak Paris’te buluştuk. Böylece Paris okuma programımız başlamış oldu.
İLK GÜN PLANLAMA VE TANIŞMA
Paris Okuma programının ilk günü tanışma ve program planlama şeklinde geçti
İlk gün kardeşleri havalimanından alan Abdullah Ağabey ve diğer kardeşler bir tanışma safhası yaşadılar. O günün gecesinde biz de Paris’e iniş yaptık ve bizi Muhammed Nur Temiz kardeşimiz, Faslı eşiyle birlikte karşıladılar.
İlk günümüzün akşamı tanışma ve programı konuşma şeklinde geçti. Çünkü ilk kez birbiriyle görüşen, tanışan kardeşler vardı. Biz de daha önce bu genç katılımcılarımızla tanışmamız olmuştu. Gençlerimiz; şimdilerde Trabzon’da mühendislik eğitimi alan, eski Pazar grubumuz gençlerinden Said Altın ve yine eski Pazar grubu gençlerimizden şimdilerde İstanbul Cerrahpaşa’da tıp okuyan Ömer Faruk Tan kardeşimiz ile Kocaeli Yeni Asya genç ekibinden Sakarya’da üniversitede mühendislik okuyan Muhammed Emin Alay kardeşimiz ve mezun kardeşlerden Kemal Said Türk kardeşimiz genç ekibimiz arasındaydı. Eğitimcilerimiz ise, bendeniz, hukukçu Ali Bayır ve eğitimci Mehmet Keklik hocalarımızdı.

Nur Talebeleri ile yolculuklar da ayrı bir güzellik taşıyor. Hep hizmete müteallik konuşuyorsunuz ve ortamda hakim duygu muhabbet oluyor.
ŞAHSÎ OKUMAMIZI TRENDE YAPTIK
Paris’te müze ve kültürel ortamlar öğrencilere pahalı gelmekte
Programın ilk gününde gençlerin Paris merakını bir giderelim diyerek, gezi ile başladık. Gençler Paris gezi çerçevesini çalıştılar. Tabiî özel okumalarımızı ihmal etmemeyi, gençlerin ve bizim seminerlerimizi de uygun zamanlarda yapmayı taahhüt ettik. Böylece ilk günlük özel okumamızı Paris metrosunda, kırk dakikalık Fosses-Paris yolculuğumuzda ellerimizde kitaplarla trende yaptık. Bu arada metroda yolculuk halindeyken Türkiye’den Müslüman kardeşlerimizle de karşılaşarak, tanıştık. Onlar da bizi böyle okuyarak görünce şaşırdılar ve mutlu oldular. Mardinli genç inşaat işçisi Şevket bunlardan biri idi.
Paris gezimizin ilk durağı Louvre müzesi idi. Burada müzeyi gezen kardeşler de oldu gezmeyenler de. Uzun kuyruklar olması ve müzenin pahalı olması Müzenin cazibesini azaltıyordu.
Müzeyi gezmek istemeyenler de, yine bir grup halinde Notre Dame Kilisesini gezmeye gitmişlerdi. Saatleri alacak kuyruk manzarası burada da aynı idi. Oldukça kalabalık bir turist vardı. Yine bu kalabalık da gençlerin beklememesini netice vermişti. Bahçesinde fotoğraflar çektirerek, gezimize devam etmiştik.
Hedefimizde o gün için Paris Büyük Cami vardı. Yürüyerek camiye ulaştık ve öğle ve ikinci namazlarımızı burada cemaatle kılarak, tesbihat ve namaz derslerimizi de yaptık. Burası âdeta Paris’te farklı ülke Müslümanlarının buluşma noktası idi. Her ülkeden Müslüman ile karşılaşmak mümkün. Tabiî daha çok da Cezayirli Müslüman kardeşlerle.
Bu geziler sadece bir gezi değil, pek çok konuların konuşulduğu yürüyüşler oluyor
Burada asıl önemli olan, geziler esnasında gençlerle ağabeylerin gözlem yapmaları ve farklı mekânlara giderken değişik konularda konuşmaları ve keyifli vakit geçirmeleridir. Bu çok önemli bir şey. Anne babanın dışında farklı bir ülkede seçkin insanlarla evladınız bir araya geliyor ve pek çok değişik konularda o büyük model şahsiyetlerle tanışıyor, fikir alışverişi yapıyor.

Bu aynı zamanda bir genç için gelecek şekillendirmesi oluyor. “O sohbet ettiği ağabey nasıl yaşadı, nasıl çalıştı, nasıl başarılı oldu, nasıl evlendi, kriterleri neydi, nelerle karşılaştı, şimdi mutlu mu, neden mutlu, bir günü nasıl geçer?” gibi pek çok farklı sorusu cevap buluyor.
SEN NEHRİ KENARINDA YÜRÜYÜŞ VE TEFEKKÜR
Sen Nehri kenarında yürüyüşler yaparken bir taraftan da molalarda küçük çaplı Nur okumaları yapıp mütalaalar gerçekleştirdik. Sadece sanat eserlerini, heykelleri ve tabiatı tefekkür ederek zamanı geçirmedik, aynı zamanda bu tefekkür içinde heykellerin, abidevî tarihî eserlerin insan hayatındaki yerini, anlamını ve İlâhî sanat eserleri karşısındaki acziyetini, kıymetini değerlendirdik, yorumladık.
Akşam Paris Yeni Asya cemaatimizle buluşma zamanı idi. Paris’in farklı yerleşimlerinde yaşayan Nur talebesi kardeşlerimiz, ağabeylerimiz umumî ders akşamında Nur medresesinde toplanıyorlardı. Bir de okuma programı bilgisi verilince daha bir yoğun ilgi olmuştu. O akşam umumî dersimizi yaptık. Cemaatle tanıştık. Önceki yıllarda yine okuma programında tanıştığımız gençler şimdi artık iş sahibi kişiler olmuştu. O zamanki çocuklar da şimdinin artık gençleri idi. Şükür ki, Risale-i Nur ve dersler ile bağlantıları sürüyordu. Yeniden bir hatıra tazeledik.
Okuma programının ikinci gününde bizi bir sürpriz bekliyordu. Abdullah Ağabeyler, Paris’in hemen ikinci gününde Avrupa Yeni Asya Nur cemaatinin Almanya Ahlen buluşmalarına istersek katılabileceğimizi belirttiler. Biz de istişare ettik ve neden olmasın diyerek, Paris okuma programına bir etkinlik daha dahil etmiş olduk. Yaklaşık altı yedi saatlik bir yolculuk olacaktı. Üç araçla yolculuk yapacaktık. Ekipler belirlendi. Nur talebeleri Avrupa Ahlen buluşmasına on beş kişi katılacaktık.
Gezi sonrası Nur medresemize dönünce o gün sunumu olan kardeşimizden bir ders dinledik. Böylece gün içinde hem özel okuma, hem küçük ders mütalaaları hem de cemaat dersimizi yapmış oluyorduk.
–Devam edecek–